Malum yandaş TV kanalları her zamanki gibi hiçbir içeriği olmayan reyting kaygısıyla yapılan dizilerle toplumun “afyonu” olma görevini yapmaya devam ediyorlar.

Taksim’de neler oluyor, Tunalı Hilmi’de neler yaşanıyor, Kızılay ne halde tek kare aktarmıyorlar.

Kuşkusuz, onlardan başka bir yayın politikası izlemelerini beklemek elbette, safdillik olur.

Bunca olan bitenden, bunca eleştiriden sonra bu akşam Taksim’de yaşanan polisin gazlı müdahalesini naklen veren birkaç TV kanalı var.

Bu yayınları izlediğinizde, diğer yandaş kanalların neden meydanlardan yayın yapmadıklarını anlamak daha kolaylaşıyor.

Çünkü meydanlardaki polis müdahalesi izlendiğinde, acaba nerede yaşıyoruz, bu nasıl bir ülkedir diye sormamak mümkün olmuyor.

Bu sorular sorulmasın diye Taksim’de olanlar topluma yansıtılmıyor!

Taksim Meydanı adeta bombalanıyor!

Atılan gaz fişeklerinin sesleri filmlerdeki savaş sahnelerini aratmıyor!

Her yan alev alev yanıyor.

Taksim, savaş alanına benziyor!

Çok sayıda vatandaşın yaralandığı ve sayının her geçen dakika daha da arttığı bilgileri geliyor.

Eylemlerin ilk gününden beri onca eleştiriye rağmen polis tam anlamıyla bir püskürtme harekatı yapıyor.

İstanbul valisinin birkaç gündür yaptığı açıklamaların, aslında şirin görünme çabası olduğu, kuzu postu altında kurt’un bulunduğu çok net anlaşılıyor.

Bu şiddetli polis müdahalesiyle demokrasiye ciddi bir darbe daha vurulmuş oluyor.

Devleti yönetenler, söylemlerinin aksine kolayı seçip halkı zor ve şiddet kullanarak susturmaya, bastırmaya çalışıyor.

Bu şiddetli müdahaleyi, protestolara “bazı marjinal grupların da katıldığı iddiaları” bile açıklayamıyor.

Güvenlik güçlerinin, demokratik haklarını kullanan vatandaşlarına karşı bu denli acımasız davranmasına herkesin seyirci kalması insanı gerçekten şaşırtıyor.

Bu ülkenin sorumlu yöneticileri neredeler?

Bu denli sert ve ölçüsüz müdahalelere nasıl seyirci kalabiliyorlar?

Anlamak ve izah etmek mümkün görünmüyor!

Tabiri caizse “balık baştan kokmuş” görünüyor!

Demokrasi adına, çok hazin bir tablo yaşanıyor!

Mustafa T. Turhan