Ne yapalım.
Ne önerelim.
Neyi bağıralım.
Sürekli “içi kan ağlayan ve kalbi hep yaralı tutulan” koca bir milletin bir gecede 26 evladını şehit vermesinin acısını dindirecek ne söyleyelim.
Keilemeler kifayetsiz kalır.
Şehitlere pusu kuruldu.
Sorumlular ayağa kalksın.
Baş sorumlular Başbakan ile Cumhurbaşkanı’nı önceki gece şafak vaktine doğru şehit edilen 19 yaşındaki askerlerden birinin tabutunu; biri sağ yanından öbürü sol yanından omzuna koyarak taşırken gazete ve tv’lere fotoğraf verseler ne yazar!
İkisi birden ağlasalar kim inanır!
Hangimiz, “Artist gözyaşları bunlar” demekten kendini alıkoyabilir. Bir günde ve aynı anda;jandarma tabur komutanlığına, asayiş bölük komutanlığına, motorize piyade tabur komutanlığına, sınır tepelerine, emniyet birimlerine, asker ve polis lojmanlarına saldırıp 26 askeri şehit edecek noktaya gelmiş terörün iki baş sorumlusuna bundan böyle kim, nasıl inanır?
***
Hapisteki Öcalan’dan ve dağdaki Karayılan’dan “bir özgürleşme filozofu çıkartılmasına”Başbakan ile Cumhurbaşkanı yol verdiler. Dağdaki ile hapisteki; “savaşı kazanıyoruz” dedikçe ve terör örgütü PKK, bölünmek isteyenlerin içinde kök salmaya, destek bulmaya doğru tırmandıkçaCumhurbaşkanı ile Başbakan, şehirde “açılama” hız kattılar.
Aslında PKK’ya güç sundular.
Terör silahını bırakmadı.
Sadece “referandum sırasında ve seçimlere 30 gün kala” iktidar partisinin oyları artsın diye kan akıtmayı durdurdu. Başbakan ile Cumhurbaşkanı, aynı tarihlerde; “Şehir isimleri silinsin. Kürtçe yazılsın. Kasaba isimleri kazınsın. Kürt adı konulsun” demokratlığını yükselterek; “PKK kan akıttıkça Türkiye’yi yönetenler bölünmeye razı geliyor” stratejisine destek sunduklarını bile fark etmediler. Başbakan, “Sivas’ın öte yanına geçemezler” diyerek muhaliflerini sıkıştırmayı kendi kusuru, ayıbı, aymazlığı saymadı. .
Asker annelerinden sakladılar.
Öcalan ile görüştüler. Gizlediler.
Oğullarını teröre şehit vermiş anne ve babaları bile; “kiminle savaştıysan barışı onunla yaparsın” düşüncesine getirme propagandasını yaptırdılar. Neredeyse; “Ömür boyu hapse mahkum PKK’nın kurucusu teröristbaşı ile anayasa pazarlığı yapacak” noktasına bile gelip dayandılar.
Gelinen nokta burası.
Hakkari’de 26 şehit verildi.
***
Ondan önceki gün de Bitlis’te mayınlı tuzakta 5 polis şehit oldu. O sırada oradan geçmekte olan 2’si çocuk 3 vatandaş da öldürüldü.
Daha önce de öğretmenler kaçırıldı.
Ondan önce de annesi babası Kürt olan üniversite mezunu 5 genç kız, birlikte yemek yemeye giderken otomobil içinde havaya uçuruldu. Bunlar olurken Başbakan ile Cumhurbaşkanı, MİT’i kullanarak elindeki silahı bırakmaya yanaşmayan terörle konuştular.
Sözün bittiği yere geldik:
Terör şehit kanı akıtırken terörle konuşanlar, şehitlere pusu kuranlardır. 26 şehitten Başbakan ile Cumhurbaşkanı baş sorumlu tutulmalıdır.
Necati Doğru - SÖZCÜ
Hiç yorum yok...