Ne olacak; 2002 öncesinde kaldı…
O şimdi güdümlü…
Ülkemiz; iki günde kurulup, üçüncü kez iktidar olan bir partinin tutsağı haline getirildi…
Altı kez daha iktidar olacağını savlayan eskinin solcusu liberaller, neyi ve kimi beslediklerinin farkında mı değiller, yoksa bilmediğimiz özgörevleri mi var?
12 Haziran’da TBMM Genel Seçimlerinin 24’üncüsü yaşandı.
Yaklaşık 10 seçimdir seçimleri izlerim. Bu son seçim inanın o denli tatsız tuzsuz geçti ki; insanlar sanki ‘seçimleri’ umursamıyordu; öyle ki seçmen için basit bir ‘seçim oyunundan’ farksızdı ve kanıksamıştı seçimleri.
Artık; “Doğru yahu, yarın oy da kullanacağız” diyerek öncelikleri arasında kesin görmüyordu seçimi. Adeta sıradan bir dernek seçiminde oy kullanacakmış gibi, hatta ‘kullanmasam da olur’ dercesine bir umursamazlık içinde gördüm insanları 12 Haziran 2011 seçimlerinde.
Nedeni; seçimlerin tadını tuzunu bozmamızdır.
Tadı yok, çünkü;
İnsanların özgür düşünce ve istencindeki evrensel akışın önüne % 10 baraj koyduk.
Yetmedi; evrensel hakları olan ‘seçim’ olgusuna, seçme ve seçilme ve de YSK yasaklarıyla set koyduk, cebi para dolu olanları TBMM’ine, beyni proje dolu onları kapının önüne koyduk.
Seçim sürecinde; İnsan hakların hiçe sayarcasına, Metin Lokumcu’nun cansız bedenine de “Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durma gereğini duymuyorum…” şeklinde sövgüler yağdırabildik.
“Demokrasi benim amaçlarımın aracıdır” diyerek, demokrasiyi metalaştırdık.
Tuzu yoktu, çünkü;
Din ile, yoksul ile birlikte geçinecek politikalar üreteceğimize, “Bizi kardeş yapan Müslümanlıktır, laiklik değil…” söylemiyle dinden ve yoksuldan geçinen bir politik süreci inatla sürdürdük.
Sürekli güçlüden yana duruş sergileyerek ‘sınırsız ve kuralsız demokrasi avcılığımızla’ aydınları karalayıp, karanlığı besleyenleri teorize ettik ve aşağıdaki tabloyu yarattık:
Seçmen Sayısı:50,339,596
Katılım Oranı:%87.23
Toplam Oy :43,912,170
Geçerli Oy:42,972,665
Geçersiz Oy:939,505
-
AKP(Adalet ve Kalkınma Partisi): Oy oranı; %49,91 Aldığı oy; 21.465.966
-
CHP(Cumhuriyet Halk Partisi): Oy oranı; %25,94. Aldığı oy; 11.147.641
-
MHP(Milliyetçi Hareket Partisi): Oy oranı; %12,98. Aldığı oy; 5.575.871
-
Bağımsızlar - Tüm Bağımsızlar: Oy oranı; %6,58. Aldığı oy; 2.826.03
-
SP(Saadet Partisi): %1,25-535.563
-
HAS(Halkın Sesi Partisi): %0,76-327.400
-
BBP(Büyük Birlik Partisi): %0,74-315.974
-
DP(Demokrat Parti: %0,65-280.899
-
HEPAR(Hak ve Eşitlik Partisi): %0,28-122.305
-
DSP(Demokratik Sol Parti): %0,25-106.344
-
DYP(Doğru Yol Partisi): %0,15-64.240
-
TKP(Türkiye Komünist Partisi): 0,14-61.236
-
MP(Millet Partisi): %0,14-59.830
-
MMP(Milliyetçi ve Muhafazakar Parti): %0,09-37.011
-
EMEP(Emek Partisi): %0,07-31.577
-
LDP(Liberal Demokrat Parti): %0,04-15.462
Eğer bir parti, 15 partinin aldığı toplam oylardan daha fazla oy almışsa, tartışmasız başarılıdır. Diğer 15 parti ise tartışmalı başarısızdır.
Ben seçmen olarak başarıyı ve başarısızlığı tartışabilirim. Hatta; bu denli tatsız tuzsuz ortamda geçen seçimde son üç seçimden hayli yüksek bir katılımın(%87.23) olması ve AKP’nin bu coşkusuz seçmenin ikisinden birinin oyunu almasını’ sorgulayabilirim, fakat o 15 parti kendisini tartışmazdan ve sorgulamazdan asla AKP başarısını ve de kendi başarısızlığını tartışamaz, sorgulayamaz.
İşin özü; seçimlerin ve seçim politikalarının da CHP 6 oku gibi onarıma gereksinimi var.
İşin özü ne biliyor musun sevgili seçmenim; Kendim ettim kendim buldum...
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
Hiç yorum yok...