Türk Tiyatrosu'nun duayen sanatçısı Cüneyt Gökçer'in hayatını konu alan sinevizyon gösterimiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Dursun Koçer, "Takdir etme bizim ülkemizde en önemli şeylerden biri diye düşünüyorum. Biz değerlerimize sahip çıkmazsak ciddi sorunlarla karşılaşırız. Ben inanıyorum ki Cumhuriyet'e sahip çıkan kurumlar, Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkan sançtılar bu yoldan hiçbir şekilde vazgeçmeyecektir" dedi.
Cüneyt Gökçer'in eşi ve usta tiyatro sanatçısı Ayten Gökçer ise, "Onun eşi olmaktan gurur duyuyorum. Ama bir koca aktörün, bir hocanın, bir idarecinin eşi olmak kolay değil. Sanatçıya iltifat edecekseniz biz halktan iltifatı alıyoruz. Kanunları değiştirerek, yaşam şartlarını değiştirin. Yoksa sanatçıya iltifat hakaret gibi oluyor bazen devlet adamlarından gelince. Bizim de suçumuz var bu işte. Çünkü birleşip bir araya gelip, bağıramıyoruz. Sesimiz çok çıkmalı. Bunlar da kim oluyor diyenlere karşı böyle olmalıyız. Biz hep susuyoruz. Sanatçı Atatürk'ün dediği gibi, alnında ışığı ilk hissedendir. Ne olursa olsun tiyatroyla iftihar ediyorum. Bilsinler ki tiyatroya müdahale etmek arı kovanına çomak sokmaya benzer. Sanatçılarla uğraşılmaz" dedi.
Gökçer'in konuşması salonda uzun süre alkışlandı.
Ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Cihan Ünal da, "Devlet Tiyatroları genel müdürü olduğu dönemde Türk tiyatrosu en görkemli dönemini yaşadı. Tiyatro evrenseldir. Tiyatro özgürdür. Devlet tiyatrosunun o dönemde çok başarılı olmasının nedeni dünya repertuarını bünyesinde taşımasıdır. Devletin tiyatroya sahip çıkması şarttır. Neden şarttır. Çünkü özel tiyatrolar 3-5 kişilik oynanan oyunlardır. İyi oyunlar için maddi gelir ihtiyacı vardır. O bakımdan hem devlet tiyatrolarını hem şehir tiyatrolarını gerekli görüyorum" dedi.
Tiyatronun ciddi bir iş olduğunu belirten tiyatro sanatçısı Burak Sergen, "Aslında bu hikaye çok eskilere dayanıyor. Sanatçıyla siyasetçinin, bu iki erkin kavgası. Bu şimdi de devam ediyor. İlerde de devam edecek. Erkler çatışır elbette. Ama tavırlardır önemli olan. Bu savaş hep devam edecek. Muhtemelen sayın başbakana danışmanları tarafından yanlış aktarıldı diye düşünüyorum. Bir şeyi araştırmadan bu böyle oldu demek, ben baktım oldu, bitti demektir. Hiç olmazsa bizden birilerini davet edip bunu nasıl yapmalıyız. Tabii ki ben şunun karşısında değilim. Tabii ki özelleşmeli. Tabii ki güzelleşmeli ama zaten sistem bunu bu hale getirdi. Ama keşke birkaç sanatçı bir araya gelip bir komisyon kurulup, görüşülseydi daha hayırlı olurdu diye düşünüyorum" diye konuştu.
Gecede ödüle layık görülen tiyatro sanatçısı Kazım Akşar ise, "Sanata karşı, sanatçıya karşı söylenen çok ayıp cümleler. Sanatı, sanatçıyı bu kadar sevmeyen bir ülkede o zaman ben şunu düşünüyorum. Bu ülkeyi tamamen yok etmek gibi bir durum var. Çünkü sanatsız, sanatçısız bir toplum yok olmaya mahkumdur" şeklinde konuştu.
İstanbul Kültür Üniversitesi Tiyatro Topluluğu'nun oluşturduğu "Kültürlü Replikler" isimli dev koro, dünyaca ünlü sanatçıların müzikallerini sergileyerek, konuklara unutulmaz bir gece yaşattı. Konuklar daha sonra Cüneyt Gökçer'in fotoğraflarından oluşan sergiyi gezdi.
Hiç yorum yok...