Tarihte çam ağacı süsleme geleneği, yüzyıllar önce Frigya Krallığı’nda ilk defa ortaya çıktı.
AĞACA TAPIYORLARDI
Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Mustafa Tekeli, “Frigya Krallığı döneminde, bereket sembolü olarak kabul gören çam ağacına tapılıyordu” diye konuştu.
YASAKLARLA KESİNTİ
Tekeli, “Çam süsleme geleneği belli dönem yasaklar nedeniyle kayboluyor. Yani tek tanrılı dinlerin yaygınlaştığı yıllarda kesintiye uğruyor” şeklinde konuştu.
NEDEN YAZ KIŞ YEŞİL
Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Tekeli, çam ağaçlarının yaz kış yeşil kalmasının nedenini açıklayan mitolojik efsaneyi de, Eskişehir Hürriyet okurlarına anlattı.
Sivrihisar’a bağlı Ballıhisar Köyü’nde Frigya Krallığı’nın yaşadığı dönemde, bereket sembolü olarak kabul gören çam ağacına tapılıyordu. Tıpkı günümüz ‘Noel’ kutlamalarında olduğu gibi çam ağaçları süsleniyordu.
ESKİŞEHİR Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Mustafa Tekeli, yılbaşı kutlamalarının en belirgin objesi olarak kabul edilen “çam ağacı” süsleme geleneğinin, bir Anadolu uygarlığı olan Frigya Krallığı’nda ortaya çıktığını söyledi.
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Ballıhisar köyünün, Frigya Krallığı döneminde “Pessinus” adıyla anıldığını ve bu toprakların dini merkez olduğunu anlatan Tekeli, “Burada, Frigya’nın ana tanrıçası ‘Kibele’ adına çok büyük dini törenler düzenleniyordu. Frigya döneminde, bereket sembolü olarak kabul gören çam ağacına tapılıyordu. O dönemlerde de tıpkı günümüz ‘Noel’ kutlamalarında olduğu gibi çam ağaçları süsleniyordu. Yani çam ağacı süsleme geleneği Eskişehir’in de içinde bulunuğu topraklardan çıkarak Batı ülkelerine yayılmış ve günümüze sadece kullanım alanı değişerek gelmiştir” dedi.
Frigya’dan Avrupa’ya
Yeni yıla saatler kala “Noel” kutlamalarına hazırlanan tüm dünya ülkelerinde ev yada iş yerlerinin bir köşesinde yerini şimdiden alan çam ağacı süsleme geleneğinin geçmişi hakkında bazı bilgiler veren Tekeli, şöyle devam etti: “Frigya döneminde kutsal bir ağaç olarak kabul gören ve dini törenlerde yerini alan çam ağacı, ‘yarım ay’ şeklindeki sembollerle süsleniyordu. Çam ağacının kutsallığı Firyalılar’dan sonra Romalılar tarafından da kabul görür ve Batı ülkelerine taşınır. Noel ağacı ve çam ağacı süsleme geleneği, antik dönemden sonra ilk olarak 1600’lü yılların başında Almanya’da yeniden ortaya çıkmıştır. Oradan Fransa’ya ve ardından tüm dünyaya yayılmıştır.
Tarihçiler doğruluyor
Çam süsleme geleneği belli dönem yasaklar nedeniyle kayboluyor. Yani tek tanrılı dinlerin yaygınlaştığı yıllarda kesintiye uğruyor. Frigya döneminde bereket imgesi olarak tapınan çam ağacı, bugün Anadolu’nun birçok yerinde helen önemini korumaktadır. Çam kozalağı bazı yörelerde bereket sembolü olarak evlerde saklanmaktadır. Ankara, Eskişehir, Ayfon, Uşak ve Denizli illerini içine alan Frigya Krallığı’nda yapılan törenler ve tapınımlar, bugün Batı ülkeleri kültürlerinin temellerini oluşturmaktadır. Yaklaşık 15 yıldır üzerinde araştırma yaptığımız Frigya hakkında özellikle Avrupalı tarihçiler bu bilgileri doğrulamaktadır.
Bir aşk hikayesi
FRİGYA dönemindeki adıyla “Pessinus” şimdiki Ballıhisar köyünde düzenlenen dini törenlerdeki “çam ağacı” süslemelerinin Frigya halkı için önemini ise Tekeli şu mitolojik hikayeyle anlattı: “Burada, Frigya’nın ana tanrıçası ‘Kibele’ adına çok büyük dini törenler düzenleniyordu. İnanca göre Kibele, yeryüzünde bilinen en yakışıklı genç olan Attis’e aşık olur. Attis ise Sakarya nehri tanrısı Sangarius’un kızını sevmektedir. Kibele, Attis’in düğün töreninde ortaya çıkar, Attis ise dans etmektedir. Dansın bir bölümünde Kibele Attis’i etkileyerek onun kendisine aşık olmasını sağlar. Attis çılgınca dans ederken Kibele birden keskin bir bıçak ile hadım eder. Attis kanlar içinde kalıp yere düşer. Kibele yaptığından pişmanlık duyar ve Attis’in ölmesini istemez. Onu çam ağacına dönüştürerek kutsal kılar. Çam ağacının yaz kış yeşil kalması da bu mitolojiyle anlatılır. Bu yüzden Frigyalılar için çam ağacı kutsaldır.”
Hiç yorum yok...