Bakan Ertuğrul Günay’ı her gördüğümde aklıma;
“Yoldaş Bakan’ın ne kadar güçlü bir bünyesi, ne kadar sağlam bir midesi, ne sert bir yüzü varmış” demek gelir. Kendisini takdir ve tebrik ederim…
Bazı insanlar, belli siyasi fikir ve yapılarla özdeştirler. O kişiler istedikleri kadar;
“Hayır, ben sandığınız gibi değilim” desinler, kamuoyunun onlar hakkındaki fikri asla değişmez…
Örnek vermek gerekirse;
“İnönü” ismini, milletin kafasında “CHP”den ayrı tutamazsınız. İnönü deyince akla CHP gelir. Tıpkı “Bayar” , “Menderes” isimlerini Demokrat Parti’den ayrı düşünemeyeceğimiz gibi…
Yerel bazda da böyle özel isimler vardır;
Örneğin Ordu ilinde Ertuğrul Günay’ı kime sorsanız; “ CHP’lidir, solcudur” derler, “Komünist-Sosyalist” derler ama bir Allahın kulu, bu adam
“Milli Görüşçüdür, dincidir, tarikatçıdır, cemaatin adamıdır” demez…
Peki, nasıl oluyor da;
1974-1977 arasında CHP Ordu İl Başkanlığı, 1977-1980 yılları arasında CHP Milletvekilliği, 1986-1987 yıllarında SHP Ankara İl Başkanlığı, 1990-1991 yıllarında SHP Genel Sekreterliği, 1992-1994 sonuna kadar CHP Genel Sekreterliği, 1999 yılında CHP Genel Başkanlığına aday olan, tüm ömrünü sol ve sosyalizm üzerine çalışarak geçirmiş gençliği, olgunluk çağı bu fikirlerle yoğrulmuş bir siyasetçi tam da yaşlılık merdivenlerini çıkarken, Cumhuriyetimizin kuruluş değerlerine ve kadrosuna karşı olduklarını açıkça ifade eden bir kadronun emri altına girebiliyor ?...
İskilipli Atıf Hoca ile, Şeyh Sait ile, Derviş Mehmet ile nasıl aynı çizgide durabiliyor?
Nasıl oluyor da aile anlayışı, hayat tarzı ile özel yaşamında bir araya gelmeyen insanlar, siyasette bir araya gelebiliyorlar?...
Daha açık soralım; Ömrü boyunca “Solcu” olan birini, Bekir Coşkun’un deyişiyle “Badem”lik mertebesine çıkarıp, “Solcu Badem” haline getiren “yapıştırıcı” ne olabilir?...
60 yaşından sonra insanı ilkelerinden, inançlarından, değerlerinden saptıran güç ne olabilir?...
Solcu Badem, CHP Kurultayını kazanıp CHP Genel Başkanı olsaydı;
*Kars’ta Başbakan Erdoğan tarafından yıktırılan heykel için zamanın AKP’li Kültür Bakanına neler söylerdi ?...
*Sivas’ta insanlarımızı diri-diri yakanların davasının zaman aşımına uğramaması için, on yıldır hiçbir şey yapmayan, aksine insanları yakanları savunanları milletvekili yapan AKP yönetimi için ne derdi ?..
*Tükürürüm ben böyle sanatın içine diyen AKP’li Belediye Başkanı için ne düşünürdü?...
*Zorunlu eğitimi kesintili hale getirip, türbanı ilkokula kadar indiren, kindar-dindar gençlik yetireceğini söyleyen AKP Genel Başkanına ne cevap verirdi ?...
İnanın bu soruların cevaplarını ben de çok merak ediyorum. Solcu Badem, bu seçimde AKP’nin çağdaş yüzü olarak(!) İzmir’den Milletvekili yapıldı.
Yeni Şafak Gazetesinin deyişiyle, TAV Bakanı Binali Yıldırım ile beraber muazzam bütçelerle bir tanıtım ve propaganda dönemi geçirdiler.
İzmir, İzmir olalı böyle seçim harcaması görmedi…
Fakat ben bu “değişimin” veya “ışınlanmanın” maddi çıkar veya koltuk için olduğuna inanmıyorum.
Ne yapsam da yukarıdaki soruların cevabını bulabilsem;
Acaba eski DYP’li Köksal Toptan’a mı, Hüseyin Çelik’e mi, Dengir Fırat’a mı, Necati Çetinkaya’ya mı, sorsam?
Yoksa şimdi kızağa çekilen Vecdi Gönül’e mi danışsam, AKP’nin TBMM Başkanı yaptığı eski ANAP’lı Cemil Çiçek’ e mi, TBMM Başkanvekili yaptığı 28 Şubat’ın Milli Eğitim Bakanı olan Mehmet Sağlam’a mı sorsam?
Onlar bu sorunun cevabını bilirler ne de olsa onlar da, Merkez Sağ’dan bademliğe devşirildiler;
Nasıl oluyor da, eski bir solcu bademleşip, solcu badem oluyor ?...
Not:
“İslamiyet’le uzaktan yakından hiçbir alakası olmadığı halde “cemaat” adını kullanan bir canavar, ülkemizin kalbine, beynine çöreklenmiş, en yetişmiş insanlarımızı bile bir değirmen gibi ezerek un haline getiriyor, bütün kadroları ele geçiriyor; önemli mevkilerde görev yapanlar, işadamları, kanaat önderleri, herkes dinleniyor, izleniyor, kasetleniyor; tüm bunları da vatandaşın vergisiyle yapıyor..” Kitap İsmi: Cümbür Cemaat Yazan:İlhami Yangın Bilgi Yayınevi.
Herkese önemle öneririm. R.S
Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Mart 2012
RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
Hiç yorum yok...