Merhaba
Güzel dünyamın duyarlı insanları.
Nasılsınız?
Memnun musunuz gidişimizden, gidişinizden?
Her şey ne kadar da güzel değil mi?
Ötmeyen kuşların cıvıl cıvıl sessizliği,
Yüzmeyen balıkların şırıl şırıl akması içimizden
Oh! Mis gibi zehir oranı yüksek hava
Derin bir nefes alıyorum ciğerlerimi patlatırcasına
Kendime geliyorum
Çok teşekkürler…
Bu kadarı bile fazla
İnsana, insanlığa,
Gözden akan yaşlara,
Derin kuyulardan gelen çığlığa,
Çok, çok fazla bu.
Evet, evet size diyorum
‘Sayın’ insanlarımız
Evet siz, sizden bahsediyorum
Ne bu haliniz?
Kolalı gömleğinizdeki bu kan lekesi de ne?
Ütülü paçalarınızdan akan tonlarca yalan niye?
Tertemiz, bembeyaz kâğıtlar üzerinde oynadığınız kirli işleriniz
Bir miktar para için insanları, insanlığı pazarlamanız
Ciğerlerimizin teminatı olan ağaçları amaçsız işlerinizle katletmeniz
Bir parça toprak için milyonlarca geleceği söndürmeniz.
Pamukkale varsın sararıp gitsin,
Biz anlatırız nasılsa bir vakitler pamuk gibi beyaz olduğunu.
Damarlarınızdan kan değil para akıyor olmalı
Gözleriniz dolar yeşilinden başka bir şey görmüyor
Kemikleriniz yakut, dişleriniz altın
Hisse senedi görünümlü içinizin dünyası
Sürekli değer kaybediyor.
Ayakkabılarınız çok kaliteli,
Altlarında binlerce insan ölüyor.
Elleriniz tertemiz silaha çok yakışıyor…
İnanç satıyorsunuz oluk oluk
İnanın bu size çok yakışıyor
Gencecik beyinler düşünemiyor
Eritilmiş, kalıplara dökülüyor
Şık şık seçenek sunuluyor önlerine
Ama sadece bir cevap isteniyor
Daha doğmamış binlerce ışığın kaderi
Çok çok önceden belirleniyor
Ve kendinden bile umudu olmayan binlerce ışık
Kararıyor, sönüyor, daha doğmadan ölüyor
Sadece sizin istediğiniz olmalı efendimiz
Başkasının düşüncesine yer yok elbette
İnsanlar suskun, insanlar üzgün
Tek bir kelime için aciz,
Ama yeni çıkan bir ürün için heyecanlı.
Dünya onlar için
Bir çift küpe, yeni bir araba,
Keşke herkes böyle olsa efendim
Herkes bu kadar basit…
Taktik de bir o kadar basit aslında
Önlerine renkli dünyalar sunuluyor
Kimi kutu içinde, kimi sayfaların
Ama unutmayın hepsi renkli olmalı
Bizim dünyamızda siyah ve beyaza yer yok
Siz sadece bakın yeter
Gerisini biz hallederiz
Üçe böleriz, beşe böleriz, sonra ödersiniz
Alın yeter ki sadece alın,
Başkalarına aldırmayın.
Üçüncü dünya ülkelerine hiç bakmayın
Böyleydiler onlar, hep böyle kalacaklar
Hep başkası, hep yabancı olacaklar
Elbette gelişemeyecekler
Biz önlemimizi çoktan aldık
Önce kültürlerini dolayısıyla tarihlerini sildik
Sonra özendirdik özendirdik…
Hep ‘başkası’ olan hayatlarını
Bambaşka bir kimliğe bürüdük
Çok teşekkürler ama bu kadarı fazla bize
Bizim için bu kadar zahmete değmez
Ama madem ısrar ediyorsunuz
Evet, bir ricam var sizden
YALNIZCA ‘GÜVEN’ İSTİYORUM GELECEKTEN…
Rabia Tan
22.03.2010/Pazartesi
Hiç yorum yok...