2012 Dünya Belediye Başkanı (2012 World Mayor ) adaylılığı ile ilgili Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan şunları söyledi: “Büyükşehir Belediye Başkanı World Mayer’e aday gösterilmişti bizde oraya bir değerlendirme ile müracaat etmiştik. Yarışma sonuçları açıklandı ve Gökçek ödül alamadı. Bir taraftan da üzücü bir durumdur. Büyükşehir Başkanı Gökçek keşke hak eden uygulamalar yapsaydı. Ankara da böyle bir ödülü alsaydı. Ülke açısından kayıp olduğunu söylemek mümkündür. Yalnız yıllarca olumlu adımlar atmamıza rağmen Gökçek’in Mimarları Odasına siyaset yapmakla nitelendirip kendi işlerine baksın cevabını verdi. Keşke bir arada olarak bu kenti iyi bir noktaya getirseydik. ”
“Gökçek’e geçmiş olsun”
Candan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e geçmiş olsun dileklerini ileterek, “ Dünya Belediye Başkanlığı’na aday olduğunu öğrendiğimizde bir dosya hazırlamıştık, Dünya Belediye Başkanlığı için imzasını attığı etik kodlara uyan bir uygulama süreci yaşatmadığını ve oylamadan çıkarılmasını istemiştik raporumuz ulaşır ulaşmaz, ilgili kurum inceleyeceğini belirten bir dönüş yaptı. İnternet sitesinde ilan etmişler ve yarışma sonuçlarının sadece oylarla değil iletilen , görüş ve eleştirilerle de değerlendirildiğini ilan etmişler. Top 10 listesinde de Melih Gökçek yok bunun önemli olduğunu düşünüyoruz.İnternet üzerinden oylama yapılmış olmasına rağmen oylamlar değil görüşler ve eleştiriler etkili oldu. İmzalamış olduğu 11 maddelik etik kodların da takipçisi olacağız, kendisine geçmiş olsun dileklerimiz iletiyoruz. İnsan odaklı bir kent yapılanması kentsel yenileme ve dönüşüm yapmasını Mimarlar Odası’nı da bu sürecin içine katması gerektiğini her zaman ifade ediyoruz. Yarışmayı da İspanya Bilbao Belediye Başkanı kazanmış, Gerçekçi ödülleri almaya hangi belediye başkanı olursa olsun hak kazanacaktır.
Risk altındaki Cumhuriyet Mimarisi de toplantı gündemlerindendi. Hakkan, Etibank’ı örneklendirerek şöyle konuştu: Ankara kentini önemli yapıları elden çıkarıyorlar, en son örneğini ise Eti Bank Mimarlar odası olarak kentin önemli yapılarıyla ilgili bilimsel ve akademik çalışmalar yapıyoruz. Ankara’ya değer katan özgün yapıların bir biri elden gidiyor. Alman Kültür Merkeziyle birlikte ikinci baskısını çıkardığımız, Cumhuriyet dönemin yapılarını şekillenmesinde önemli rol oynamış Alman ve Avusturalyalı, İsviçreli mimarların yapmış olduğu eserleri içine alan bir yayınımız bulunuyor. Bunu kamuoyuyla paylaşıp ciddi bir birikim sunmakla birlikte en son geldiğimiz nokta Ulustan başlayıp bu yapılara ciddi bir saldırı olması. Ruhunu kaybeden Gençlik Parkı’yla başlayan süreç hep bir değersizleştirme üzerinden ilerliyor.”
Hakkan, Atatürk Bulvarı’nda bulunan Büyük sinema’yı da örneklendirerek, “Büyük Sinema Ankara’nın sosyal hayatında rol oynamış bir bina, Kızılay’daki Büyük Sinema’yla Ankara sosyal hayatında önemli olan Ankara meydanına ismini veren Kızılay binası kaybedildi. Yıllarca hayalet gibi yükselen bir bina oldu ve AVM’ye dönüştürüldü. Cumhuriyet dönemi mimarlığına bu saldırıların devam edeceğini düşünüyoruz. Bu aksın içinde Güvenpark, Sit alanı olmasına rağmen işgal edilen otapark, dolmuş, büfeler, bütün kimliğini boşaltmış bunlarla mücadele ediyoruz. Bu süreç devam ediyor. “ dedi.
“Belediye Kanunu yeniden düzenlenmeli”
Candan da Cumhuriyet değerlerine bir saldırı olarak dönemin yapılarının risk altında bulunduğunu söyledi. Candan : “Cumhuriyet dönemi ile Ankara’nın ilk şekillenişi ortaya çıktı. Alman bilim adamlarının da projeleri ile şekillenen bir süreçti Ankara. Özellikle AKP hükümeti ile birilikte Cumhuriyet dönemin yapıları risk altındadır. Özellikle risk altında olan, Ulus Bakanlık hattı üzerindeki akstır. Bunların her biri tehlike altındadır. Etibank bir gecede yıkıldı. Cumhuriyet döneminin kamusal açıdan önemli bir ofis yapılanmasıydı. Tescilsiz bile olsa o yapı bilimsel olarak literatür kaynaklarına girmiş ise o yapı hakkında karar verilirken iyi düşünülmeli Etibank öyle bir yapıydı. Herhangi alelade bir yapıya yıkım ruhsatı vermiyorsunuz. Belediye kanununda bu dikkate alınmalı, yıkım ruhsatı verdikleri yapının tarihini bilmeliler. ”
Candan Akademisyenlerle dün bir toplantı gerçekleştirdiklerini kaydederek, “Kamu yapılarını envanterlerinin ortaya çıkarılarak özellikle koruma kuruluna başvurulup tescil edilmesini sağlayacağız. Eminiz ki devletin elinde olmayan arşivler bizim elimizde var. Bu birikimden yetkililerin yararlanabilmeleri lazım.”
