Doğru söylemek gerekirse, bugün Çayyolu semt pazarının saçaklarına, Park caddesi girişindeki çiçek setlerinin üzerlerine ve yürüyüş parkurunun çeşitli yerlerinde asılmış pankartlar dikkat çekti.
Her pankartın altında, platform üyesi bir derneğin adının yazılı olması, bu eylemin, bir çok kitle örgütünün desteğiyle yapıldığı, geniş katılım sağlandığı izlenimini yaratmak için düşünülmüş ince bir taktik olduğu izlenimi veriyordu.
Belediyenin himayesi ve güdümünde ve platformun organizasyonunda üye derneklerin bazılarının etkinlik yapmış gibi gösterilmek istendiği hemen göze çarpıyordu.
Lakin, pankartlarda yazılı olan sloganların ne anlattıklarını anlamaksa, adeta havuz problemi çözmek kadar zordu.
Sloganları anlamak zor olsa da “Çayyolu’nun İlçe Olmasına” dair olmadıklarına bakılarak, platformun ve bazı üyelerinin bu amaçlarından vazgeçtikleri, Yenimahalle Belediyesine bağlılıklarını ve “biat” etmelerini bir kez daha ve açıkça beyan ettikleri kolayca anlaşılmaktaydı.
Sloganlarda, Çayyolunun ilçe olmasına ilişkin tek bir kelime geçmiyordu!
Aslında bu çerçevede, amacından vazgeçmiş olmayı böylesine gerine, gerine tüm Çayyoluna ilan ettiği için platform yönetimini kutlamak gerekir. (!)
Pankartlardan, “Çayyolu Bu Oyunu Bozacak” yazanının altında, Üniversiteli Kadınlar Derneğinin, “Çayyolu Bir Bütündür Kaderine Terk Edilemez”, yazanında Omirilik Felçlileri Derneğinin, “Kavga değil Hizmet İstiyoruz”, yazanında Tüketici Hakları Derneğinin, “Özgür İrademe İpotek Koyma”, yazanında, Çayyolu Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneğinin ve nihayet, “İleri Demokrasi Adresin Neresi” yazanında da platformun kendisinin adı yazılıydı.
Arif olan anlar misali!
Çayyolu hangi oyunu bozacaktı, Yenimahalle’den ayrılıp Çankaya’ya bağlanmayı mı?
Çayyolu kiminle bir bütündü de kaderine terk edilemezdi, Yenimahalle’yle mi?
Yenimahalle, Çayolu'nun kaderi miydi?
Ayrı ilçe olması veya Çankaya’ya bağlanması kaderine terk edilmesi mi oluyordu?
Kavga değil hizmet istemek ne demekti; ayrı ilçe olunca veya Çankaya’ya bağlanınca hizmet alınmayacaktı da onun için Yenimahalle’ye bağlı kalmak mı gerekiyordu?
En ilginciyse, "özgür irademe ipotek koyma"ydı; çünkü, ancak olan bir şeye ipotek konulabilirdi.
Hangi özgür iradeden söz ediliyordu?
Çayyolu Yenimahalle’ye bağlanırken kime sorulmuştu?
Hiçbir coğrafi bağlantısı olmayan Yenimahalle’ye bağlanırken kim özgürce irade belirtmişti ki, şimdi özgür iradeye ipotek koyma deniliyordu?
Özgür bir irade, her şeyden önce “kendisi için özgürlük” istemez miydi?
Birilerine bağlanmak istemek, nasıl özgür bir iradenin ürünü olabilirdi?.
Bu durumda, eğer ortada bir şeye ipotek konulma durumu varsa, o da Çayyolu halkının özgür iradesi bağımsız ilçe olmakken, onu Yenimahalle’ye bağlı tutmaya çalışmak olmaz mıydı?
Lakin, bu “sözde özgür iradenin”, “temel amacını rafa kaldırmış olduğu” dikkate alındığında bu sloganlara şaşırmamak gerekiyordu.
Sözde özgür, fiiliyatta bağlı irade olsa, olsa böyle olurdu.
Bu tablo içinde dikkat çeken bir diğer önemli husus da, platformda otuza yakın üye dernek varken, pankarların 3,5 dernekle sınırlı kalması, Atatürkçü Düşünce Derneği ve ÇEKOD gibi bölgenin etkili dernekleri adına herhangi bir bir pankartın görülmemesiydi.
Sonuç olarak, edinilen izlenim, bu eylemin, bir diyet ödeme gösterisi olduğu ve platformun tüm derneklerinin buna katılmamasıydı.
Gerisi boştu!...
Çayyolu Gönüllüleri
Maskeler düşmüş, gerçek yüzler görünmüştü.
Aslında, bu Çayyolu için hayırlı bir işti.
Hiç yorum yok...