Türkiye güzel bir ülke... Ancak yakından baktığımızda bu sıra dışı güzelliğini bozan şeyler var; çöpler, atıklar, özellikle de naylon poşetler... Ağaçların dallarında sallanıyorlar, nehirleri kirletiyorlar, çitlerde asılı kalıyorlar, kanalizasyonları tıkıyorlar, hayvanların boğazlarını tıkayıp boğularak ölmelerine neden oluyorlar. Doğal görünümün bozulmasında büyük etkiye sahip olan da bu naylon poşetler...
Kullanışlı olmadıklarından değil... Son derece işlevsel, hijyenik, hafif, dayanıklı ve ucuzlar, hatta ücretsizler! Ne yazık ki çoğunun sonu çöplük ya da çevre oluyor.
Polietilen poşetlerin üretimi yaklaşık 35 yıl önce moda olmaya başladığından buyana, dünyada hemen her ülkede kullanılıyorlar. Her gün onlarla karşılaşıyoruz. Sebze ve meyveden kıyafet ve kitaplara değin herşeyi taşımaya elverişliler. Poşette yoğurt ve canlı akvaryum balığı bile satın alıyoruz! Onları çanta gibi kullanıyor, evde çıkan çöplerimizi de onlara koyuyoruz. Naylon poşetlerin olmadığı bir yaşam düşünmek güç. Ancak, eğer gezegenimizin korunmasına katkıda bulunmak istiyorsak, onları tekrar tekrar kullanarak naylon poşet üretimini azaltmalı, olanaklı olduğunda ise naylon olmayan poşet ve çanta kullanmalıyız.
Çirkin bir görüntü oluşturmanın yanısıra, neden oldukları daha kötü şeyler de var. Bir yerden öteki yere bir şey taşırken naylon poşeti yalnızca birkaç dakikalığına kullanıyor olsak da, bir naylon poşet doğada tümüyle yok olana değin aradan bin yıl geçmesi gerekiyor. Eve giderken beş dakika simiti poşette taşımak, o poşetin doğayı 3005 yılına dek kirleteceği anlamına geliyor! Naylon poşetler yavaşça bozulmaya başladığında, çevreye zararlı kimyasallar yayılıyor ve besin zincirimizi yavaş yavaş kirletiyor.
Bunun yanısıra, naylon poşet üretimi petrol ve doğal gaz gibi yenilenemeyen enerjinin git gide azalmasına ve kirliliğe yol açıyor. Bir naylon poşet üretmek için gerekli olan enerji bir arabaya 115 metre boyunca güç sağlayabiliyor. Daha da fazlası, naylon poşet çöplerinin temizlenmesi pahalıya mal oluyor, bu da daha çok vergi demek. Bu sözde “ücretsiz” naylon poşetlerin aslında ücretsiz olmadığını, çünkü maliyetlerinin satın aldığımız öteki ürünlere eklendiğini unutmayın.
Çevreyi düşüncesizce naylon poşetlerle kirlettiğimizde, hayvanların yaşamına da korkunç zararlar vermiş oluyoruz. Antarktika’dan Kuzey Denizi’ne, Hawaii’ye değin dünyada hemen hemen her deniz kuşunun midesinde plastik atık bulunuyor. Deniz hayvanları genellikle denize atılan poşetleri yiyecek sanıp yiyorlar, bu da onların sindirim sistemlerinde bozulmaya yol açarak ölümlerine bile neden olabiliyor. Naylon poşetler deniz kaplumbağalarına, yenilebilecek denizanaları gibi görünüyor. Kimi balinalarda yapılan otopsiler, midelerinin polietilen poşetlerle dolu olduğunu gösteriyor. Dünya Doğa Vakfı’na göre naylon poşetlerden ötürü her yıl 100.000’in üzerinde balina, fok, su kaplumbağası ve kuş ölüyor. Karada ise inekler, keçiler ve öteki hayvanlar yem ararken genellikle plastik parçalar yiyorlar. Bu nedenle hastalanabiliyor ve hatta ölüyorlar.
