Değerli Büyüklerimiz, Sevgili Arkadaşlarımız!

Atatürk’ün yüce eseri, Türk Dil Kurumuna, hepimiz hoş geldik!.. Burada bulunmaktan, sizler gibi, gurur duyuyoruz biz liseli gençler de!...

Bu güzel çatı altında, Ümitköy Anadolu Lisesi Türkçe Topluluğu, TÜRKÇE’m adına konuşmaktayım. Henüz 1 yaşında olan topluluğumuz, şeref ve başarı dolu binlerce yıllık Türk tarihini, geleneğini günümüze taşıyan güzel Türkçemizin ara ara uğradığı yanlışlıkların kendi çağımızdaki uzantılarını, bir liseli Türk genci bakışı ve azmi ile ortadan kaldırmayı ve çevresinde dil bilinci uyandırmayı hedeflemektedir.

Şunu hemen vurgulamalıyız ki, TÜRKÇE’m olarak, yabancı dil öğrenmeye değil, asırların yanlışına, yabancı dil karşısındaki duruşumuza karşıyız ve bunu Ulu Önderimiz Atatürk çizgisinde değiştirme düşüncesindeyiz.

Peki nedir bizim yanlış bulduklarımız? Hepimiz biliyoruz ki, halen birçok evrenkentimizde yabancı dille eğitim veriliyor. Türkçe bilim yapılmıyor. Bilim adamlarımız, ana dillerinde değil, yabancı dillerde bildiri yayınladıklarında değer kazanıyorlar. Böylece Türkçemiz, bilime yanıt veren bir dil olmaktan gittikçe uzaklaştırılıyor ve çok sığ bir alana çekiliyor.

Liselerimizle başlamıştık biz, yabancı dil sevdamıza ve sonrasında, evrenkentlerimizi de sardı bu sevda. Ardından bununla da yetinemedik. Ve toplumsal bir heyecanla, okul öncesi eğitime yöneldik. Artık, okul öncesi eğitim döneminde de yabancı dil ön planda ve ne yazık ki Türklük bilincini, Türk kültürünü, Türkçe edinecek olan tazecik beyinler, yabancı dille kirletilmekte, şaşırtılmakta. Televizyon kanalları da bu işe el attı biliyorsunuz; artık yabancı dilde yayın yapan çocuk kanallarımız var.

Bilim ve eğitim yaşamımızdaki bu yanlış tutum, toplumumuzun her yanını sarmış. İş yerlerimiz, yabancı isimlerle karşımıza çıkıyor. Geçen yıl Ümitköy’de ziyaret edip araştırma yaptığımız bir iş merkezinde, adı Türkçe olan iş yeri bulmakta, adeta zorlandık. Ankara’nın bilinç düzeyi yüksek kesiminin yaşadığı düşünülen bu bölgesinde karşılaştığımız durum, sizce de kayda değer olmalı!...

Biz gençlere gelelim.. Bizler, Türkçe konuşmuyoruz; evet, konuştuğumuzu zannediyoruz. Bir şarkıda dediği gibi, “Konuşuyoruz; ama nece konuşuyoruz, konuşuyoruz; ama anlaşamıyoruz!...”

Bunun nedenlerinin en başında, yeterince okumayan, araştırmayan, tartışmayan bir nesil olmamız geliyor. Milli Eğitim Bakanlığının zorunlu kıldığı “Her gün 1 saat okuma etkinliği”ni bile dikkate almıyoruz. O saatte, ya derslerimize çalışıyoruz ya da konuşmayı tercih ediyoruz. Çoğumuzun “100 temel eser”den haberi bile yok maalesef…

Çağın en hızlı ve en sevilen iletişim aracı olan bilgisayar ve onun getirdiği ortamlar da, dilimizi bozmamızda en etkili olanlardan maalesef.. Artık karşımızda bir “MSN Türkçesi” var. “Hızlı iletişim” dedik ya; önce kısaltmalara geçtik, sonra güzelim sözcüklerin biçim ve seslerini katlettik. İşin içine yabancı dili de sokunca, Türkçemizi çok kirlettik biz gençler!...

Belirttiğimiz her şey, hepimizce biliniyor ve yaşanıyor maalesef. İşte biz derslerimizde, özellikle dil ve edebiyat derslerinde, tartışıp konuştuğumuz bu sorunları giderme düşüncesi ile yola çıktık ve gayretimizin adını “TÜRKÇE’m” koyduk..

TÜRKÇE’m olarak, aziz atalarımızdan bize kalan en büyük mirası korumaya ant içtik. Çalışmalarımızla;

Türkçenin bilime en elverişli dil olduğunu,

Türkçe karşısındaki yanlışlarımızı ve çözüm yollarını,

Doğru Türkçe kullanımı ile kazanacaklarımızı,

Başta, biz yeni nesil olmak üzere, tüm milletimize göstermeyi hedefliyoruz.

Biz, Türk’üz; en güzel, Türkçe ile kendimizi ifade eder, en güzel, Türkçe anlaşırız; çünkü bizim ruhumuz, özümüz Türk’tür. Hiçbir bünye, kendinden olmayanı kabul etmez; ettiği zannedilse de bir süre sonra zaafa uğrar ve zarar görür. Bizler “Zararın neresinden dönülse kardır.” sözünden hareketle ve atalarımızdan aldığımız güçle, tüm yanlışlarımızı düzelteceğiz diyoruz!

Sözlerimize son verirken, bu önemli etkinliği gerçekleştiren büyüklerimize ve Siz, Genç Arkadaşlarımıza, bizleri dinlediğiniz için, teşekkürlerimizi sunuyoruz.

TÜRKÇE’m