Yukarıdaki fotoğraf 2432. Caddenin yani eski 8. Caddenin Yaşamkent’in derbeder yoluna gelinen noktadan çekildi. Bir yanda Konutkent-2’nin A girişi, diğer yanda Malikent Sitesi. Kavşağın tam köşesinde. Yıllar önce burada bir büfe vardı, yanında da çiçekçi. İkisi de para kazanamadılar. Büfe el değiştirdi sık sık. Çiçekçi kapatıp gitti. Büfenin son sahibi, kimseye devredemedi. Sonuçta Büyükşehir Belediyesi’ne kira ödememek için çıktı, gitti. Buradaki büfe söküldü, tabla betonu olduğu yerde kaldı. Aradan birkaç yıl geçti, Bir başkası gelip o tabla betonun üzerine karo döşeyip, büfe kondurdu. Bir zaman durdu, o da büfesiyle birlikte sırra kadem bastı.
Şimdi o büfeci ve çiçekçinin yıllar önce döktükleri tabla betonlar yeşil alanın kenarında çirkin bir görüntü arz ediyor. Hani diyoruz, belediyenin kepçesi gelse de bu çirkin betonları oradan söküp alanın yeşilinin artmasına başlangıç yapsa iyi olmaz mı?
“Büfelerin akıbeti belli” şeklinde bir mesaj geldi, katılmamak elde değil.
“Büfecilik, yeni millenyumun can çekişen son bakkal tiplemesidir.Küreselleşen kavonoz dipli dünya nasıl kasapları, manavları sinsice yutup süper marketlerde tezgahtar formuna soktuysa yeşil alanlarımızı particilik ilişkileri vasıtası ile gasp eden büfecileri de eninde sonunda süper marketlere memur yapacaktır;
bundan kurtuluş yok ...!”
Hiç yorum yok...