Geçenlerde Türkkonut’ta oturanlar Yenimahalle Belediyesi Başkanı’nı ziyaret ederek bölgelerindeki sorunları anlatmaya kalkıştılar.
Her zaman olduğu gibi garip bir durum ortaya çıktı. Fethi Yaşar, gelen site yöneticilerini dinlemek yerine, bugüne kadar Çayyolu için yaptıklarını anlatmaya başladı. Bir türlü laf dönüp dolaşıp, Türkkonut sakinlerinin niçin kendisini ziyaret ettiğine gelemedi.
Sonuçta, site yöneticileri kızmaya başladılar. “Başkan bizi bir dinle diyecek oldular” ana Yaşar yaptığı asfalt yamalarından, düzenlediği parklardan, halkın kendisinden ne kadar memnun olduğundan söz etmeye devam etti.
Sonuçta sesler yükseldi, yürekler kabardı. Ziyarete gidenlerden bir bölümü pişmanlık yaşadılar.
Bir yönetici biraz da sesini yükselterek Türkkonut girişinde, ASKİ’nin yanındaki hafriyat atıklarının neden temizlenmediğini sordu. Yaşar’ın yanındaki müdüre de biraz sert çıktı. Velhasıl sevimsiz bir toplantı yapıldı.
“Gün olur devran döner; keser döner, sap döner”
Türkkonut’un girişindeki inşaat atıklarının durumu böyle. Zabıta karakolunun eline dergimizi alıp, kapı kapı gezip ilanları kestirme peşinde koşacağına, asli görevleriyle ilgilenmesi daha doğru olmaz mı sizce? Memuriyetin gereği de o değil mi!
Ya da değişik açıdan bakalım; zabıta memurlarını görevlerinin dışındaki böyle uygunsuz işlere koşturmanın mutlaka bir yaptırımı da olmalı değil mi?
Hele de ses ve görüntü kayıtları da varsa...
657’ye göre (Devlet Memurları Kanunu’nun) 11. Maddesinde DEVLET MEMURLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI bahsinde "Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz." denilmekte.
Hiç yorum yok...