Haberler


Son iki günde herşey değişti...
  • Yorumlar: 0
  • 28 Temmuz 2013 12:43
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2534
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Son iki günde herşey değişti...

0 0

Başlangıçta Bakan da bürokratı da çok heyecanlıydı. Bürokratının metro tünelinde yatıp kalktığını Binali Yıldırım övünerek anlatıyor ve tarih veriyordu; "29 Ekim’de Çayyolu metrosunu hizmete sokacağız!

Vagonlar Çin’den Türkiye’ye getirilip Derince limanında indirilmişti. Planlamalara göre Ağustos ayı içinde deneme seferleri başlayacak, gazeteciler vagonlara bindirilip gezdirilecekti.

Ama son iki günde işler değişmeye başladı. Bakan, önce 29 Ekim tarihinden vazgeçti. “2013 yılı sonu” demiştik dedi. “O gün bir sürü açılış var, Başbakan hangisine yetişecek” diye kıvırdı. Bürokratı “29 Ekim’de deneme sürüşleri başlar” diye Bakana katıldı.

METROMUZUN KISA TARİHÇESİ

2009 yerel seçimlerinin ertesinde Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden seçilen Melih Gökçek, “Metroya gücümüz yetmiyor, çok para lazım, uzaydan mı bulayım” kabilinden laflar etmeye başladı. Seçim öncesi, “Melih Gökçek, metroyu sarıp sarmalayıp hükümetin gittiği caminin önüne bırakacak” şekilde yazmıştık. Öngörümüz doğru çıktı. İki yıl önce de metromuz Ulaştırma, Denizçilik ve Haberleşme Bakanlığına büyük bir törenle devredildi.

O kadar çok bekledik ki, artık 29 Ekim’de olurdu, olmazdı tartışmasına da gerek duymuyoruz…

NELER OLUYOR?

Ankara Büyükşehir Belediyesi yıllar boyu metro tünellerini açmış, hafriyat yapmış ve sonuçta 830 milyon lira harcamıştı. Ulaştırma Bakanlığı işi devraldığında metro tünelleriyle ilgili karşılaştığı manzara nasıldı? Tüneller yıllarca süren inşaat sonucu ne haldeydi? Herhangi bir bakım yapılmış mıydı? Tüneller sağlam mıydı, o metro vagon dizilerinin yaratacağı basınca dayanabilecek miydi?

Metro kazıları başlamadan önceki duruma bir bakalım…

Eskişehir Yolu’ndaki Köy Hizmetleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında kalan bölümün bataklık olduğu sazlıklardan belliydi. Bu durumların teknik adı “taban suyunun yüksek oluşu”yla izah ediliyor.

Hakeza Ümitkent Sitesi’nin önündeki istasyonun içinin su dolu olduğunu da duymuştuk.

Gordion AVM’nin dere yatağı üzerinde olduğunu Çayyolu’nda bilmeyen yok. Dere yatağının yanında metro güzergahı devam ediyor.

Vatandaşın birini Hava Kuvvetleri Komutanlığının önünde metro göçüğü yuttu, adamın cesedini 1,5 km ileride balçığın içinde buldular… Burada da ıslah edilmiş Dikmen Deresi yer alıyor. O noktada Necatibey İstasyonu var. Metro çalışmalarının başındaki Metin Tahan da bu noktada çok sıkıntı çektiklerinden söz ediyor.

Şimdi akla gelen soru şu; metromuzun açılışı bu sorunlar nedeniyle mi ertelendi, yoksa Bakan Binalı Yıldırım’ın dediği gibi, Başbakan’ın sıkışıklığından dolayı mı?

Teknik adamların sordukları soru ise bir başka menvalde; “Tünel inşaatları başlamadan önce taban suyunun yüksek olduğu yerlerde direnaj sistemi yapıldı mı? Yoksa sadece aç-kapa yöntemi mi uygulandı? Tüneller kapatıldıktan sonra pek çok yerde oluşan oturmaların –çökmelerin- sebebi taban suyu olabilir mi? Direnaj sisteminin inşaat başlamadan önce kurulması gerekiyordu ve bu da inşaat maliyetinin %2’sini bile bulmazdı…"

Özcesi bizim metroda  işler karışık!

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.