Cumhuriyet gazetesi yazarı Kışlalı'nın bombalı saldırıyla katledilişinin 11. yıldönümünde çeşitli törenlerle anıldı.
Aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 21 Ekim 1999’da yaşamını yitiren Cumhuriyet gazetesi yazarı, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, ölümünün 11. yıldönümünde, düzenlenen çeşitli törenlerle anıldı.
Törenlerde, Kışlalı’nın “aydınlığın ve laik Cumhuriyetin yılmaz savunucusu” olduğu vurgulanarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlık günlere dikkat çekildi.
Ahmet Taner Kışlalı için ilk tören sabah saatlerinde Çayyolu’ndaki evinin önünde gerçekleştirildi. Buradaki törene, Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı, ağabeyleri Mahmut ve Mehmet Ali Kışlalı, yeğenleri Murat ve Damla Kışlalı ile Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Cumhuriyet Kadınları Derneği (ÇKD) Genel Başkanı Şenal Sarıhan, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkan Yardımcısı Kazım Arslan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Ankara Şube Başkanı Ülkü Günay, Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri Suay Karaman, Ziraat Mühendisleri Odası Denetleme Kurulu Üyesi Tevfik Kızgınkaya, Ankara CUMOK Dönem Sözcüsü Haluk Yalvaç, gazetemiz yazarı Işık Kansu, gazetemiz çalışanları ile gençler, öğrencileri, DSP ve CHP Ankara il örgütü üyeleri katıldı.
Tören, bir dakikalık saygı duruşu ve yitirdiğimiz tüm şehitler adına okunan İstiklâl Marşı ile başladı. Törende konuşma yapan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Kışlalı’nın bugün ölüm yıldönümünü değil, yaşam yıldönümünü anıyoruz. Kışlalı, ilkeleri, inançları, Cumhuriyetin temel ilkelerine bağlılığı savunduğu için, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü savunduğu için, dış ve iç güçlerin Türkiye’ye üzerinde oynadığı oyunları halkımızı aydınlatmak için kalemiyle yazdığı yazılardan dolayı katledildi” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini yaşatmak için, Cumhuriyetin çok bedeller ödediğini, Kışlalı’nın da bu bedeli ödeyenlerden olduğunu vurgulayan Yaşar, şunları söyledi:
“Yılmadık, yılmayacağız. Yılmadığımızı göstermek için buradayız. Her ne kadar ülkemizin bugün içinde bulunduğu koşullarda bir karamsarlık sergilense de Türkiye eninde sonunda Cumhuriyetin ilkelerine mutlaka sahip çıkacaktır. Bu ülkenin yanına bayrak dikmek isteyenlere o bayrağı diktirmeyeceğiz. Çok bedeller ödedik, ödemeye de devam edeceğiz.”
‘Gerçek bir Atatürkçü’
ADD Genel Başkan Yardımcısı Kazım Arslan, Kışlalı’nın, Tokat’ın Zile ilçesinden bugünlere uzanan eğitim alanında yaptığı çalışmaların, öğrencileriyle olan ilişkilerinin, hoşgörüsünün, sevgisinin ve Atatürkçülük uğruna verdiği mücadelenin asla unutulamaz olduğunu kaydetti. ADD’nin, Kışlalı’nın çalışmalarıyla aynı paralellikte, inançla ve kararlılıkla mücadelesini sürdürdüğüne vurgu yapan Arslan, “Kışlalı gerçek bir Atatürkçü ve Cumhuriyetçiydi. İlkelerinden taviz vermeden çalışmalarını sürdüren ve birçok eserler meydana getiren ağabeyimizdi. Yazdığı eserler hepimiz için çok önemli. Özellikle biri çok çok daha önemli. ‘Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği.’ Herkesin bildiği bu eserin gösterdiği yolda Atatürkçüler olarak hepimiz, Atatürk’ün bıraktığı bu eseri her türlü olumsuzluğa karşın korumak için dayanışma içinde, ayrışmadan mücadelemizi sürdürmek zorundayız” diye konuştu. ÇYDD Ankara Şube Başkanı Ülkü Günay, düşüncelerini şöyle ifade etti:
“İnsanların, değer yargılarını yitirmelerinin, her türlü değerin yerine parayı ve kişisel çıkarları yerleştirmelerinin somut sonuçlarını, ülkemizin geldiği yeri görerek acıyla yaşıyoruz. Ne yazık ki doğruyu görenlerin ve toplumu uyarmaya çalışanların sesleri, bu çılgınlık nöbetleri içinde silinip gidiyor. Cehalet, doğmacılık, kültürsüzlük ve yalakalıksa en çok prim yapan özellikler. Yine de ‘Benden sonrası tufan’ diyemeyen, ülkenin geldiği yerin dipsiz bir uçurumun kenarı olduğunu görüp, insanı uyaran bilge kişiler çıkıyor bu toplumdan. İşte Kışlalı, o yeri doldurulamaz aydınlardan biriydi. Gözü dönmüşlerce hunharca katledildiği güne kadar, doğru bildiklerini savunmaktan vazgeçmedi.”
