"Son ağaç kesildiğinde, son nehir zehirlendiğinde, son balık öldüğünde, PARANIN YENMEYECEĞİNİ öğreneceksiniz…”
Yukarıdaki cümle bir Kızılderili kitabesinden alınan atasözüdür. Tahmin edeceğiniz gibi bu sayıdaki konu yine çevre ve ağaç üzerine. Dün okuduğum bir haber bana bu sözü hatırlattı. İZMİR Bergama KOZAKLI yaylasındaki orman ağaçlarının bir bölümü, maden arama, işletme ve işletmelere yol açma amacıyla kesiliyormuş. Durumu yerinde görmek üzere İzmir den 25 TEMA ( Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ) gönüllüsü; Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ve Yukarıbey Köyü Muhtarı İlhan Çakır konuyla ilgili olarak Yukarıbey köyünde buluşup orman katliamına dikkat çekmişler….
Türkiye’nin birçok yerindeki çok az kalan orman alanları da maalesef aynı tehdit altında. İstanbul BEYKOZ ormanları, İstinye Sırtlarında Koç Üniversitesi yapımı için kesilen ormanlar geldi bir an aklıma.
İkinci köprü yapıldıktan sonra Ankara yönünden ilerlerken sağ taraftaki Beykoz ormanlık alanı 20 yıl önce yemyeşildi. Şimdi yer, yer kesilen ağaçların yerine VİLLALAR dikildi… Bu orman kıyımından ve yapılaşmadan Sultanbeyli, Çekmeköy, Şile gibi ilçelerdeki ormanlarda maalesef nasibini aldı..
Var olanları yok etmek kolay. Yakın çevremizden bir örnek. ÇABA (Çayyolu Bölgesi Ağaçlandırma Derneği) tarafından dikilen ağaçlardan bir bölümü geçen yıl yandı. ???? Bu yılda mezarlık önündeki ağaçlar sökülerek yerine beton yığını bina yapılacak. Umarım bu son örnek olur… Çayyolu’na hakim tüm tepelere ağaç yerine villalar, teras evler ve çok katlı binalar dikilmeye BÜYÜK BİR İŞTAHLA devam ediliyor. Umarım ağaçsızlıktan yağışların azaldığında ellerini yüzlerini yıkayacak SU bulurlar….
Geçen gün Kızılay GÜVENPARK’IN Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçerken içim acıdı. Yaşlarını bilemem ama benden daha yaşlı oldukları kesin olan koca, koca ağaçlar kurumuştu. Bazılarının dalları kesilmiş, yerlerine macun sürülmüştü. Emekli olmadan önce, bir elemanı olarak Milli Eğitim Bakanlığına sık uğradığım zamanlar olurdu. Yaz sıcağında GÜVENPARKIN bu bölümünde bu ağaçların gölgesinde dinlenirdim. Belli ki bu yaz ne bu ağaçlar ne de gölgeleri olacak.
UNUTMAYALIM AĞAÇLAR, ÇİÇEKLER, BÖCEKLER. HAYVANLAR’DA doğanın birer parçası. Onlara da yaşam hakkı vermeliyiz. Hele AĞAÇ, HER BAKIMDAN OLMAZSA OLMAZIMIZ’DIR.
Nüfusunun % 99 u Müslüman olan ülkemizde “ kıyametin 3 gün sonra kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz” HADİSİ’Nİ anımsamamak ve uygulamamak ve buna uygun davranmamak, dine imana ne kadar uyar, değerlendirmesini sizlere bırakıyorum.
Bu yazıda çevreyle ilgili oldu. Yazılarımı okuyup geri bildirimde bulunan, tebrik ve teşekkür ederek beni cesaretlendiren okurlarım başta olmak üzere tüm Çayyolu sakinlerine selam sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu sayıdaki yazımı Ünlü TÜRK Bilgesi DEDE KORKUT’UN sözleriyle noktalıyorum.
Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın kesilmesin…
Görklü suyun kurumasın. Kanatlarının ucu kırılmasın…..
Hüsnü YELBAY
Çayyolu Haber Bülteni
Mayıs-2010
Hiç yorum yok...