Naylon poşet sorununa ülkeler tepki gösteriyor, birçoğu da önlem almak için harekete geçiyor. Güney Afrika’da naylon poşetlere hakaret anlamında “Ulusal çiçek” adı takılmış çünkü ülkede her yerde bulunuyorlarmış. Çin’de caddelerde uçuşan naylon poşetlere “beyaz kirlilik” adı verilmiş. Bangladeş, ülkenin üçte ikisini sular altında bırakan yıkıcı 1988 ve 1998 sellerinin nedeninin naylon poşetler olduğuna inanıyor. Sellerde, atılan poşetler kanalizasyon sistemini tümüyle tıkamıştı. Bangladeş ondan sonra başkent Dhaka’da polietilen poşet kullanımını yasakladı ve ekonominin unutulan bir bölümünü canlandırarak, geleneksel jütten yapılan poşetlerin yeniden yaygınlaşması için çaba gösterdi.
Birçok ülkede, “plastik vergi”ler yürürlüğe kondu, böylece müşteriler naylon poşetler için vergi ödüyor. İrlanda’da böyle bir vergi uygulaması başladıktan sonra tüketim yüzde 95 oranında düştü. İsviçre, Avusturya ve Almanya’da müşteriler mağazalara kendi poşetlerini götürüyorlar ya da yeni poşet satın alıyorlar. Tayvan’da okullarda, orduda, süpermarketlerde ve mağazalarda ücretsiz, tek kullanımlık naylon poşet dağıtımı yasaklandı. Hong Kong’da “Lütfen, naylon poşete hayır!” sloganıyla büyük bir kampanya başlatıldı. Kampanya, halkı eğitme ve tüketicileri çevreyle dost kararlar vermeye isteklendirme amaçlı. Yeni Zelanda’da önde gelen perakende mağazaları yeniden kullanılabilir alışveriş poşetleri satıyorlar. Türkiye’de, üzerinde “Temiz bir çevre için bez torba kullanın” yazan torbalar satıldığını bile gördüm. Yine de deneyimlerim gösteriyor ki kişiler bu konuda henüz yeterince bilinçli değiller.
Yakındaki bakkala gittiğimde ve “çevre için” diyerek naylon poşet kullanmayı reddettiğimde dükkan sahibi genellikle bana farklı bir gezegenden gelmişim gibi bakıyor. Sonra da iyi bir hizmette iyi bir naylon poşetin de yer aldığını düşünerek bana ısrarla bir naylon poşet vermeye çalışıyor. Her hafta kilolarca poşet satın almak zorunda olduğunu söylüyor ve çok az kişinin bu poşetleri yeniden kullandığını da ekliyor.
Meyve ve sebze satın almaya gittiğimde, yanımda kullanılmış poşetler götürürüm. Satış yetkilileri bana yeni naylon poşetler vermeye çalışsalar da, benim yüklü depomu gördüklerinde pes ediyorlar. Onlara kazanç sağladığım için ne mutlu bana! Kimi satış yetkilileri, naylon poşet istemeyenlerin hep yabancılar olduğunu söylüyor. Birisi çevre ve naylon poşetler arasındaki bağlantıyı gerçekten anladığında mutlu oluyorum.
Naylon poşetlerden tümüyle kurtulalım demiyorum ancak, kesinlikle onlara olan bağımlılığımızı azaltmalıyız. Arabada ya da dış kapının yanında naylon poşet bulundurmalıyız, böylece onları beraberimizde götürebilir ve gerektiğinde yeniden kullanabiliriz. Yıkanabilir, bez torbalar kullanmaya başlamalıyız. Eğer her birimiz her ay yalnızca bir naylon poşet daha az kullanırsak, her yıl milyonlarca poşet üretimini önlemiş oluruz.
Cheryl Tanrıverdi
Bütün Dünya
Başkent Üniversitesi Kültür Yayını
Hiç yorum yok...