Fransızca kökenli platform sözcüğü, Yüksekçe yer, kabarma ve alçalmalarda sular altında kalan, kimi kez de ortaya çıkan düzgün kıyı parçası anlamına gelmekte.
Bu sözcük, son yıllarda özellikle “entelektüel kesimlerce” yapılan çeşitli örgütlenme biçimlerini tanımlamak için de sıkça kullanılmakta, birden fazla örgütün belli bir amaç ve hedef doğrultusunda iş ve güç birliği yapması için kurulan üst örgütlenme modeli bu sözcükle adlandırılmaktadır.
Demokrasi Platformu, Çiftçi Örgütleri Platformu, Gazetecilere Özgürlük Platformu, Kadın Platformu, Emek ve Meslek Örgütleri Platformu gibi.
Platform tipi örgütlenmede, platforma katılan örgütlerin katılımıyla yeni bir üst yönetim oluşturulmakta ve belirlenen ortak hedef için verilen mücadele bu üst yönetimin belirleyeceği strateji çerçevesinde yürütülmekte, platform bileşeni dernek veya kuruluşlardan bir temsilci belli dönemleri için platform sözcülüğünü veya başkanlığını üstlenmektir.
Platform örgütlenmeleri, genellikle belirlenen ortak hedef’e ulaşıncaya kadar varlığını sürdürmekte, örgütlenme amacı ortadan kalktığında artık platform örgütlenmesinin devamına da gerek kalmamaktadır.
Mesela 2004 yılında Anayasanın 10. maddesine eklenen “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” ibaresinin yeni Anayasa taslağında kaldırılmasına karşı bir çok kadın örgütünün bir araya gelmesi ile oluşturulan Kadın Platformunun “görevi”, yeni bir Anayasada kadın erkek eşitliği meselesi, talepleri doğrultusunda yer aldığında “sona erecek”, yazdıkları nedeniyle tutuklanan veya hüküm giyen gazeteciler özgürlüklerine kavuştuğunda ve artık hiç kimse yazdıkları nedeniyle yargılanmadığında, gazetecilerin özgürlüklerine kavuşması için oluşturulan Gazetecilere Özgürlük Platformu’na, da “ihtiyaç” kalmayacaktır.
Platform sözcüğüne en çok aşina olanlar belki de Çayyolu halkıdır. Bunun nedeni, Ankara’nın bir çok semtinden farklı olarak ilk kez bu bölgede bulunan derneklerin bir araya gelmesiyle, Çayyolu Platformu adı altında bir örgütlenmeye gidilmiş olmasıdır.
Bu platform amacını, Çayyolu’nda sivil toplum örgütlerinin birlikteliğini sağlamak, Atatürk devrimleri ışığında toplumsal duyarlılığı yaymak ve çağdaş topluma ulaşma bilincini artırmak, hedeflerini de, çağdaş insan onuruna yaraşır bir yaşam biçimi ve anlayışı ile kaliteli, örgütlü, duyarlı bir toplum örneği oluşturmak, hemşehrilik bilincini canlı tutmak için etkinliklerde bulunmak, bölge, il ilçe sorunlarına duyarlı olmak, sorunların çözümü için diğer sivil toplum örgütleriyle dayanışma içinde olmak ve Çayyolu’nun ilçe yapılması için, parlamento, medya ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları nezdinde girişimlerde bulunmak olarak belirtmektedir.
Buradan anlaşılan odur ki, belli, somut bir hedefi olup, o hedefe ulaşılmasıyla fonksiyonu sona erecek bir örgütlenme modeli olması nedeniyle, bu platformunun somut hedefi de Çayyolu’nun ilçe yapılmasıdır.
Çünkü, Atatürk ilkeleri ışığında, duyarlı ve çağdaş bir toplum oluşturulması olarak özetlenebilecek sürekliliği olan diğer hedefler, platform tipi bir örgütlenmeden ziyade, münhasıran bu tür hedeflere ulaşmak için kurulmuş olan sivil toplum örgütlerinin faaliyet alanlarıyla ilgilidir. Nitekim, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çağdaş Eğitimi Destekleme Derneği gibi sivil toplum örgütlenmeleri bu hedefler için çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu çerçevede, Çayyolu Platformunun “somut ve tek” hedefinin Çayyolu’ nun ilçe yapılması olduğu ve dolayısıyla, bu hedef ortadan kalktığında, artık böyle bir platforma da gerek kalmayacağı ortadadır.
Hedefin nasıl ortadan kalkacağı da çok açıktır. Bunun için, Ya, Çayyolu ilçe olacaktır. Ya da Çayyolu’nun ilçe olması talebinden vazgeçilecektir.
Önceki yıllarda verilen mücadelelerle, epey mesafe kat edilmesine rağmen maalesef hedefe ulaşılamamış, Çayyolu ilçe yapılamamıştır.
Gelinen nokta itibariyle, Çayyolu henüz ilçe olmadığı için, Çayyolu Platformu varlığını sürdürüyor görünse de ne yazık ki, bu durum “zahiridir”. Gerçek başkadır.
Gerçekte; Yenimahalle Belediyesi AKP’deyken başlatılan bazı hizmetlerin Çayyolu’nda kurulan “semt birimi”nde verilmesi uygulamasının, belediye CHP ye geçince, daha da geliştirilmesi yeterli görülmüş ve sanki, ilçe olmanın amacı, sadece nüfus, vergi, v.s gibi hizmetlerden uzağa gitmeden yararlanmakmış gibi, Çayyolu’nun ilçe olması talebi bir kenara bırakılmıştır.
Platformda yönetim kurulu üyesi olan bazı dernek başkanlarınca çeşitli toplantılarda, belediye’nin ek hizmet binası açması nedeniyle Çayyolu’nun ilçe olmasına artık gerek kalmadığı görüşünün alenen ifade edilmesi, platformun dergisi ve web sitesinde, Çayyolu’nun ilçe olması hedefi ile ilgili “tek laf” edilmemesi, Ankara Milletvekili Sn. Yılmaz Ateş tarafından, içlerinde Çayyolu’nun da bulunduğu 5 bölge’nin ilçe yapılması için kanun teklifi verilmesinin üzerinden günler geçmesine karşılık Platformun web sayfasında “tek satır” habere yer verilmemesi, bu hedeften “çark” edildiğinin en açık göstergeleridir.
Ama, nedense? amacından “fiilen” vazgeçmiş olduğu halde platform yönetimi, belediye tarafından sağlanan imkanlar çerçevesinde “tahsis edilen” ek binadaki odasında, “oturmaya” hala devam etmekte ve böylece, Çayyolu’nun ilçe olması hedefi önünde en ciddi engeli kendisi oluşturmaktadır.
Ortada ulaşılmaya çalışılan bir hedef olmadığına göre, platform ne için vardır? Var olması için neden ısrar edilmektedir?
Acaba bunların yanıtı, “hizmet aşkı” mı, yoksa “koltuk sevdası” mıdır?
Mustafa Turhan
cayyolum.com
Hiç yorum yok...