Haberler


VERGİLERİMİZ; ne kadarı halka dönüyor?
  • Yorumlar: 0
  • 24 Aralık 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2564
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

VERGİLERİMİZ; ne kadarı halka dönüyor?

0 0

     Üzerinde yaşadığımız ve Evrenin tek canlı gezegeni  Dünya’mızın cennet beldesi  Türkiye’miz halkı  ile  gezegenimizin en çeşitlilik arz eden ülkesi. Bu cennet ülkede halkımızın ezici çoğunluğu ,zengini ile,fakiri ile, şehirlisi ile köylüsü ile cahil bırakılmış.Aslında ne dilini  nede dinini  gerektiği  gibi bilmez.Geleneklerinden,toplumsal değerlerinin  evriminden bihaberdir.Çünkü ülkede oluşturulan  sistem ,son ODTÜ olaylarında görüldüğü gibi, yandaşlılığa ve yanlışlıklara tepkiyi ,gene yukarıda belirtilen değer ve gelişmişlikten bihaber kolluk güçleri ile bastırmak eğiliminde işlevini sürdürmektedir.Bu sistemi oluşturan devletin karar organlarını  oluşturanlar genelde  bencil  duygularla ,en yüksekte,en iyi  koşullarda yaşayan,en ayrıcalıklı ben olayım sevdası   peşinde  koşarken,halkın manevi değerleri ile yaşam koşullarını hiç dikkate  almadığının  farkında bile değildirler.  Bu benciller Yüce Allahın  bizi şu iki konuda özellikle yargılayacağını bile bilmezler:  Dünya okulunda ne kadar sevmeyi öğrendiniz? Ne kadar bilgi edindiniz ? Size verdiğim Dünya nimetleri  ile edindiğiniz bilgilerinizi  kullarımla nasıl paylaştınız ?

     Ülkemizin bencilleri için yüce Allahın bu sorularına verilecek cevapların büyük çoğunluğu olumsuzdur.Neden mi ?  Okumaya devam edelim.

     Ben bir vatandaş olarak içtiğim su,yediklerimin tamamı,kullandığım sabit ve taşınabilir her şey,tabiri caiz ise  attığım her adım için devletime vergi adı altında para ödüyorum.Çünkü vergi,kısaca gerçek ve tüzel kişilere devletin yüklediği  ekonomik yükümlülüktür.Bu yükümlülüğün asıl  işlevi  devlet harcamalarının adilane bir şekilde karşılanması, yol ,su, elektrik,savunma,sağlık ,eğitim başta olmak üzere vatandaşın tüm alt ve üst yapı hizmetlerinin sağlanmasıdır.Bu yükümlülük ve göreve ilişkin harcamalarında devlet toplumsal sınıf farkı  gözetemez,haklarda adalet dışı davranamaz. Bunun için,nasırlaşmış ellerin kazandığı paradan,beslenmesinden keserek, devletine vergisini ödeyen fedakar ve cefakar ülke halkımın ve benim  diyeceğim, bu paralar  doğru ve dikkatle kullanılıyorsa, feda olsun,helal olsun  yönündedir. Ama acaba böyle mi? Okumaya devam edin  ve siz karar verin.

      Bugün bana ,Dünya’nın en cazip mesleği  nedir ? Diye sorsalar Türkiye’deki  Millet  Vekilliği  derim. Çünkü milli gelir  payı yerlerde sürünen fakir vatandaşım ortalama 25 – 35 sene çalışıp emekli olabiliyor ve eline açlık sınırının çok  aşağısında emekli  maaşı alabiliyorken,  ülkemin sayın millet vekilleri ,tüm ihtiyaçları ömür boyu  bedavaya yakın ücretlerle karşılanıp,ayrıca ayda on bine yakın maaş alıyor,üstüne üstlük iki yılda emeklilik hakkını kazanıp  emekli  iken de  yedi,sekiz bin  TL arası aylık alabiliyorsa ben buna bencilliğin en  alası derim.  Ve ben onlara ,vekili  olduğu milletinden  en uzakta ve onu hiç düşünmeyen  kişiler topluluğu derim. Bitmedi.

     Bugün milli gelirleri Türkiye’nin  çok üstünde olan  Almanya’da  11  bin,  Japonya’da  9  bin makam aracı varken, ve  Fransa ,makam aracı sayısının   7  bine indirilmesi, bakan ve millet vekillerinin göreve ilişkin seyahatlerini  uçakla değil trenle yapmaları kararını alırken,Dünya 2012  Prosperity İndekse göre gelişmişlik düzeyi  Vietnam,Laos,Tunus,Ürdün,Fas ve hatta Namibya’dan bile geride olan ülkemizde ,Yukarıda değinilen ‘benciller’  125  bin makam aracı  ile hak etmedikleri  yaşam standardını ellerinde tutmaktadırlar. Bu nasıl halka yakınlık? Bu nasıl gelişmişlik düzeyi?  237 sayılı taşıt kanunu kimlerin makam aracını hak ettiğini net bir şekilde ortaya koyarken ,kanunu yönetmelikleri dinleyen,uygulayanlar  ortada görünmezler. Çünkü uygularlarsa kendi  menfaatlerine dokunur ! Kuralsızlığın kural haline getirildiği ülkemizde  bunları görmezlikten gelmek bir alışkanlık haline getirilmiş, halkımızın sorgulama noksanlığı da bu başı bozukluğa  daha da olanak tanımıştır.İşin acı olan  tarafı ise bunlar ve benzeri birçok haksızlıklar ile savurganlıkların önleneceğine dair sözde vaatler dışında hiçbir adımın atılmaması ve atılacağına dair hiçbir umudun ufukta bile gözükmemesidir.

     Yazımın son bölümünde, aktif hayatta ve emekliliklerinde hep kendi  yaptıkları kanunlarla aslan payını  kendilerine  ayıran yöneticilere,dünün yöneticileri olan  bugünün emeklilerine  ders olması umuduyla ,emekli olduktan sonra yaşamakta olduğu hayat tarzı ile gerçekten halka yakınlığın gerçek örneğini  veren Uruguay  geçmiş devlet başkanı  Jose  MUSICA’yı bu satırlara  taşımak istiyorum:  Eşine ait köhne bir çiftlik evinde tüm su ihtiyacını kuyudan karşılıyor.  1987 model bir Wolksvagene  biniyor.Aktif hayattaki  12  bin doların yüzde  doksanını  halkına bağışlıyor.Emekli maaşı  775 dolar.Koruma istememesine rağmen gene de iki polis koruyor.2011 yılındaki mal varlığı  iki bin dolar  artı 1987 model arabası. Eşi  ve  çocukları  ile beraber Montevideo’dan toprak bir yolla gidilen evde halkının büyük çoğunluğunun yaşam koşulları ile yaşıyor.İşte devlet adamı ! İşte halkın adamı ! İşte halkını seven gerçek lider !

     Burası sözün bittiği yerdir.Yazının tüm özeti  ise aşağıda  karikatürize edilmiştir.Başka bir şey demeye gerek var mı ???

Reşat Özkan

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.