Bütçe Görüşmeleri
2010 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi sırasında, soru ve eleştirilere cevap veren Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir sürü teknik detayı, laf kalabalığı ile arka arkaya sıralayarak, soranı ve izleyeni abondone etti! Dikkatlerden kaçmayan teorideki “lafta doğrular”, gerçeklerle neden örtüşmüyor? Muhalefetten kimsenin aklına, “emekliye, direnen işçiye, köylüye, dar gelirli ve işsize sıraladıkların neden yansımıyor” diye sormak gelmedi malesef? İzleyen saf milyonlar “laf salatasını” bir güzel yedi!
Yönetimi geçiniz, idare?
Yeni yılda herşeye zam geliyor. Doğalgaz başta, elektrik, akaryakıt, ekmek, ulaşım ve bir sürü mal ve hizmet zincirleme zamlanıyor!
Üretimi artıracak herhangi bir önlem yada istihdam artıracak bir çare veya ihracat için bir çaba yok!
Ücretlere yeterli zam,emeklinin durumuna iyileştirme zaten yok.Televizyon haberlerinde, kameralara ve uzatılan mikrofonlara çaresiz sırıtan, şaşkın ahali, artık dalga geçer gibi yanıtlıyor soruları; “doğalgaz kullanmayacağım yada 2 yerine tek ekmek alacağım” gibi.. Çözüm müdür yoksa depresyonun dışa vurumu mu,izleyen karar veremiyor. Millet çaresiz! (Bakınız:H.Yelbay’ın yazısı, Bülten’in Ocak sayısı)
Ekonomiyi büyütmek, yatırım olanaklarını artırmak, istihdam yaratmak, arz-talep dengelerini gözetmek; kısaca çözüm üretmek yerine “perişanlığa” perişanlık katacak, sırtlara binecek zam da çare aramak...; farkedin..
Tuzu kuruların devrimi!
Sosyal güvenlikte reform,sağlıkta devrim iddialarıyla gelinen noktaya bakınca, öyle bir geriye dönüş var ki, başlanan noktadan bile geriye gidilmiş,yeni ve önceden bilinmeyen usûl ve şartlar oluşturulmuş! Katkı payları %70 leri görmüş,ne kadar paran varsa o kadar sağlık hizmeti devreye girmiş.. MR,tomografi gibi ileri tetkikler için Devlet ve Üniversite hastanelerinde aylar sonraya randevu verilir olmuş! Halbuki,”sistemi değiştirdik” diye savunulan ve sunulan bu değildi.Demek ki,bazıları, arzu edileni gerçekleşti sandı!
SSK,Bağkur,Emekli Sandığı aynı çatı altında toplanmış ve yerlerine SGK ihdas edilmişti.Büyük proje, yeni bir kurum ve durum olarak umut yaratılmıştı.Oysa, ‘temeldeki üç kurum’ hiçbir zaman yenisi gibi zarar etmemiş,ölçüler bu denli kaçmamıştı. Gelişmiş OECD Ülkeleri ile kıyaslardan medet umanların sözde tedbirleri, geri tepmiş olsa gerek,her yeni önlem(!), emekliye ve prim ödeyene fatura çıkarıyor artık..Bugün sosyal güvenlik açıklarını dillerine dolayıp,kaynak yokluğunu ileri sürenler,”kurumların”neyi var neyi yok sata sata geldiler.Emekli sandığına ait,Büyük Ankara Oteli,Tarabya oteli,Büyük Efes Oteli ve göz bebeği bir dolu önemli tesis,elden çıkarıldı.Böylece kaynakların bir kısmı yok edildi.Şimdi “ağlayanların” gerekçeleri, doğal olarak kuşku ve kaygı ile karşılanıyor.En son,Emekli Sandığı’nın Kızılay Bakanlıklar’daki devasa binası, Başbakanlığa devredildi! SGK ise kendine yeni bina yaptı, mevcudu kullanmadı.Bu israf değilse nedir? Yeni yapıya kaynak buldular ki, yaptılar ama maaş zamları için nedense yaratamadılar!Nereden bakılsa çelişki!Geride birşey kalmasın mı isteniyor nedir,anlam vermek çok zor?!
Ve bu bina devri üzerine muhalafetten hemde ana Muhalefetten çok ciddi bir ihbar ve iddia geldi.CHP’nin önemli ismi Kemal Kılıçdaroğlu, “Sandığın binasından, hemen karşıdaki Genelkurmay’ın izleneceğine dair önemli duyumumuz var,açıklama bekliyoruz.” dedi!
Perişan emekli hangi birine yansın; düşürüldüğü duruma mı, zarar ettirilip elden çıkan kurumlarına mı,”tuzu kuru,kıyak emekliliği çoktan hak etmiş kaygısızların” elinde ‘emeklerinin’ oyuncak olduğuna mı?
Hiç yorum yok...