Haberler


Unuttu da vinci!
  • Yorumlar: 0
  • 21 Mart 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 4896
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Unuttu da vinci!

0 0

Temeli 1991’de atılan Üzerinde vinç unutulan otel’ olarak bilinen 35 katlı, 263 odalı, 19 bin metrekarelik alanda kurulan Grand Hyatt Otel – GAZİOSMANPAŞA

Adı Grand Hyatt Otel. Ama Ankaralılar vinçli otel diyor. Hatta, ünlü fizikçi Leonardo Da Vinci’ye atıfta bulunarak, "Unuttu da vinci" esprisi yapıyorlar. Tapu Kaydında         "Ahşap Bağ evi" olarak görünen otel İcra yoluyla 394 Milyon TL. fiyatla satılacak.

Çünkü, Kenan Evren’in emriyle inşaatına başlanan, ama 26 yıldır tamamlanamayan otelin tepesindeki vincin unutulduğuna inanıyorlar. Peki doğru mu?

Ankaralılar artık kanıksamış olabilir. Ama başkente dışarıdan gelenler için gayet sıra dışı bir durum. Size Ankara’yı gezdiren insan, Çankaya’daki kocaman binanın önünden geçerken, “Şu bina var ya, bak tepesinde vinç duruyor. İşte orası otel olacaktı ama binanın içinde vinç unutulduğu için öylece kalakaldı, yıllardır açılamıyor” deyip, kahkahayı patlatsa şaşırmaz mısınız? Ankara'yı bilmeyen birçok kişi şaşırıyor. “O vinç gerçekten unutuldu mu orada?” diye soran sorana… Doğruyu öğrenmek için internete başvurunca da şehir efsaneleri devam ediyor. ekşisözlük’ten birkaç alıntı dedikoduları anlatmaya yeter sanırım;

- Bu otel, içindeki vinç ile özdeşleşmiş. 10 senedir içindeki vinçle ankara’nın bir sembolü olmuştur. vincin sökülmesinin unutulduğuna inanan ankaralılar, bu vincin çıkarılması içinse otelin yıkılması gerektiğine inanır. (kasaturasız rambo)

- Sahibi Ahmet Hattat’ın kayserili oluşu herkesin aklında soru işareti bıraksa da, genelde vinç hikâyesi kabul edilmiştir. “Bu adam kayserili, kesin bir çakallık düşünmüştür” diyenler de vardır. Çankaya köşkü’nün içini gördüğü için bitirilmediği de söylenir. (nickini vermek istemeyen üye)

- 1991’de inşaatının tamamlanması planlanırken, şu an kullanım süresini doldurmakla meşguldür. Muhtemelen bir gün demirine tak edip kendiliğinden çökecek de vinç derdinden kurtulacak cümle Çankaya sakini. (cemvscem)

Koskoca oteli yapmak için yola çıkan inşaatçılar böylesine komik bir hataya imza atıp, gerçekten o vinci tepede unutmuş ve şimdi de indiremiyor olabilir mi? Geriye dönmenin zamanı.

"Darbenin getirdiği otel"

‘Darbeciler yargılansın’ düşüncesinin, akılların ucundan bile geçemediği yıllardı. Tank ve askerler, kışlaya yüzünü yeni çeviriyordu. 26 yıl önceydi. Ülke, Orgeneral Kenan Evren’in emirleriyle idare ediliyordu. Darbenin baş mimarı, Ankara’ya beş yıldızlı yeni bir otel yapılmasını istedi. Aklına, başkentin zengin ailelerinden Hattat’lar geldi. Yedek subay olarak Trabzon’da askerliğini yapan Ahmet Hattat, alelacele Kenan Evren’in karşısına çıkarıldı. Hattat o görüşmeyi şöyle anlatıyor: “Köşk’te, dönemin başbakanı Bülent Ulusu, Bayındırlık Bakanı ve Ankara Belediye Başkanı Süleyman Önder de vardı. Kenan Paşa, otelin yapılacağı yeri bile belirlemişti. ‘Bu arazi sizin mi?’ diyerek, Gaziosmanpaşa semtindeki otelin şimdiki yerini işaret etti. ‘Evet’ dedim. Kenan Evren’in başka direktifleri de vardı: Başbakan Ulusu’ya: ‘Bir kanun çıkartın, o arazinin tamamını, etrafındaki 19 bina dâhil, Ahmet komutanıma teslim edin. Hiçbir bürokratik engelle karşılaşmasın. Bu otel buraya yapılsın. En küçük sorun istemiyorum. Komutan ne istiyorsa bütün imar durumları halledilsin’ dedi.”

