Peki, bu tutuklama Anayasa ve kanunlara uygun mudur? Bakalım;
“Anayasa Madde 148: Madde başlığı şöyle: Görev ve yetkileri: ( Anayasa Mahkemesinin) Ek fıkra07/05/2010 . Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
Yüce Divanda savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcı vekili yapar.”
Demek ki ne imiş Anayasaya göre Genelkurmay Başkanının yargılaması Anayasa Mahkemesinde yapılırmış Savcılık görevinin de Cumhuriyet başsavcısı veya baş savcı vekili yaparmış. Bu Anayasanın bağlayıcı hükmüdür. Burada görüldüğü gibi Beşiktaş ta bulunan özel yetkili savcı veya özel yetkili mahkemenin yetkisi yok. Ama koskoca Genelkurmay Başkanımızı Başsavcı veya Vekili yerine Beşiktaş’taki özel yetkili savcı sorgulamış ve Anayasa mahkemesi yerine de özel yetkili mahkeme de yeterli olmayan yuvarlak gerekçelerle Türk Ceza Kanunun 312 maddesine göre tutuklamıştır.
Şimdi birlikte Türk Ceza kanunun 312 maddelerine bir göz atalım.
MADDE 312. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur
Bu maddede yazılı suçun oluşması için cebir ve şiddet kullanılması şarttır. Cebir ve şiddet ise Genelkurmay Başkanı için birliklerine ateş ettirmektir. Hükümetin binalarına yerleşkelerine saldırmadır. Böyle bir eylem olmuş mudur? Olmamıştır. O halde Genelkurmay Başkanımızın maddede sözü edilen suçla bir ilgisini bulmak mümkün değildir. Hükümetin görevlerini yapmaya engel olmak olabilir mi. O zaman da Hükümetin Anayasada yazılı hizmetlerini yaparken engel olma fiilinin gerçekleşmesi gerekir. Ortada iddi olunan Andıç ve irtica ile mücadele eylem planının hükümetle ne ilgisi vardır. Hükümet yoksa irtica faaliyetlerini mi koordine etmektedir. Özetliyorum bu suçun oluşması için Hükümetimizin Anayasa ile kendisine tevdi edilen görevlerinden en az birinin yapılmasını cebir ve şiddet kullanılarak engellenmesi gerekir.
Burada bazı açıkgözlerin itirazlarına da cevap yazalım. Ama Sayın İlker başbuğ emeklidir denilecektir. Emekli olsa bile suç görevi ile ilgili ise ancak Yüce Divanda yargılanabilirler. Bunun Türk Hukukunda birçok örnek uygulaması vardır.
5 Ocak 2012 gecesi tutuklanan Eski Genelkurmay Başkanımız ( E) Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanması hiçbir hukuk kalıbına sığdırılamaz. Dünya bizim hukukumuzu bizden daha iyi biliyor. Bu uygulama ile tutuklama talebinde bulunan ve tutuklamayı yapanlar bindikleri dalı kesmişlerdir. İtiraz Mahkemesinin bu kesilen dalı yerine koyarak hukukumuzun düşürüldüğü bu acı çukurdan çıkaracaktır.
Başarılar dilerim
Op.Dr. Aytekin Ertuğrul
draertugrul@hotmail.com
Hiç yorum yok...