“Ben yıllar önce doğal ve bakir yapısından etkilenerek yeşil alan üretebileceğimiz ve oluşan bu alanları koruyabileceğimiz , şehrin görüntü ve gürültü kirliliğinden uzak bir yerleşim alanı olarak düşünenlerle birlikte çayyoluna yerleşenlerdenim.
Son zamanlarda Çayyolu, cazibe merkezi haline gelmesi ile birlikte bunun rantından faydalanmak isteyenlerin vahşice saldırılarına muhatap olmaktadır.
Son zamanlarda yapılan;
-Yeşil alanlara ve parklara büfe ve işletme konulması,
-100. Yıl spor kompleksinin sporcu soyunma odası ve lokalinin cafe bar olarak kiralanması daha sonra balıkçı restorana verilmesi ve bu işletmecinin park oyun alanını yol kenarına taşıyarak, nerdeyse kondisyon aletleri görünmeyecek şekilde bitkisel çit çevirerek tüm park yeşil alanına sahiplenmesi ,
-Ahmet Taner Kışlalı parkına yapılan, yeni park alanı ve halı saha ile koru mahallesi muhtarlığı yanındaki Ankara’nın geçmişe ait son simgelerinden, kokusu ile bize baharı müjdeleyen Belki de hepimizden önce çayyolunda yaşamaya başlayan İĞDE ağacının kökünden kesilerek katledilmesi,
-Geniş yeşil alanlar üretilmesi beklenirken, elde bulunan ve korumaya çalıştığımız yeşil alanların ve ağaçlandırma alanlarının yapılaşmaya ve işletmeye açılması,
-ilk planlamasına aykırı olarak hektar başına kişi sayısının, son yapılan değişikliklerle (sanırım)çok fazla oranlarda artırılması ve çok katlı binalarla yeni nesil bir demetevler oluşumuna doğru hızla gitmemiz,
Beni Çayyolunun geleceği ile ilgili endişelendirmektedir ve bu yapılanlarla ilgili sorumluluğum olması nedeni(oy verdim çünkü) ile tüm çayyolu düşüncedaşlarımdan özür dilerim.”
Hiç yorum yok...