Ocak ayı, enerji tasarrufu haftası ve hava kirliliği ile savaş haftasını kapsarken, yanısıra, bir de motorlu taşıtlar vergisinin (MTV) ilk taksidinin ödenme ayı. Verginin yükümlüsü, adına motorlu taşıt tescil ve kayıt işlemi yapılmış gerçek ve tüzel kişiler. MTV, harcama vergisi çağrışımı bir yana, esasen bir servet vergisi. MTV tutarları, her takvim yılı başında o yıl için ilan edilen yeniden değerleme oranı kadar arttırılarak hesaplanıyor.
MTV yükümlülerinin karbon ayak izi
Acaba MTV yükümlüleri, karbonayakizi ve enerji harcaması açısından aynı kefede midirler? Hayır! Önce melez araçlar, derken, tam elektrikli çevreci araçlarla karşı karşıyayız. Örneğin, Nissan’ın neredeyse tam elektrikli Leaf’ı, Ford’un elektrikli Focus’u, 2011 yılı için yılın otomobili seçilen Renault’nun Fluence ZE’si var. O halde bu araçların sahiplerinin enerji harcaması daha düşük diyebiliriz. Peki acaba bu anlamda bu yükümlüler için teşvik söz konusu mu? Maalesef hayır!
MTV neye göre alınıyor?
MTV’nin vergileme ölçüleri, aracın yaşı (yıl olarak), motor silindir hacmi (cm3 olarak), oturma yeri sayısı, azami toplam ağırlık, azami kalkış ağırlığıdır. Bu ölçülerin içinde çevreci olma değişkeni yok!
MTV neye göre alınmalı: Sosyal sürdürülebilirlik
MTV’ye, motorlu taşıtın kasko sigortası değeriyle ilgili getirilen kısıtlamanın yaygın uygulama olarak benimsenmesini önerenler vardır. Bir servet vergisi niteliğiyle, MTV’nin maktu had yerine oransal olarak alınmasının, ve yanı sıra vergi oranının da esnek olarak belirlenmesinin, sosyal adaletin sürdürülebilirliğine katkıda bulunacağı açıktır.
MTV neye göre alınmalı: Çevresel sürdürülebilirlik
Motor silindir hacminin artışıyla MTV tutarı artışı arasındaki doğrusal ilişki çevreciliğe uygun gözüküyorken, yaş arttıkça verginin düşmesi ters bir manzara arz etmektedir. Soruna nasıl yaklaşmalıyız?
Özellikle, İngiltere’deki karbondioksit temelli vergilendirme örneği önümüzde durmaktadır. Ayrıca San. ve Ticaret Bakanlığımızın binek otomobillerin yakıt ekonomisi ve karbondioksit çıkarımı konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesine ait bir yönetmeliği de çıkmış (19.12.2007). Bu yönetmelikte karbondioksit çıkarma sınıfları belirlenmiş: A’dan…G’ye dek 7 sınıf belirlenmiş. Örneğin, A sınıfı, 100gram/km’den az bir karbondioksit çıkarımı olan araçlardan oluşuyor. Bu noktada, verginin karbondioksit temelli alınması ve ayrıca ikinci değişken olarak, taşıt yaşlandıkça da vergisinin artması gereğidir. Giderek sıfır karbondioksit çıkarımı (ZE:zero emission) düş olmaktan çıkıp, otomotiv kesiminde yaygın bir uygulamaya dönüşmüşe benziyor. Bu noktada aracın şarj edilebilmesi için üretilmesi gereken elektriğin üretilmesi sırasında da sıfır karbondioksit salımlı çalışılması gerekliliği çıkıyor ortaya.
MTV neye göre alınmalı: Ekonomik sürdürülebilirlik
MTV yükümlüleri, ayrıca akaryakıt tüketim vergisi (ATV), özel tüketim vergisi (ÖTV), katma değer vergisi (KDV) gibi başka vergiler de ödüyor. Hatta ÖTV’nin KDV’sini öderken, verginin vergisini de ödüyor. Böyle vergi sistematiğinin ekonomik olarak sürdürülebilirliği de tartışmaya açıktır.
Sonuç ve istem: MTV ekonomik, çevresel, sosyal olarak sürdürülebilir hale getirilmeli!
(Not: Geleneksel içten yanmalı otomobillerde, aracın yaktığı benzin enerjisinin yüzdeleri şöyledir: %62 motor kayıpları, % 17,2 rölantide çalışma, % 5,6 güç aktarma kayıpları, % 2,2 aksesuvarlar, %12 otomobili hareket ettirme, %0,6 sürücüyü a noktasından b noktasına götürme).
Doç. Dr. MELİH BAŞ
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...