Siyasette, dürüstlük, nezaket, kararlılık, tevazu belki bunların hepsini özetleyen “doğrultu tutarlılığı” söz konusu olduğunda, Bülent Ecevit adı anılmaya hep devam edecek. Ama çok uzun yıllar önce yazdığı “Soru” adlı şiirine yanıtı insanlık hiçbir zaman veremeyecek:
“kimbilir
insanda son kalan gözler
görür mü dünyayı uzaktan
kimbilir
küçülür mü dünya
büyür mü uzaktan
kimbilir
küllenir mi dünya
özlenir mi yoksa uzaktan”
Bülent Ecevit’i iyi anlamak, tanımak için elbette onun şiir dünyasına girmeye çalışmak şarttır. Ama siyasi kişiliğinden de söz etmemek önce ona sonra sol siyasete haksızlık olur.
Çankaya’da partiye kaydı, siyasete girişi sayılırsa tam 50 yıl, milletvekili olması başlangıç sayılırsa 45 yıl Türk siyasetinde, siyasette kaldı. Türkiye’nin ilk koalisyonunda (1961-1965 İsmet İnönü Hükümeti) Çalışma Bakanı idi, son koalisyonunda (1999-2002) Başbakan... 1999’daki azınlık hükümeti hariç, kurduğu ve yer aldığı beş hükümetin hepsi de bir tür koalisyon hükümetiydi. Belki de bu nedenle “uzlaşma kültürü” siyasete kazandırdığı en önemli kavram ve deyim oldu. Üç kez hapis yattı. 4 kez Başbakan oldu. Dünyada belki de 60 yaşından sonra, babadan kalma evini satıp (Üsküdar, Salacak’taki ev, satışı 1986) bir siyasi parti kuran ve bu partiyi ülkesinin 1’inci partisi yapan ve kendisi de 74 yaşın Tarihsel kişiliğinde bir satırbaşı da Kıbrıs’tır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Türk ordusunu, Misak-ı Milli sınırları dışında kalmış Türkler’i korumak amacıyla sınır dışına gönderme kararını veren hükümetin başkanı.
Ecevit’in yaşamında yasalar çok önemliydi. “Doğal yasalar gereği- toprak işleyenin, su kullananındır!” sözleriyle Türkiye’yi ayağa kaldırmış, adını dağa taşa yazdırmıştı. Hedef aldığı toplum için, dilediği düşlediği yasaları çıkaramadı. Doğal yasalar doğada kaldı. Ama yine de o yasalardan vazgeçmedi. Şiirlerinde bile geçmedi.
İşte onun “Yasa” şiiri:
"(...)
MADDE BİR
dünyaya gelmelidir
MADDE İKİ
sevmeli sevilmeli
dünyayı cennetin
kendisi bilmelidir
MADDE ÜÇ
yaşama sevgisinin
kökleri gönlünde
insan oğlu günün birinde
ölmelidir
dönmelidir dudaklarına
buruk bir elmanın tadı
(DÖRDÜNCÜ MADDE OKUNAMADI)
işbu yasayı
kim yürütür bilinmez
bilinmeyen ellere
karşı gelinmez”
Bilenen eller, çok uzun yıllar önce dağa taşa “Umudumuz Ecevit!” diye adını yazdı. Ama nedense, kendisine 50 yılık siyasal yaşamı boyunca bir defalığına olsun yeterli çoğunluk ve tek başına iktidar olma şansı nasip olmadı. Yarım yamalak çoğunluklarla ülkenin yazgısına hükmetmeye çabaladı. Ona tanınan olanak buydu. Belki bu da bir tür ilahi / siyasi sırdı.
Bu sırrın esrarı ise “DÖRDÜNCÜ MADDE”de yazılıydı.
Ahmet TAN
Hiç yorum yok...