“AKP hükümeti bunu bir ideolojik saldırı olarak planlamıştır. Cumhuriyet değerlerinden birisi AOÇ’dir.” Şeklinde konuşan Candan, Atatürk Bulvarı üzerindeki binaların Osmanlı-Selçuklu mimarı dış cephesi dönüşümünün Büyükşehir’in 2013 bütçe planlarından görüldüğünü belirterek Mimarlık sosyal çevreleri ve yaşam tarzını belirleyen mekânlar olduğunu, Milli eğitimin müfredatının değişmeden önce medrese gibi okullar yapılarak okul yapılarının değiştiğini vurguladı. Candan, “ Ulustan Kuğulu Park’a kadar bütün yapıların Osmanlı- Selçuklu mimarisiyle yenilendiğini düşünün, 2013 yılında nerde yaşadığımızı unutturacak bir süreç yaşanıyor. Kimlik sorunu yaşatmaya çalışıyorlar. Bunun kasıtlı olduğunu düşünüyoruz. Hedefimiz Oda olarak bu süreçle mücadele etmek. Unutan topluma bunu hatırlatmak ve toplumsal hafıza yaratmak. Cumhuriyet yapıları tek tek tespit edilecek. Her birin korunması doğrultusunda kurumlarına yazı yazılıp Atatürk Bulvarı’ndaki esnafla ve dükkan sahipleriyle ve mimarlarla toplantı yapılıp kent kültürü ve kültürel miras bilincini geliştirilmesi için çalışma yapacağız. Bu ülkeyi yönetenler kültürel mirastan anlıyorlar mı? Anlamakta zorluk çekiyorum.” Dedi.
Hakkan ise iyi bir örnek olarak şimdiki TED Üniversitesi’ne işaret etti. Hakkan şöyle konuştu: “Avrupa kentlerinin en büyük özelliği 150 -200 senelik yapıları her gittiğinizde aynı kimliği ile görmeniz. O binadan asla vazgeçmiyorlar ve içini düzenleyerek, koruyarak, tekrar yaşatıyorlar. Bunun bir örneği Ankara’da oldu. TED kolejinin binası iyi bir örnek olarak burada var. Biliyoruz ki orada farklı bir okul vardı ama Üniversite olarak şimdi ayakta ve Özgün kimliği ile orada duruyor. Etibank’ta bu yapılardan biri yıkmak çözüm değil, ‘bina ömrünü yitirdi’ gibi bir savunma yapacaklardır ama böyle bir şey yok. Bunlara çözüm üretilebilir. Gençlik Parkı’nda öğrencilik yıllarında gittiğim izleri bulamıyorum. Kenti unutacağız böyle olursa.”
“Başbakanlık binasını mühürlüyoruz”
Hakkan, AOÇ’de Başbakanlık binası yapılması ve son olarak TBMM’ye kongre ve kültür Merkezi inşa edilecek olmasıyla ilgili mücadeleye devam ettiklerini belirterek eylem planını açıkladı. Hakkan: “AOÇ sürecine ilişkin milletvekilleri ile toplantı yaptık, milletvekillerinin atacağı bir imza kampanyasına dönüşüyor. İmza kampanyası başladı,yazıları yazıldı, milletvekillerine açıldı. 18 Ocak ‘ta kaçak inşaatı mühürleme ve bir eylem planı çerçevesinde yürüyüş yapılacak. Yoğun bir katılım sağlayacağız. Kamuoyunun dikkatini AOÇ’ye çekmeye çalışıyoruz. Ankara İKK, Ben- Ankara platformu ve milletvekilleri orada olacak.” Dedi.
Red-Hack’ten belge desteği
Candan konuya ilişkin olarak , “ Cumhuriyet döneminin rekreasyon alanı tarım insan ilişkisini gösteren önemli alanlardan bir tanesi. Bira fabrikası, lojmanlar, okul bir yaşam kültürürnü de ifade eden mekanlardır. Ernest Egli tarafından tasarlanmıştır. Egli Siyasal da şehir planlama kürsülerinde ders vermiş, Avusturyalı, almanca konuşan bir mimardır. Koruma kurulundan geçen kararla birlikte Egli’nin bira fabrikası yıkılarak, TBMM kongre merkezi yapılması planlanıyor. Burası mimarının kimliğinden kaynaklı Uluslararası bir değer taşımaktadır. Mimar Sinan’ın Makedonya’daki eseri gibidir. Alman Kültür Merkezi ve Avusturya Büyükelçiliği ile iletişime geçildi. Tescil raporları da hazırlandı ve koruma kuruluna başvuracağız. Koruma kurulunun bu kez vicdanlı davranmasını umuyoruz, Kurul 1. derece sit alanından 3. dereceye dönüşmesi ile ilgili tüm topluma haksızlık etmişti. AOÇ mücadelesi büyüyor, her yerden belge bilgi akıyor bize, dün itibari ile Red- Hack’in tüm kamuoyuna ilan ettiği belgeler var. Bunlarda bizim için yol gösterici belgeler olabilir” şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok...