Türkiye 3. kez AKP iktidarının tek başına iktidara geldiği bir döneme girdi. Muhalefet bir türlü AKP’yi iktidardan alaşağı edecek formülü bulamıyor ve gösterdiği reçetelerle Türk halkını ikna edemiyor.
AKP’nin elde ettiği başarının mutlaka birden fazla nedeni vardır. Bunları tespit etmek ve önem sırasına göre sıralamak muhalefet partilerinin işidir.
Ancak bir husus var ki; ya görülemiyor ya da görülse bile bu noktada bir çare bulunamıyor. O da AKP’li belediyelerin halkı memnun eden çalışmalarıdır.
Kanaatime göre AKP’li belediyeler, çağdaş gelişmiş normlarla mukayese edildiğinde başarılı sayılacak bir durumda değildir. Fakat Cumhuriyet tarihinden bu yana görev yapmış diğer belediyelerle mukayese edildiğinde, halkı en fazla adam yerine koyan ve basit de olsa somut çözümlerle halkı memnun eden, belediye yönetimleri olma hüviyetleriyle çok başarılıdırlar.
Belediyelerin bu aldatıcı başarısı, AKP iktidarının 3. Dönemde de tek başına devam etmesinde en önemli sebeplerden biri olmuştur.
Halbuki; AKP’li belediyelere gerçekçi bir yaklaşımla baktığımızda, görev ve yetki alanlarında büyük imar ve dolayısıyla rant alanları yarattıklarına, betonlaşmış şehir görüntülerine, yeşil alanların yok olmasına, yandaşların rantiye haline geldiğine, ihalelerin üzerindeki tartışmalara, ulaşım sorunlarına ve daha bir çok keşmekeşe rastlıyorsunuz.
Buna karşılık, fakir ve geri bırakılmış Türk halkının gönlü, basit ama yapılması kolay işlerle kazanılmış oluyor.
İstanbul’u ele alarak, bir iki örnek verelim. İstanbul’u neredeyse bir baştan bir başa kateden Metrobüs hattı, vatandaşa çektirdiği onca cefaya rağmen seçim kazandıran bir etken oldu. İDO’nun Bursa, Bandırma ve Yalova seferleri, ücreti pahalı da olsa olsun, Marmara bölgemizde yaşayan halkı memnun etti. Kiptaş’la ucuz konutlar, belediye tesislerinde pahalı ama halkın kültürüne uygun yemek yenilen ortamlar, Miniatürk benzeri kültürel hamleler, konser salonları, her semte uydurulan parklar ve nihayet İstanbul Akvaryum örneği gibi öncesinde halkın hiç görmediği makyajlar; AKP’ye prim yaptırdı.İftar yemekleri ve kadınların otobüslerle Türkiye’yi dolaştırılmalarını saymayalım isterseniz. Hele insan ölüsüne verilen değer, cenaze ve mezar işlerinin cumhuriyet tarihinde görülmedik düzeyde iyi yürütülmesi halkın mesut olmasına yetti de arttı bile…
Son dikkat edilmesi gereken nokta ise belediyelerin halkla kurduğu ve insan psikolojisini etkileyen, insani ilişkilerdir. Belediyelerdeki güler yüzlü karşılayış ve işin ciddi takibi, sözlerin yerine getirilmesi AKP’nin büyük bir itibar kazanımına sebebiyet vermektedir. Halk işini istediği gibi sonuçlandıramasa bile gördüğü bu sahte ilgiden memnuniyet duymaktadır.
Muhalefet partileri bunlara benzer çalışmaları yaptıklarını söyleyebilirler. Öyleyse bunu seçim sandığına yansıtacak tarzda halka pazarlayamamaktadırlar. Ya da iktidar bizim belediyelerimizin parasal imkanlarını kısıtlamıştır veya soruşturmalardan nefes alamıyoruz bahanesini öne sürebilirler. Bana göre bunlar geçerli bahaneler değildir. Çünkü AKP’nin ilk belediyeleri 1994’de iktidar oldu. O dönemde başka partiler iktidardaydı. Onlarda parasal sıkıntılarla ve soruşturmalarla uğraştılar. Ve yerel yönetimlerde 4 dönem,Merkezde ise 3 dönem iktidar olma şansını yakaladılar.
Bunun nedeni; beğenmesemde, başarılı bulmasamda mahalli idarelerde misyonlarına uygun ve vizyoner ama opurtonist bir anlayışla çalışmalarıdır.Bunun en basit örneğide seçim zamanlarında belediyelerce artan oranlarda dağıtılan erzak ve kömür yardımlarıdır.
Bu gün muhalefet olarak CHP ve MHP’nin,AKP’li belediyelerin ortaya çıkardığı bu döngüyü kırması gerekiyor. Bunun için hiçbir mazereti kabul etmiyorum. CHP’nin 4’ü büyükşehir olmak üzere (Antalya,Eskişehir,İzmir, Mersin) ve 11 il (Aydın ve Muğla gibi iller dahil olmak üzere) ve 173 ilçe (Çankaya, Yenimahalle, Muratpaşa, Nilüfer, Bandırma, İskenderun, Saray-köy, Uzunköprü, Marmaris, Lüleburgaz, Çorlu, Karadeniz Ereğli vb. gibi) 343 belde toplam 532, MHP’nin ise içinde Manisa, İsparta, Balıkesir, Kastamonu, Bartın, Karabük gibi iller olan 8 il, Fethiye, Nazilli, Tarsus gibi ilçelerin yer aldığı 112 ilçe ve 303 beldeden oluşan belediyesi vardır.
Muhalefetin iki partisi CHP ve MHP,bu kadar sayıdaki belediyesini, misyonlarına uygun vizyon anlayışları ile somut bir şekilde halkın önüne getirerek önlerindeki zamanı verimli değerlendirmesi gerekmektedir. Bunu yapacak akıl, bilgi ve tecrübeleri olduğuna şahsen inanmak istiyorum.
Bunu ancak bu meseleyi önemli görerek ve üzerine düşerek başarabilirler. Ancak her nedense bunun üzerine düşmemektedirler. Bunun nedeni de, muhalefet partilerinin karar vericilerinin yeterince halkın içinde ve halktan biri gibi yaşamamalarıdır diye düşünüyorum. Eğer muhalif siyasetçiler İstanbul Akvaryum’un açılışında bulunsalar, Başbakan Erdoğan’ın bu akvaryumu 3 gün bedava ilan etmesi ile halkın yaşadığı sevinci bilseler ve daha önce görmedikleri ve bu nedenle mukayese imkanı bulamadıkları için halkın bu akvaryumdaki mutluluğunu görseler ne demek istediğimi anlarlardı.
Halbuki 2011 Haziran seçimlerinin neticesi iyi okunursa; CHP ve MHP’li belediyelerin olduğu yerlerde, bu muhalefet partilerimizin bekledikleri oyu alamadıkları görülmektedir. Eğer tedbir alınmaz ve belediyeler yoluyla halkla buluşulamazsa, 2014 mahalli seçimleri muhalefet için ağır bir hüsrana dönüşebilir. Çözüm; muhalefet liderlerinin belediyeler konusuna çok ciddi bir şekilde eğilmelerinden geçiyor. Yoksa bir gün gelir İzmir’liler bile “gavur” olmaktan vazgeçerek “Akİzmir”i tercih edebilirler. Ya Antalya’lılılar!!!
Özcan PEHLİVANOĞLU
Hiç yorum yok...