Yaşam döngüsü sürüyor:

İnsanlar doğuyor, büyüyor, evleniyor, çocuk sahibi oluyor, yaşlanıyor ve ölüyor…

Kimisi başarılı, kimisi başarısız…

Kimisi yalnız, yapayalnız, kimisi sevdikleriyle birlikte…

Kimisi mutlu, kimisi mutsuz!

Mustafa Balbay bir insan…

Başarılı bir gazeteci…

Başarılı bir yazar…

Sevilen bir dost…

Bir sevgili, bir eş…

Bir baba…

Bugün itibarıyla, 500 gündür hapiste!

500 gün!

Dile kolay…

Bir insan yaşamının bir buçuk yıla yakın bir bölümü…

Zaten şunun şurasında kaç yıl yaşayabileceğiz…

Nefes alıp verdiğimiz günlerin kaçında gerçekten “Yaşıyorum!” diyebileceğiz…

Kaç günümüz “Yaşam sevinci” ile bezenmiş olabilecek ki?

500 gün!

Aklıma İsmail Cem’in bir dönemin siyasal öyküsünü anlattığı “TRT’de 500 Gün” adlı kitap geliyor!

Adım gibi biliyorum:

Mustafa Balbay bu günleri yazacaktır…

Bir macera romanı gibi heyecanla okunan…

Su gibi akan bir üslupla…

Tarihe mal edecektir!

Ama o yazmasa da…

AKP iktidarı…

Silivri ile…

Mustafa Balbay’la…

Mehmet Haberal’la…

Fatih Hilmioğlu’yla…

Mustafa Yurtkuran’la…

Ferit Bernay’la…

Türkan Saylan’la…

Gülseven Yaşer’le…

Kuddusi Okkır’la…

Doğu Perinçek ve arkadaşlarıyla…

Terörle savaşırken terör örgütü zanlısı olarak yargılanan askerlerle…

İçeri atılıp adeta orada unutulan muhalif yazar ve politikacılarla…

Ve…

İlhan Selçuk’la anılacaktır!

Eminim, Balbay yazacağı kitapta 15 Temmuz 2010 günü ajanslardan gelen şu haberin öyküsünü de bize anlatacaktır:

“Silivri 4 Nolu Cezaevi F-12 koğuşunda yatan Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan ve Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye getiren ekipte yer alan emekli Albay Atilla Uğur, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na gönderdikleri 5 Temmuz 2010 tarihli ortak dilekçede, cezaevindeki uygulamalar ve koşullardan yakındı. Komisyon Başkanı Zafer Üskül’den ‘acil görüşme’ talebinde bulunulan dilekçede şu ifadelere yer verildi: Silivri 4 No’lu Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan ‘Ergenekon’ tutuklularına, insan hakları, yasa ve yönetmeliklere aykırı uygulamalar sistematik hale dönüşmüştür. Zulüm altındayız. Acil olarak görüşme talep ediyoruz.”

Emre Kongar
Cumhuriyet - 18 Temmuz 2010