Çayyolu ve Batıkent gibi büyük semtler 2008’de neden ilçe yapılmadı? Çayyolu ne kazandı, ne kaybetti…

2008’de metropollere bağlı bazı semtlerin ilçe olması gündeme geldiğinde, herkes Çayyolu’nun artık ilçe olacağına inanıyordu. Çünkü nüfusu ve dokusuyla ilçe olmaya en yakın semt Ümitköy ve Çayyolu Bölgesiydi.

Ancak beklenen olmadı. AKP bu olağan duruma direnç gösterdi. Ne var ki o tarihte bu karara Çayyolu’ndan herhangi bir tepki gelmedi. İlçe olmak için çırpınan Çayyolu adeta kulağının üzerine yatmış, ana hedefi bölgeyi ilçe yapmak olan derneklerin oluşturduğu Çayyolu Platformu inanılmaz bir şekilde susmayı tercih etmişti.

2008’de bunlar olurken Milliyet Gazetesi’nde Şevket Çorbacıoğlu’nun “Kentleşme” başlıklı yazısı “Neden Batıkent ve Çayyolu değil de, Pursaklar ilçe yapıldı yazısı yer aldı. O yazının bir bölümünü aşağıya aldık.

“Başkentin gündemine oturan köy olacak beldelerle ilgili açıklamalarıyla kent gündemini belirleyen AKP Ankara İl Başkanı Halis Bilge’nin açıklamalarına CHP’den sert tepki geldi. CHP’liler Bilge’yi “İçişleri Bakanı gibi konuşuyor” diyerek eleştirirken AKP’nin ‘belde-köy’ düzenlemesini siyasi kaygıyla yaptığı yönünde fikir birliğinde bulundular.”

AKP İl Başkanı, “Çayyolu’nu ilçe yapmayız” dedi ve 2008’de Ankara’da bir tek Pursaklar ilçe yapıldı.

Şimdi yine Çorbacıoğlu’nun yazısına dönelim.

“AKP’nin Pursakları niçin ilçe yaptığını anlamak için; 17 Mayıs 2007 günü Milliyet Gazetesinde yer alan, Londra-anka orijinli haberin yeterli olacağı aşikardır. “İslamcıların model kenti Pursaklar” başlıklı yazıda Financial Times, Ankara’nın Pursaklar için “içkinin görünmediği, çoğunun türbanlı olduğu, kadın ve erkeklerin ayrı salonlarda spor yaptığı model bir kent kuruluyor” diye yazdı.

Financial Times’a konuşan Çetin de (Pursaklar Belediye Başkanı Selçuk Çetin) Türklerin arasında bölünmenin söylendiği gibi belirgin olduğunu sanmadığını belirterek ‘Hepimiz laik ve Kemalistiz. Aynı okullara gittik ve aynı Atatürk ilkelerini öğrendik. Ancak (Pursaklar’da) halk şimdi “Bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak istiyoruz” diyor. Bu nedenle AKP için oy kullanıyor, AKP halkın partisi. Bizden korkmak yanlış’ diyor.

Elbetteki Çetin gibilerden bu ülke insanı korkmuyor, bu ülke insanı Çetin gibilerini uyarıyor. Diyor ki “Sizin batınız Mekke-Medine, siz batı treninde burulara yol alıyorsunuz. İnsanlarmızın ilahi kıblesini, ticari kıbleye dönüştürme adına, Arap kültürünü dayatıyor, yoksul halkın İslami duygularını siyasi ve ekonomik rantınızın itiş gücüne dönüştürüyorsunuz… Biz halkı bunları anlatmaya çalışıyoruz. Yoksa sizden korkan, sizin gibi olsun…”

Anladığınıza inanıyoruz; Batıkent ve Çayyolu değil de, neden Pursaklar’ın ilçe yapıldığını… Kent politikalarını, siyasi ve ekonomik rant politikalarına nasıl dönüştürdüklerini…”

Aslında Çayyolu’nun değil de Pursakların niçin ilçe yapıldığı ortada. Toplumu değiştirme dönüştürme, düşündükleri hayat tarzını dayatma semtleri ilçeleştirilme kararlarını da derinden ilgilendiriyor.

Ünlü Deniz Feneri Derneği’nin Ankara Şubesi Pursaklar’da yer alıyor.

Şimdi AKP iktidarı Havaalanına metro planlıyor. Bu planlamanın açıklaması yapılırken, havaalanı metrosunun Pursaklar’ın içinden geçeceğine özellikle vurgu yapılıyor…

ÇAYYOLU NE KAYBETTİ?

Bugün yağmalanan, dokusu hızla tahrip edilen, kent kültürü giderek başka semtlere benzeyen, iktidarın dayatmalarına direnemeyen bir bölge söz konusu. Bölgeyi aktive edecek noktalar karalanıp kötüleniyor, hatta aşağılanıyor. Dahası talana övgüler düzen gruplar oluşuyor.

Bunun karşısında yönetim kademeleri Çayyolu’nun talanı konusunda artık fikir birliği içinde. Olumsuzluğa karşı çıkmalıyız mantığı, yerini “ucundan kenarından biz de yararlanalım”a bırakmış durumda.

O nedenle AKP’nin hayat tarzına direnme, değişik aktivitelerle 2008’de Çayyolu’nda ilçe olma konusunda yapılmalı ve tepki oluşturulmalıydı. Bazı sivil toplum örgütlerinin belediyeden basit beklentileri nedeniyle suskun bir ortam yaratılmamalıydı.