Galileo’nun aklına bir şiir düştü… Darwin, Freud ve Einstein’ın diline dolandı ve bir de baktılar ki bütün dünya değişti!
Harvard Üniversitesi’nde edebiyat profesörü Stephen Greenblatt’in 'Shakespeare Olmak' (2010) kitabının ardından Can Yayınları’ndaki diğer kitabı 'Sapma' raflardaki yerini aldı.
1417 kışında, otuzlu yaşlarının sonunda kısa boylu, cana yakın, zeki ve uyanık bir adam ücra bir manastırdaki tozlu bir raftan çok eski bir yazmayı eline alır ve yaptığı keşfin heyecanıyla onun kopyalanmasını ister.
O adam Rönesans döneminin en büyük kitap avcısı Poggio Bracciolini’dir. Keşfettiği kitap, Lucretius’a ait olan “Evrenin Yapısı” adındaki eski, bin yıldan uzun bir süredir neredeyse tamamen unutulmuş bir şiirdir.
Olağanüstü güzellikteki bu şiir tehlikeli fikirlerle doludur. Buna göre evren tanrıların müdahalesi olmadan işlemeye devam etmektedir; din kaynaklı korkular insan hayatına zarar vermektedir; haz ve erdem birbirine karşıt değil, iç içe geçmiştir; madde daimi hareket halinde olan, rastgele çarpışan ve olağan seyrinden saparak yeni yönler kazanan çok küçük parçacıklardan meydana gelmiştir.
Şiirin elden ele dolaşması tarihin akışını değiştirir. Şairin dünyaya bakışı Galileo’yla Freud’un, Darwin’le Einstein’ın düşüncelerine yön vermekle kalmaz, Thomas Jefferson eliyle Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’ne de iz bırakır.
Sapma’yı tarif etmek için alışılmış cümlelerin hiç bir faydası yok, olmayacak… En iyisi okuyanların sözlerine kulak vermek:
“Aydınlatıcı, eğlenceli, şaşırtıcı ve heyecan verici bir kitap olan Atomların Dansı, entelektüel atalarımızın deha ve kahramanlığıyla seküler, bilimsel düşüncenin temelleri arasındaki ilişkiyi ortaya koyan maceralı bir öykü.”
Harold Varmus,
Nobel Tıp Ödülü Sahibi
“Sapma, insanlık tarihinde can alıcı bir anı –atalarımızın kullandığı grameri arayan ilk anlamıyla ‘hümanizm’in, bizim anladığımız haliyle hazlarımızı anlamlandırmaya çalışan ‘hümanizm’e dönüşmesinin tam anını– açıklığa kavuşturuyor. Alışılmadık bir Latin irfanıyla, canlı Rönesans karakterleriyle ve bilinmedik şaşırtıcı öykülerle dolu olan bu kitap Epikurosçuluğa destansı hakkını iade ediyor.”
Adam Gopnik,
The Table Comes First’ün yazarı
“Batı kültürünün sıkça unutulmuş iki kahramanını yıldızlaştıran; dünyanın atomlardan oluştuğunu ve ölümden korkmanın akıl kârı olmadığını savunan Romalı şair Lucretius ile onun büyük şiirini tekrar bulan, bin bir radikal entelektüel soruyu modern dünyaya salan Poggio Bracciolini’nin başrollerini paylaştığı olağanüstü çekici bir kitap. Stephen Greenblatt bir zafere daha imzasını atıyor.”
Mary Beard,
Cambridge Üniversitesi Klasik Edebiyat Profesörü
Hiç yorum yok...