ÇAYYOLU'nda köy merkezinin hemen çıkışında mezarlığının altına yeni bir cami yapıldığını dehşet içinde gördük. Cami temeli nedeniyle onlarca genç fidan söküldü, halka ait bir yeşil alan daha betonlaşıyor.

Halbuki yeni cami anayolun kenarında, etrafında yerleşim yeri yok, çok yanlış bir yer seçimi olmuş. Üstelik 200-300 metre ileride yürüme mesafesinde köyün içinde iki adet cami var. 500 metre kadar ileride ise çok daha büyük olan Mevlana Camii var. Bu kadar çok caminin olduğu bir yere üstelik yeşil alanı katlederek cami yaptırmak insafsızlıktır, gereksizdir ve vergilerimizin çarçur edilmesidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı çok yanlış bir karar ile halkın vergilerini boşa harcıyor, üstelik yeşil alanını elinden alıyor. Buna hakkı yok ve bu karardan derhal geri dönülmesini talep ediyoruz.

Tuna YERSU
9 Nisan 2010 Hürriyet/ANKARA

300-400 m. arayla dört cami olur mu?
NE zamandır yazmak istediğim konuya 9 Nisan tarihli köşenizde rastlayınca hemen size yazmak istedim,

Çayyolu’nda yapılan cami ile ilgili olarak.
Çankaya Yıldızevler’de oturuyoruz.

Swiss oteli merkez alırsak 300-400 metre ara ile 4 cami var. Bir tanesi büyük bir hızla tamamlanarak bu sene hizmete açıldı. Eski Anayasa Mahkemesi’nin bulunduğu bulvar üzerinde, diğeri ise Gökay İlköğretim okulunun hemen yanıbaşında okulun bahçe duvarına bitişik,

inşaatı tamamlanmak üzere. Benim anlayamadığım okul ile iç içe cami olur mu? Geçen belediye seçimlerinde oy kullanmaya gittiğimde okulun durumu içler acısıydı. Herşey dökülüyordu. Bu şartlarda nasıl eğitim oluyor anlayamadım. Camiler çok kısa zamanda yapılıyor, sağlıksız okullarda eğitim yapılıyor. İbadetini herkes evinde yapabilir, 4 cami yerine 1 veya 2 Cami yeterli olmaz mı?

Bunları görünce inanın içim acıyor. Tunus, Mısır ve Halep gibi yerlerde parmak ile sayılacak cami varken neden Türkiye’de gereğinden fazla var.

Ben de Elhamdulillah müslümanım. Yanlış anlaşılmasın sadece düşümcelerimi aktarmak istedim, belki dikkate alınır diye...

(İsmi saklı bir kadın okurumuz)
12 Nisan 2010 Hürriyet/ANKARA