"Darbe yapacaklardı" gerekçesiyle Türk Ordusu'na karşı ilk tasfiyeyi 1950 yılında Demokrat Parti yapmıştı.
AKP'nin Türk Ordusu'na karşı yaptığı Ergenekon tertibi ilk tertip değildir.
14 Mayıs 1950'de Demokrat Parti (DP) iktidara geldi.
22 Mayıs 1950'de Celal Bayar Cumhurbaşkanı seçildi ve DP Genel Başkanlığı'nı Adnan Menderes'e bıraktı.
Bu sırada ABD, Kore'ye saldırı hazırlıkları yapıyordu.
DP, iktidarını sağlama almak amacıyla ABD'ye bağlılığını göstermek ve NATO'ya girmek istiyordu.
Kore'ye Türk askeri göndermek, bağlılığını ispat için iyi bir fırsattı.
Ancak, Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesine bağlı olan Kemalist komutanların buna karşı çıkacağı korkusu vardı.
Bu komutanlar derhal tasfiye edilmeliydi.
Aynen “Ergenekon”da olduğu gibi ihbar, söylenti ve dedikodu furyası başladı:
Kemalist subaylar darbe yapmaya hazırlanıyordu...
Genelkurmay Başkanı Org. Nafiz Gürman, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı ziyaret ederek seçim sonuçlarına saygılı olduğuna dair güvence verdi.
Ancak dedikodular azalacağına arttı.
Darbenin tarihi bile veriliyordu: Ordu, 8-9 Haziran 1950 gecesi darbe yapacaktı.
5 Haziran günü bir albay Menderes'i ziyaret ederek darbe tarihini bildirmişti.
6 Haziran günü bu ihbar bahane edilerek 15 General ve 150 Albay bir gecede tasfiye edildiler.
Emekli edilenler arasında Org. Kazım Orbay ve Org. Salih Omurtak gibi Atatürk'ün yakın arkadaşları, Kurtuluş Savaşı'nın efsane komutanları da vardı.
Yüksek komuta kademesinin neredeyse tamamı tasfiye edildi:
Genelkurmay Başkanı
Hava Kuvvetleri Komutanı
Deniz Kuvvetleri Komutanı
Jandarma Genel Komutanı
Genelkurmay 2. Başkanı
1. Ordu Komutanı
2. Ordu Komutanı
3. Ordu Komutanı
emekli edilenler arasındaydı.
Bu tasfiyeden sonra Kore'ye asker gönderme kararı çıkarıldı.
Amerika'ya yaranma uğruna Mehmetçik Kore'ye yollandı.
37 subay, 26 astsubay, 658 er olmak üzere toplam 721 şehit, 2147 yaralı, 346 hasta, 234 esir ve 175 kayıp verdik.
Bu bir cinayetti. DP'nin eli Mehmetçik'in kanına bulanmıştı. Hesabını vereceklerdi.
Tasfiyelerin arkasında Menderes'e akıl hocalığı yapan 2 emekli subay vardı.
Kurmay Albay Seyfi Kurtbek ve Korg. Fahri Belen.
Bu ikisi seçimlerden önce ordudan ayrılıp DP listesinden seçimlere katılmış, Milletvekili olmuşlardı.
Daha sonra Bakan oldular.
Tasfiye edilmeyen tek komutan olan Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Nuri Yamut, Genelkurmay Başkanı oldu.
DP'nin Kore'ye asker gönderme emrini ikiletmeden kabul etti.
1958 yılında emekli olunca da DP'den Milletvekili seçildi.
Nuri Yamut, 27 Mayıs Devrimi'nde kendisini gözaltına almaya gelen genç subaylara şöyle bağırıyordu:
"Ben Çanakkale kahramanıyım, Atatürk'ün silah arkadaşıyım, İstiklal Savaşı gazisiyim, eski Genelkurmay Başkanı'yım"
O kadar çok konuşuyordu ki, bir teğmen susturdu. İtiş kakış oldu. Yamut merdivenlerden yuvarlandı.
Yassıada'da yargılanırken öldü.
Nuri Yamut'un yerine Kara Kuvvetleri Komutanı olan Org. Kurtcebe Noyan, Nakşibendi müridi idi.
Kurtcebe Noyan daha Teğmen iken, Mareşal Fevzi Çakmak tarafından Nakşibendi Şeyhi Küçük Hüseyin Efendi'nin dergahına götürülmüş ve müridi olmuştu. (Bak: Soner Yalçın, Efendi)
Menderes, orduyu işte böyle kişilere emanet ediyordu.
Ama fayda etmedi.
27 Mayıs Devrimi ne şeyh bıraktı, ne de mürit.
Hiç yorum yok...