İktidar partisiyle, her zor zamanında "stepnesi" olan "sözde muhalefet" partisinin yerel seçimlerin bir yıl öne alınması için TBMM başkanlığına birlikte verdikleri anayasa değişikliği teklifinin kabul edileceği gün gibi aşikar.
Meclisteki sayıları belli.
Ki, bizim gibi siyasetin, gerçeklerin çok ötesinde zaman, zaman delikanlı nutuklar atılıp, milletin egosu okşanarak yapıldığı bir ülkede, seçime hayır demenin adeta minderden kaçan güreşçi konumu yaratacağı dikkate alındığında, ana muhalefetin de bu çağrıdan kaçamayacağı ve gelecek yıl seçim yapılacağı artık kesin.
Kesin olan bir başka şeyse, bu tablonun, kaç zamandır “büyük” gazetelerin, başka deyişle “amiralin gemilerinin” yerel eklerinde, biraz da yazacak sıkıntısı çekildiği için, her gün verilen “ısmarlama” belediye haberlerini daha da artıracağı.
Nitekim, kaç gündür hali hazırdaki ilçe belediye başkanlarının, “daha yapacak işler var” gibi “ulvi” gerekçelerle yeniden adaylıklarını açıkladığına ilişkin “haberleri” izlemekteyiz.
Bugünkü Hürriyet’in Ankara ekinde yer alan, “Dönüşenler, Değişenler ve Dövüşenler” başlıklı yazı da bu bağlamda hayli ilginç “tespitler ve yorumlar” içeriyor.
Ne var ki, gerçekleri ne denli yansıttığı tartışmalı.
Mesela, yazıda, Mamak belediye başkanına övgüler dizilirken sanki 12 Eylül askeri darbesi öncesindeki olaylar bir tek Mamak’ta oluyormuş gibi 35 yıl önceye gidilip, oradan bugün gelinen noktayla bağlantı kurulmaya çalışılması, bunun belediye ve belediyecilikle ne ilgisi var diye düşündürmenin yanı sıra, “amaca giden her yol mubahtır” özdeyişini hatırlatmakta.
Kentsel dönüşüm projelerinin, kimlerin ekmeğine yağ sürdüğü, hangi müteahhit firmalara verildiği ve vatandaşı nasıl bir borç yükü altına soktuğu, AVM’ lerin ulusal ekonomiye olumlu mu, olumsuz mu katkı yaptığı hususlarına hiç değinilmeden, övgüye layık görülmeleri, abartılı bir yüzeysellik örneği.
Altındağ belediyesince başarılı bir şekilde hayata geçirilen, Hamamönü ve Ulucanlar projelerinin örnek verilmesi, bu abartının üzerini örtememekte.
CHP’nin elinde bulunan Yenimahalle ve Çankaya belediyelerinin başkanlarıyla, AKP’li Büyükşehir belediye başkanı Melih Gökçek arasındaki ilişkilere dair değerlendirmeyse, bu “ilginç yorumların” en başta geleni.
Bu, sadece ilginç bir yorum değil, aynı zamanda, göz göre, göre gerçeklerin çarpıtılması mahiyetinde.
Yenimahalle belediye başkanı Fethi Yaşar’ın, Melih Gökçek’in “tüm engellemesine rağmen” “kentsel dönüşümle kalmayıp”, bölgenin değerini artıracak bir çok projeye imza attığı söyleyip, Çankaya belediye başkanı Bülent Tanık’ın, Gökçek ile kapışıp, iş yapamadığını, “icraatlarını kavgadan öteye götüremediğini” ileri sürmek, bu çarpıtmanın en can alıcı noktası.
Çünkü, bölgede yaşayıp da az çok etrafıyla biraz ilgili olanlarca biliniyor ki, Yenimahalle belediye başkanının, AKP’li Büyükşehir belediyesine ve Gökçek’e rağmen yaptığı hiçbir proje bulunmamakta.
Tam tersine, Yenimahalle belediyesi ve başkanı, sanki “aynı partinin” mensuplarıymış gibi Melih Gökçek’le “kankaları” kıskandıracak büyük bir uyum sergilemekte.
Gökçeğin isteklerini ve karalarını derhal yerine getirmekte, istemediği hiçbir adımı atmamakta.
En son, orada yaşayanların çoğunluğunun karşı çıkmasına ve seçimlerde kendilerine tapu verileceği sözü verilmesine rağmen Mehmet Akif Ersoy Mahallesinde başlanan kentsel dönüşüm ihalesinin AKP ye yakınlığıyla bilinen YDA şirketine verilmesi, eski il başkanı Tarık Şengül’ün istifasına neden olan Çayyolu’ndaki yoğunluk artışında iki belediyenin İmar Komisyonu üyeleri ve diğer yönetici kadrolarının büyük bir“uyum” göstermesi, buna çok güzel iki örnek oluşturmakta.
Yenimahalle belediyesinin başkana en yakın tüm yöneticilerinin, CHP den istifa ettiği ve kendilerini “evin güzel kızı” olarak ilan ederek, AKP dahil tüm partilere göz kırptıkları ve halen Fethi Yaşar’la kol kola oldukları dikkate alındığında bu garip “uyum” daha net ortaya çıkmakta.
İşte bu nedenle Yenimahalle belediyesi ve Fethi Yaşar, iş yapıyor “görünmekte” ve “yanıltıcı bir imaj” ortaya çıkmakta.
Çankaya belediye başkanı Bülent Tanık ise, “Çankaya’nın da düşürülüp, AKP ye geçmesi” uğruna, herkesin gözleri önünde cereyan ettiği üzere Melih Gökçek’in, bin bir türlü engellemesiyle karşılaşmakta, başarısız gösterilmeye çalışılmakta.
Çünkü, Bülent Tanık, partisinin ve kent belediyeciliğinin ilkelerinden taviz vermemekte.
Bunun için de elleri kolları bağlanmakta.
Buna rağmen, Fethi Yaşar’ın başarılı, Bülent Tanık’ın kavgacı olarak sunulmaya çalışılmasıysa, kentsel dönüşümlerden, AVM’ lerden nemalanan belli çevrelerce manipülasyon amacıyla ortaya atılan bir palavra olmaktan öteye gidememekte.
Çayyolu Tokmağı
Hiç yorum yok...