Çevre semtlerin Çayyolu’na getirip azıttıkları, belediyenin yapacağını söylediği ama yapmadığı hayvan barınağı, bakımından yılan evcil hayvan sahiplerinin terk etmesi ve diğer nedenlerle Çayyolu köpekler cenneti halini aldı. Bütün bunlarda Çayyolu’nun Yenimahalle sınırlarından alınıp Çankaya’ya katılması kararı da etkili oldu.
Seven, koruyan var; sevmeyen korkan. Bu kadar boşluk olunca da birileri kendi kurallarını uygulamaya başladı. Zehirli etler sağa sola saçıldı, hayvanlar zehirlendi ve birçoğu öldürüldü.
Bu yaşanan düpedüz katliamdı.
Hayvanseverler panikledi; gösteriler, protestolar birbirini izledi.
Karakollara, savcılıklara şikayet dilekçeleri yağdı.
Onca kameraya, kayıtlara karşın, failler bulunamadı…
Pekiyi, vicdanlar rahat mıydı?
O da pek belirli değil!
Çünkü Çayyolu’nun dokusu öyle süratle bozuldu ki;
Ağaçlar söküldüğünde tepki koyan çevre sakinleri,
Hayvan öldürüldüğünde parçalanan yürekler,
Yoğunluklar artırıldığında itiraz edenler,
Konutların işyerine çevrilmesinden rahatsız olanlar,
Artık yok Çayyolu’nda…
Hatta bunları büyük gönül rahatlığı içinde savunanlar var.
Yanlışlığı ortaya koyanların açığını aramaya çalışanlar türedi.
Hayrettir, destek de alıyor onlar…
Yapılanlar görmezlikten geliyor insanlar...
… ve bana dokunmayan yılan senaryosu birebir uygulanıyor…
Sıkıntıyı dile getirmek yerine “Nasıl olsa birileri görüp itiraz edecektir” mantığı hakim.
Cayır cayır yanan yeşil alanları balkonundan seyredenler var.
Sanki yeşilin yerine karalar hakim olunca manzarası bozulmayacak gibi…
Hiç yorum yok...