Haberler


Şehir Hastaneleri: Kim İçin, Ne İçin?
  • Yorumlar: 0
  • 18 Mart 2013 00:12
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2626
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Şehir Hastaneleri: Kim İçin, Ne İçin?

0 0

Kamu-özel ortaklığı ile yapılacak şehir hastanelerinin kurulmasına olanak sağlayan yasa birkaç gün önce yürürlüğe girdi. Böylelikle devletin; sağlık alanından elini ayağını çekerek, kamusal olması gereken bu alanı özel sektöre devretme sürecinde son aşama da tamamlanmış oldu.

AKP iktidarı, “sağlıkta dönüşüm” olarak isimlendirdiği reform programını, 10 yıla aşkın bir süredir uyguluyor. Vatandaş tarafından anketlerde genel olarak başarılı bulunan bu dönüşüm ile ilgili olarak, iki önemli noktayı vurgulamakta yarar var. Birincisi bu programın ne yaratıcısı, ne de sahibi AKP iktidarı değil. İkincisi bu programın ülkemizde izini sürmek için, 24 Ocak 1980 kararlarına kadar gidilmesi gerekir. Tarihsel sürece bakıldığında, emekten yana devlet politikasından ürken kapitalist düzen, küreselleşme aracı olan neoliberal politikaları, bu tarihte ülkemizde devreye sokar. Sağlık alanında devletin güvenilirliğini, sunduğu sağlık hizmeti ile ilgili vatandaş memnuniyetini olumsuz etkileyecek koşullar oluşturulmaya başlanır. Hastane kuyrukları, sağlık alanında yolsuzluklar, hantallaşan sağlık bürokrasisi, ilaca ve doktora ulaşmada zorluk çıkarma gibi olumsuzluklar, bu dönem için belleklerde yerini alır.

Sağlıkta özelleştirme

Böylelikle 2002 yılına gelindiğinde, sağlık alanında özelleştirme yapmak için olumlu iklim sağlanmış olur. Öncelikle hastanelere başvuruda sosyal güvence farklılıklarından kaynaklanan engellemenin kaldırılması, ilaca ulaşmada kolaylıkların sağlanması ve sağlık çalışanlarına performansa bağlı ek ödeme sisteminin getirilmesi ile toplumda genel bir hoşnutluk yaratılır. Bununla beraber birinci basamakta aile hekimliği sistemi ile sözleşmeli insan çalıştırma gibi liberal sistemin izlerini taşıyan uygulamalar devreye girer. Bu arada aile hekimliği eğitimi, dışarıya bağımlı aşılama dışında koruyucu hekimlik ve basamaklar arası sevk zinciri bir kenara itilir. Tanı ve tedavi harcamaları adeta kışkırtılır, yoksulluk ve stres hastalıkların artmasına zemin hazırlar. Buna rağmen nitelikli olmasa da sağlık hizmetine ve ilaca ulaşmak çok kolay olduğundan, vatandaş hâlâ memnundur.

Sıra bir sonraki aşamaya gelir. 2011 yılında bir dizi kanun hükmünde kararname ile öncelikle kamudan özele hekim geçişine hizmet edecek “Tamgün Yasası” devreye girer. Sağlık harcamalarında özel sektörün aldığı pay misliyle artar. Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısının hukuksal olarak yeniden kurgulanması ile devlet, sağlık alanındaki otoritesini, özel sektör dinamiğine sahip kamu hastaneleri birliklerine bırakır. Birinci basamak dışında devlet kadrosunda kalan, özele geçmeyen sağlık çalışanlarını sözleşmeli yapma fırsatı da kamu-özel ortaklıkları şeklinde, sağlık kurumlarının yeniden yapılanması ile ilgili düzenlemeyle elde edilmiş olur. Böylelikle devlet, sağlık gibi yurttaşlık hakkı olan bir alanı terk etmektedir.

Bu perspektiften bakıldığında şehir hastaneleri ya da sağlık kampusları, kesinlikle vatandaştan yana bir yapılanma değildir. Bu kurumlar bir işletme mantığı ile çalışacaktır. Yapım finansmanı özel, muhtemelen de uluslararası fonlar ile karşılanacak ve tesisler finansörlere 25 yıllık süre ile kullanılabilirlik ilkesine göre kiralanacaktır. İşin ilginç yanı; bu tesisler için söylenenler, sağlık kurumlarından çok, alışveriş merkezlerini anımsatıyor. Bu modelle yapılacak olan hastanelerin ‘beş yıldızlı otel’ ayarında olacağı, şehir hastaneleri kampuslarının içinde ödeme işlemlerini yapacakları banka ATM’lerinin de olacağı söyleniyor. Sunulan hizmetlerin arasında klinik otel, konukevi, anne evi, yürüyen bantlı koridorlar ve helikopter pistlerinin de bulunacağı ifade ediliyor. Hatta farklı dinlere mensup insanlara ibadet alanlarının da sunulacağına vurgu yapılıyor.

Kimler yararlanacak

Peki bu beş yıldızlı hastanelerden kim yararlanacak? Özel sektör, devlet gibi mi? Paran kadar sağlık kuralı işleyecek. Sigortan yoksa yandın. Sigortan yetmez ise tamamlayalım. Öde bakalım primi. Ya da gel sana özel sigorta yapalım. Bu arada sağlık turizmini patlatmayı da unutmayalım. Vatandaş gelmez ise boş ver. Nasıl olsa yabancı müşteri hazır. Doktor çalışmaz ise boş ver. Nasıl olsa ucuza çalışacak yabancı doktor hazır. Peki şehirdeki diğer kamu hastaneleri ne yapacak? Aman batarsa batsınlar. Nasıl olsa yasası var, özel sektöre devrederiz. Peki kamuda direnen sağlık çalışanları ne olacak? Aman ne kadar dayanabilir ki? Ek ödemeleri kesilince sözleşmeli oluverirler. Sosyal Güvenlik Kurumu da ne oluyor? İlaç harcamaları, tetkik harcamaları derken bu kadar borç. Aman hiç düşünmeyin, onu da özelleştirirler, olur biter.

Prof. Dr. Erdener ÖZER
Cumhuriyet

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.