Çayyolu’nda özellikle hafta sonu gecelerinde yaşanan gürültü ve trafik sorununun, çok büyük ölçüde, konutların işyerine dönüştürülmesine ve sonrasında bu mekanlarda peş peşe içkili lokanta açılmasına ve bunların giderek bar ve gazinoya dönüşmesine, açık havada yapılan müzik yayınlarıyla, ‘gürültü yönetmeliği’nin ihlal edilmesine, Yenimahalle Belediyesi’nin seyirci kalmasının, hatta, yasa ve yönetmelikleri hiçe sayarak bunları meşrulaştırmak için Encümen’de karar alınmasının yol açtığını görmemek için bakar kör olmak gerekir.
Bir soruna doğru teşhis konulmazsa, doğru tedavide uygulanamaz. Yani, pek çok şikayete konu olan gürültü ve trafik sorununun çözümü sadece polisiye tedbirlerle sağlanamaz.
Başta İmar Yasası ve yönetmelikler olmak üzere, gürültü ile ilgili yönetmeliklerin eksiksiz ve tavizsiz uygulanması gerekir.
İmar planlarında konut alanı olan bölgedeki villaların, sahiplerinin muvafakati var denilerek, Kat Mülkiyeti Yasası’nda böyle bir hüküm olmadığı halde birer birer işyerine dönüştürülerek, imar mevzuatı denilmesi suretiyle, bir yandan mal sahiplerine haksız rant sağlanırken, bir yandan doku bozulmasının yolu açıldığında… Şikayete rağmen, bilmezden, görmezden gelinip, gürültü yönetmeliğinin uygulanması savsaklandığında… Bölge sakinlerine karşı bir-iki işletme himaye edildiğinde, bugün içinde bulunan noktaya varılması kaçınılmazdır.
Kısacası, bu olumsuz gürültü ve trafik tablosu, doku bozul-masının doğal sonucudur.
Açık ve yarı açık işletmelerde müzik yayını, 5 desibeli geçmemek kaydıyla en son saat 24.00’lere, hatta daha geç saatlere kadar sürmekte ve görevleri olmasına rağmen ne belediye zabıtası ne de polis bu duruma res’en müdahale etmemektedir.
POLİS VE ZABITA MÜDAHALE ETMİYOR
Bunun iş yoğunluğu veya başka bir çok sebebi olabilir, ama sebebin, mevzuat yetersizliği ve yetkisizlik olmadığı çok açıktır.
Çünkü, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, İşyeri Açma ve Çalışma Yönetmeliklerinde, bu olumsuzlukların önlenmesi için belediyeye ciddi görevler yüklemiş ve bir o kadar ciddi yetkiler verilmiş durumdadır.
Keza, Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası’nın 14 ve diğer ilgili maddeleri gece saat 24.00’ten yapılacak müzik yayını ve başka gürültülerin önlenmesi konusunda polise açık yetki vermektedir.
Her iki kamu kuruluşu da mevzuattan kaynaklanan bu görev ve yetkilerini, herhangi bir şikayete gerek olmadan kendiliğinden yapmak zorundadır.
Ne var ki, çoğu kez şikayetlerden bile netice alınamamaktadır.
Bir işletmenin ‘Turizm Belgesi’ sahibi olması, ona gürültü yönetmeliğini ihlal ederek müzik yayını yapma hak ve yetkisi vermediği halde, belediye ve polis görevlileri mevzuatı bilmediklerinden olsa gerek şikayetlere, "onların turizm belgesi var bir şey yapamıyoruz" diyerek yanıt vermektedir.
Bu tablo, kuşkusuz belediye ve polis teşkilatı yetkililerinin acilen bir hizmet içi eğitim düzenlemesi veya gürültüyle ilgili görev ve yetkilerinin neler olduğunu açıkça belirten bir genelge yayınlaması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Zira, gürültü ‘tacizi’ ve trafik ‘anaşisi’yle mücadele, diğer suçlarla mücadele kadar önemlidir.
Bu mücadeleyi kamu görevlilerinden beklemek de vatandaşın en doğal hakkıdır. M. T.
Hiç yorum yok...