Bizim meclisimiz kanun fabrikası gibi çalışıyor. Ancak kanun çalmasını öğretmiyor. Öğretse, bu kez “Devlet, neden zurna çalmayı öğretmiyor?” diye soracaklar. Sonuç itibariyle bizler okulların ürünleriyiz. Sulamazsan ürün bu kadar olur. Üniversiteler bu konuda elini zurnanın altına koymalıdır. Her şeyi siyasetçiden beklemek doğru değildir. Ben bunları daha evvel söyledim ama zurna çalmadım. Çalacaksam yetki verin, çalmayacaksam tenkit etmeyin. Çünkü zurna öttürülecekse bunun yasal dayanağı olması lazım. Elbette farklı öttürenler olabilir. Toplumun zurnayı benimsemesi memnuniyet vericidir. Zurna, demokratik nezaket ve üslup içerisinde çalınmalıdır. Temel kural, bir şey yasak değilse serbesttir. Serbest alan içerisinde hukuka aykırı zurna çalınıyorsa yapılacak işlem de bellidir. Yani şu ülkede artık zurnayı hukuk çerçevesinde çalma alışkanlığını kazanalım.
Temel hedeflerimizden biri, demokrasimizin güvencesi kadınlarımızın zurna çalmaya katılmalarını temin etmektir. Bu konuda her zaman kadınlarımızın yanında olacağız. Temenni ederim ki, Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklentilerimizi karşılar. Türkiye'de zurna zor şartlarda çalınıyor. Birkaç kişinin hatası yüzünden bütün zurnacılar zan altında kalıyor. Arkadaşlarımıza, “Ağzınızla çalın şunu” dedim, her zaman da diyorum. Zurnayı dinlerken ne kadar zorlandığımı gördünüz. Zurna çalmıyoruz, neredeyse kavga ediyoruz. Halkın önündeki insanların zurnasına sahip çıkması lazımdır. Zurnanın çalınması en azından zurnayı üfleyen kadar önemlidir. Zurnadan azami ölçüde istifade etmek gerekir diye düşünüyorum. Aksi takdirde zurnadan beklenen fayda hasıl olmuyor.
Herkes zurnasını hak, hukuk çerçevesinde çalacak. Toplum neyi, nasıl çalıyor bakacak. Geriye dönüp bakın, eskiden zurnada peşrev olmazdı. Şimdi nasıl oluyor? “Flüt, zurnanın çocuğudur” gibi laflar son derece yanlıştır. Asla kabul edilemez. Tarihi ve sosyolojik gerçeklere aykırıdır. Siyasetçiler olarak zaman zaman yarım saat, bir saat konuşuruz ama bir saniye zurna çalmayız. Olmaz böyle! Çaldığımız zurna ortada. Tutanaklara bakarsanız “Dediğim dedik, çaldığım zurna” gibi de itiraflar var. Eğer dört partimiz de “Zurnanın çalınması, kamuoyunun bilmesi açısından faydalıdır” derlerse, biz gereğini yaparız. Milletten saklayacağımız bir zurnamız yok. Benim söyleyeceğim bu. Değilse sabahlara kadar kanun yapmanın bir anlamı yok. Zurnanın bundan sonra nasıl öttürüleceğini hep beraber göreceğiz.
Hiç yorum yok...