Hattat’ın anlattıklarına göre, 1984’te yapılan bu görüşmeden bir hafta sonra kanun çıkartıldı. Ahmet Hattat hemen işe girişmeye kalkışsa da, geri adım attı. Çünkü Evren, arazi üzerindeki 19 binanın da yıkılmasını emretmişti. Ama burada oturanlar orta halli ailelerdi. Hattat, hem vebal almak istemedi, hem de ileride açılabilecek davalardan çekindi. Bu binaların ortasındaki 12 bin metrekarelik alanın otel için yeterli olacağı fikrini, zor da olsa Evren’e kabul ettirdi.

Nakdi yeterli değildi, ama kazı çalışmalarına başladı. Fakat daha sonra, Turgut Özal dönemi sırasında sözlü onay aldığı kredinin çıkmaması, ağabeyinin kendisine yapması gereken ödemelerin gecikmesi sonucu otel inşaatı, kazılan çukurla kaldı. Bu sürede Ankara’da Hilton ile Sheraton otellerinin inşaatları bitti ve hizmete girdi. Sonuçta Hattat’ın yapacağı otel cazibesini kaybetti. Hattat, oteli kurtaracak bir formül buldu. Alt katları çarşı merkezi yapmaya karar verdi.

“CHP’nin oteli”

1989’da Murat Karayalçın belediye başkanlığına seçilince, Hattat, oteli için yeniden umutlandı. “Bu, CHP’nin oteli” diyen Hattat, nedenini ve gelişmeleri şöyle anlatıyor: “CHP Genel Merkezi’ne gittim. O dönem partinin genel sekreteri olan Deniz Baykal’la görüştüm. Beni dinledi ve ‘Bu oteli yapmamız lazım’ dedi. ‘800 odalı çok büyük bir otel. Sadece otel olarak hizmete girerse zarar eder. Ama altına çarşı da yaparsam ilgi çeker’ diye ekledim. Konuyu CHP Genel Başkanı Erdal İnönü’ye aktarmak için üst kata çıktık. Erdal Bey, projeyi çok beğendi. Karayalçın’ı telefona bağlattı. ‘Ankara’ya yatırım yapılacak, bazı engeller var. Yardımcı olun’ talimatını verdi. Karayalçın, imar planını çıkarttırdı.”

İmar tamamdı ama para sıkıntısı Hattat’ın annesinden aldığı desteğe rağmen sürüyordu. 1991’de temel atıldı. Üç yıl sonra kaba inşaat bitti. Ama ağabeyi, kalan 25 milyon dolarlık borcunu ödemiyordu. İki kardeşin araları bozuldu, konu mahkemelere yansıdı. Ahmet Hattat parasına kavuştuğunda, yıl 1997’yi gösteriyordu. Otelin temelini attırmasının üzerinden altı yıl geçmişti ve maliyetler üçe, hatta dörde katlanmıştı. Projelerin yenilenmesi gerekiyordu. Devletin kapısını yine çaldı. Teşvik istedi. Hattat, teşvik konusu ve çıkan dedikodularla ilgili hâlâ dertli: “Tansu (Çiller) Hanım, ‘Bu Demirel’in adamı’ diye bize taktı. Araya elçiler girdi. Yine de bir kuruş kredi alamadım. Ama ‘Parayı alıp, yediğimi’ söyleyenler var. İnanılır gibi değil. Hatta dostluğumuzdan dolayı Mesut Yılmaz’a, ‘Ahmet Hattat’a yardım ediyor’ diye çamur attılar.”

Sonunda açılacak

2001’e gelindiğinde Ahmet Hattat, gayrimenkullerinin bir kısmını satarak otel inşaatına aktardı. Karşısına önce umut olarak Ritz Carlton, daha sonra Hyatt Grubu çıktı. Ama bu kez başka sorunlar çıktı. Otel binasının hemen yanındaki ‘Papazın Bağı’ denilen bölgenin altına yapılacak otopark için yıllar kaybedildi. Çünkü burası, sit alanıydı ve ağaçların kesilmesinden çekiniliyordu. Çevreci sivil toplum örgütleriyle karşı karşıya gelindi. Otoparksız, çarşılı bir otel hizmete giremeyeceğinden, yine mahkeme süreci başladı. Danıştay’dan ‘temiz kâğıdı’ alındığında yıl 2010’du.

Ahmet Hattat, söylediğine göre, tüm bu süreçte hiçbir Türk bankasından kredi almadı. Ahmet Hattat şimdi, Hyatt Grubu’yla birlikte, otelin ve altındaki çarşı merkezinin açılışı için gün sayıyor. 35 milyon dolar daha harcayacağını hesaplıyor. Otelin içinde vinç unutulduğu iddialarını tamamen yalanlayan Hattat artık “Çoğu gitti azı kaldı” diyerek, mutlu sona ulaşacağı günü bekliyor. 

Mehmet G.
cayyolum.com

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.