‘Söz veriyoruz, aydınlık günler gelecek’
CKD Genel Başkanı Şenal Sarıhan, Kışlalı’nın katledildiği gün, otopsi yapıldığı yere giderek, oradaki sorumlu savcıya Kışlalı’yı görmek istediklerini belirttiğini ancak savcının kendilerine “Onu bu şekilde görmenizi istemem” dediğini aktardı. Sarıhan, “O gün savcıya dedik ki, ‘Biz onu bu halde de görmek istiyoruz.’ Savcı sadece bana izin verdi. Gittim, kollarını okşadım ve orada kendisine de söyledim: ‘Sizin güçlü kollarınız, bizim güçlü kollarımız olmaya devam edecek. Sizin düşünceleriniz bizim düşüncelerimiz olacak. Sizin önünüzde söz veriyorum, bu ülkenin aydınlanma mücadelesini kazanmış olacağız.’ Aydınlık günler gelecek. Kışlalı’nın ışığı hiç sönmeyecek” diye konuştu.
‘Özgürlükler yasak oldu’
Gazetemiz yazarı Işık Kansu da Sıtkı Uluç’un yazdığı “Ahmet Taner Kışlalı ve Atatürkçülük” kitabında, Kışlalı’nın cinayetinin faili meçhul olmadığını ancak “katilleri koruyan İran konusunda Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir girişimde bulunmadığını” belirttiğini dile getirdi. Kansu, “Doğrudur. Doğu’da çocuklar okula gidemiyor, Batı’da sıkmabaşla bir ilkokul öğrencisi okula girmek istiyor. YÖK basit bir yazıyla, Anayasa Mahkemesi ve İnsan Hakları Mahmesi’nin türban üzerine verdiği kararı yok sayıyor. Et 30 TL, domates 7 TL. İşsizlik alıp başını gitmişken, iktidar kömür yardımlarıyla sadakalaştırıyor” görüşünü dile getirdi. Atatürk emaneti Türkiye Cumhuriyeti’nin “faili meçhul şekilde öldürülmekte” olduğuna vurgu yapan Kansu, Cumhuriyetin “İran gibi bir rejimin içine sokulmak istendiğinin” altını çizdi. Toplumun, “kadın-erkek, cemaatten olan-olmayan şeklinde ve kökenine göre ayrıştırıldığını, yurttaşların eşit olmadığını” vurgulayan Kansu, “Bilim, inanç ilmi oldu. En doğru yol gösterici Hoca Efendi oldu. Yasaklar Özgürlük oldu, özgürlüklerse yasak...” dedi.
Atatürk resimli tişörtlerle geldiler.
Konuşmaların ardından törene katılanlar, Çayyolu’ndaki Ahmet Taner Kışlalı Parkı’na doğru yürüdü. Bazı yurttaşların törene üzerinde Atatürk’ün fotoğrafının yer aldığı tişörtlerle geldikleri görüldü. Yurttaşlar burada, Kışlalı’nın büstüne kırmızı karanfiller ve Türk bayrakları bıraktı. TÜMÖD Genel Sekreteri Suay Karaman, Kışlalı’nın katledildiği günlerde de Türkiye’nin ekonomik ve siyasal sıkıntılar çektiğini ancak bugünlerde ülkenin bu sorunlarının yanına “laiklik sıkıntısının” da eklendiğini söyledi. Karaman, “Ulusal güce ve Kemalizme karşı her türlü saldırı var. Bir de bu saldırılara ‘neokemalizm’ diye bir şey eklediler. Bunlar ‘neokemalizmle’, ‘ne o kemalizm’ demek istiyorlar. Ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti tüm bu sıkıntıları aşacaktır” görüşünü dile getirdi. Ahmet Taner Kışlalı Parkı’ndaki törene katılanlar arasında CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de vardı. Kışlalı ile ilgili anılarını anlatan İnce, “Bir gün kendisini Yalova’ya davet etmiştim. ‘Seni özel bir arabayla aldıralım’ demiştim. Bana ‘Bu ülkenin kaynakları bu kadar bol mu?’ dedi. Türkiye’de ne yazık ki yurtsever, dürüst insanların sonu böyle oluyor” dedi.
‘Ölümsüz olduğuna inanıyoruz’
Kışlalı için öğleden sonra da Karşıyaka Mezarlığı’ndaki gömütü başında bir tören düzenlendi. Buradaki törene de Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı, ağabeyi Mahmut Kışlalı ve yeğeni Damla Kışlalı, DSP Çanakkale İl Başkanı Asil Gümüşdal, DSP Ankara İl Başkanı Nahit Söyler, TÜMÖD Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Tuncay Alemdaroğlu, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eser Köker katıldı. Prof. Dr. Alpaslan Işıklı burada yaptığı konuşmada, Kışlalı’nın yazılarının hâlâ günümüze ışık tutuğunu vurgulayarak, “Birçok olumlu şey, onunla vücut buluyor. O yeri geldiğinde kadife gibi yumuşak, yeri geldiğinde de çelik gibi sertti. Müthiş bir Atatürkçüydü. Onun ölümsüz olduğuna inanıyoruz” dedi. Işıklı’nın konuşmasının ardından da yurttaşlar Kışlalı’nın gömütüne kırmızı karanfiller bıraktı.
Cumhuriyet
Hiç yorum yok...