Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin dershanelerin dönüşümü ile ilgili Ankara’da MEB Şura salonunda yaptığı toplantıda basın mensuplarının dışarı çıkartılması alkışlarla protesto edildi.
Dershaneciler adına açıklamada bulunan Ümitköy İvme Dershanelerinin kurucusu ve Öz-De-Bir Ankara temsilcisi Abdullah YÜKSEL “Bizlere karşı bir dayatma yapılmaktadır. Dershanelerin kapatılmasını, dönüştürülmesini ya da kamulaştırılmasını istemiyoruz.” Dedi.
Toplantı salonunu terk eden Dershane yöneticileri ve sektör temsilcileri dışarıda basına açıklamalarda bulundu, Öz-De-Bir temsilcisi Abdullah YÜKSEL ağaca dönerek yaptığı açıklamalarda; MEB yetkililerinin basını dışarı çıkarmak istediğini ama bir kez daha kalemin ve aklın gücünün galip gelerek basının dışarı çıkarılmasının önüne geçtiklerini kaydeden Abdullah Yüksel, “Ama ne yazık ki içeride kendimiz çalıp kendimiz oynamaya başladık. Biz sizlerin aracılığı ile bütün taleplerimizi iletebilirdik talep alacaklarmış ve değerlendireceklermiş! Zaten Başbakan “Ben bu dershaneleri kapatacağım ve bu yasayı geçireceğim”' derken bu kararlar önceden alınmışken, siz bize ne anlatıyorsunuz Sayın Müsteşar. Biz bunlara kanmayacağız.” diye konuştu.
Öncelikle dershanecileri yaralayan bir demece cevap vermek istediklerini kaydeden Yüksel, “Biz terörist değiliz, terörist yetiştirmiyoruz, insan yetiştiriyoruz, eğitim yapıyoruz. Biz KCK örgütü de değiliz. Bu açıklamayı yapan vekilimizi tüm halkımız adına kınıyoruz, kendisini istifaya ve özür dilemeye davet ediyoruz.
Haklı davamızı ve uğrayacağımız haksızlığı Samsun’dan, Antalya’dan, İzmir’den seslendirdik. Hükümet yetkilileri bizi dinlemediler, dün İstanbul’da duvara seslendik yine duymadılar. Bugün sizlerin aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden Ankara’dan ağaca seslenmek istiyoruz, çünkü ağaç meyve de verir, ağaçtan odun da olur.” şeklinde konuştu.
"BİZ EĞİTİMİN YARASI DEĞİLİZ, EĞİTİMİN MERHEMİYİZ"
Halka seslendiklerini ve dershaneciler ve etüt merkezleri olarak kendilerine bir dayatma yapıldığını belirten Yüksel, “Eğitim kurumlarımız bir rant kaynağı olarak size gösterilmektedir. Bu bizi derinden yaralamaktadır. Halbuki bizler öğrencilerimize yardımcı olmak için bu kurumları açtık. Sizler eğitim hizmeti talep ettiğiniz için bu kurumları açtık, sizler çocuklarımıza sahip çıkın dediğiniz için bu kurumları açtık. Biz temel eğitimin alternatifi değiliz. Biz öğretimin destekçisiyiz, işimizi de iyi yapıyoruz. Sorun üniversitede okuyanlara, dershaneye gitmeden üniversiteyi kazanmış kaç kişi çıkar? “Biz eğitimin yarası değiliz, eğitimin merhemiyiz.” Bizim gücümüz kalemimizdir, kalemden kime ne zarar gelir?” ifadelerini kullandı.
Halkı temsil eden tüm milletvekillerine seslendiklerini, eğitim kurumlarının kapatılmasını, dönüştürülmesini ya da kamulaştırılmasını istemediklerine değinen Yüksel sözlerini şöyle tamamladı: “Bizler sizlere güvenerek bu kurumları açtık. Yaptığınız yasalara inanarak yaptık, milletimize eğitim hizmeti veriyoruz. Suçumuz ne bilmiyoruz. Özel teşebbüs hakkımızı neden elimizden almak istiyorsunuz? Tırnaklarımızla kurduğumuz bu kurumları neden kapatmak dönüştürmek ya da kamulaştırmak istiyorsunuz?
Ortalama 400 bin insana iş ve aş sağlayan dershanelerin halkımıza zararı nedir bilmek istiyoruz. Tüm vekillerimiz bilmelidir ki bize sahip çıkmadığınız takdirde bu zulmü bütün öğrenci ve velilerimize gerekirse kapı kapı dolaşarak anlatacağız.”
Mehmet Gürer
Gazete Çayyolu
Hiç yorum yok...