Haberler


Kanser riski var
  • Yorumlar: 0
  • 19 Haziran 2013 11:10
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2372
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Kanser riski var

0 0

Prof. Dr. Arbak, yoğun biber gazına maruz kalan bireylerin uzun vadede büyük sıkıntı yaşayabileceğini açıkladı

‘Sakat doğuma yol açabilir’

Düzce Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Peri Arbak, yoğun bir şekilde biber gazına maruz kalan bireylerin sakat doğum ve yemek borusu kanseri riski taşıdığını söyledi. Arbak, “Bu etkiler daha çok savaşta kullanılan kimyasal gazlarda görülebilir. Ancak, ‘Emniyetin gazında böyle bir tehlike yoktur’ demek mümkün değil” açıklamasını yaptı.

Emniyet, Taksim Gezi Parkı olaylarını bastırmak için Türkiye’nin dört bir tarafında orantısız güç kullanımını artırarak sürdürüyor. Polis, başkentin caddelerine her akşam baskınlar yapıp, biber gazı kullanıyor. Eylemciler, hemen hemen her gün yoğun biber gazına maruz kalıyor. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arbak, yoğun biber gazı altında kalanların karşılaştığı ve gelecekte karşılaşabileceği sağlık sorunlarını anlattı.

Biber gazının insanlar üzerindeki etkisinin; yakıcılığına, içerisinde hangi maddenin kullanıldığına ve püskürtme hızına bağlı olduğunu belirten Arbak, “Kullanılan madde su bazlı çözücü ise daha az tehlikeli ancak alkol ya da eter çözücülüğü ise göze geldiğinde kör etme tehlikesi bulunuyor” dedi. Tüm göz yaşartıcı gazların etkilerinin deri ve vücut boşluklarına döşenen iç tabaka üzerinde iltihabi zararları olduğunu söyleyen Arbak, “Bunlar burun akıntısından nefes borusu iltihabına, bronşite, astıma akciğer ödemine, yüksek tansiyon ataklarına, kalp yetmezliğine ve beyin kanamasına yol açabilir” uyarısında bulundu.

Biber gazının uzun süreli etkileri için bilimsel öngörülerinin olduğunu kaydeden Arbak, ABD’deki İkiz Kule saldırılarının ardından alanda çalışanlarda görülen sağlık sorunlarını örnek verdi. Arbak, “Bu insanlarda; öksürük, nefes darlığı, akciğer filmlerinde bozukluk, kalıcı solumsal iş görememezlik görüldü. Nedeni olarak da toz, duman, kimyasalların karışımı neden gösterildi” dedi. Taksim Gezi Parkı olaylarında da eylemcilerin yüksek miktarda ve sürekli olarak biber gazına maruz kaldığını vurgulayan Arbak, eylemcilerin ileride sakat doğum ve yemek borusu kanseri riski taşıdığını kaydetti. Arbak, “Bu etkiler daha çok savaşta kullanılan kimyasal gazlarda görülebilir. Ancak, ‘Emniyetin gazında böyle bir tehlike yoktur’ demek mümkün değil” diye konuştu. Arbak, ayrıca biber gazının uzun vadede kalıcı göğüs hastalıklarına yol açabileceğine dikkat çekti.

Gaza dikkat!

Arbak, eyleme sık katılanların yapması gerekenler ve alması gereken önlemlere ilişkin uyarılarda bulundu. Sağlık açısından riski bulunan herkesin yanında gaz maskesi taşıması gerektiğini söyleyen Arbak, maske alamayanlara da şu önerilerde bulundu:

Yüzü gözü limonla yıkamanın bir anlamı yok. Limonla yakıcılık artabilir. Mide asidine karşı kullanılan mide şurubunun yarı yarıya sulandırılması ile yüz yıkanabilir. Eylemciler üzerlerini tümüyle kapatan giysiler giymeli. Yağmurluk iyi bir seçim olabilir ancak tutuşma tehlikesi bulunuyor.

Hastaneye kaldırılacak duruma gelen eylemcilerin bir hafta içinde tekrar kontrole gitmesi gerektiğinin altını çizen Arbak, “Gaza maruz kalanlar, akciğer filmi ve üfleme testi konusunda hassas ve ısrarcı olmalı. 1 hafta içinde tekrar kontrole gitmeli. Böylelikle gazın zararları net bir şekilde anlaşılır” diye konuştu.

İKLİM ÖNGEL
Cumhuriyet

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.