Haberler


Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılıkta Dehşet Verici Rakamlar!
  • Yorumlar: 0
  • 14 Ocak 2012 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2337
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılıkta Dehşet Verici Rakamlar!

0 0

“ Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet” araştırmasının da ortaya koyduğu üzere, her 3 kadından 1’i fiziksel şiddete maruz kalıyor. Mor Çatı Dayanışma Merkezine Ocak ayından bu yana başvuruda bulunan 1244 kadının her 2 tanesinden birisi sığınak talep ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı’nın hazırladığı “2006 Yılı Faaliyet Raporu”na göre, Türkiye’de sadece kayıtlara geçmiş 72 bin 643 kadına yönelik şiddet içerikli saldırı bilgisi var. Bu kadınlardan 842'si saldırılar neticesinde öldürüldü, yaralanan kadın sayısı 9 bin 317 oldu. 2001-2006 yılları arasında namus adına bin 806 cinayetin işlendiğini, aynı dönemde 5 bin 375 kadının da intihar ettiğini bizzat bakan Nimet Çubukçu’nun kendisi açıkladı. Gazetelerin 3. sayfalarına hemen hemen her gün kocası, sevgilisi, ailesi tarafından öldürülen kadınların yüzleri yansıyor. Türkiye, uluslar arası raporlara göre kadın erkek eşitliğinde 128 ülke arasından 121. sırada yer alıyor. Kadınların tamamına yakını hayatlarında en az bir defa dahi olsa cinsiyet temelli ayrımcılığa uğruyor. Parlamento’da kadın milletvekili oranı % 9, çalışma yaşamına katılan kadın oranı % 24, namus cinayetlerinin %100’ü kadınlara yönelik!!!


Her ne kadar öldürülen, saldırıya, ayrımcılığa maruz kalan kadınlar birer rakamdan ibaret değilse de şiddetin boyutlarının “münferit” olmadığının göstergesi oluyor. Üstelik tüm bu rakamlara rağmen Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesine ve kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik kâğıt üzerinde kalan yasalardan ve genelgelerden öte bir devlet politikası söz konusu değil. AB’nin ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun desteklediği ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yürüttüğü “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi” dışında mevcut sığınakların desteklenmesini, dayanışma merkezlerinin oluşturulmasını, hayatın her alanında bulunan cinsiyet ayrımcılığının sonlandırılmasını hedefleyen bir program, politika ve bütçe yok. Oysaki kadına yönelik şiddetin sonlandırılması, projeler destekleyici ve ön açıcı olsa da, dönemsel çalışmalarla çözülemeyek kadar kapsamlı ve köklü bir sorundur.


Mevcut sığınaklar güçlendirilmeli, yeni sığınaklar açılmalı!

Şiddetle mücadele programı çerçevesinde, mevcut sığınakların hizmet kapasitelerinin artırılması, uluslar arası feminist ilkeler doğrultusunda , yerel ihtiyaçları gözeten çalışma standardizasyonunun getirilmesi sağlanmalıdır. Son dönemde sığınak sayısı 2 katına çıkmış olsa da, varolan sığınak sayısı ve kapasitesi ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır. Türkiye’deki mevcut sığınak sayısı –kız yurtları da dahil – 35’dir.Bu sığınakların ise soyal devlet anlayışından yoksun, erkek egemenliğine karşı, kadından yana bir tutumla yürütülmemesi, aile içinde şiddete maruz kalmış kadınların güçlendirilmesinin önünde engel olarak durmaktadır. Türkiye’de kapsamlı bir araştırmanın olmamasına ve kurumlar arasında başvuru bilgilerinin sistematikleştirilmemesine rağmen ortaya çıkan rakamlar dahi sığınak sayısının artırılmasının ve sosyal devlet politikaları ile desteklenerek kadın bakış açısı ile yürütülmesinin ne kadar yakıcı bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.


Dönemsel projeler dışında politika üretmemenin olumsuz sonuçları, Beyoğlu Kaymakamlığı SYDV’nin Mor Çatı ile yürüttüğü sığınak çalışmasında da kendisini göstermiştir. 2005 yılında Dünya Bankasının Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında açılan ve 2 yıl boyunca finansal kaynağı proje bütçesinden karşılanan sığınak çalışması gelinen noktada devletin gerçekçi bir bütçe ayırmamış olması nedeniyle sıkıntı içindedir. Sığınak için devlet tarafından ihtiyaçı karşılayacak bir bütçe ayrılmamış olmasının yanı sıra bir başka sorun iki kuruluş arasındaki işbirliğinin kurumsallaşamamış olması. Sığınak faaliyeti ile ilgili olaran, yoneticilerin sık sık degismesi durumunda aksaklıklar kacinilmaz oluyor, her yeni gelen kaymakam bizler icin yeni bir anlatma, tartışma ve ikna etme zorunlulugu doguruyor. Nitekim yeni dönemde karşılıklı sorumlulukları düzenleyecek olan protokol henüz imzalanamadı. 2 yıl boyunca 107 kadına ve 69 çocuğa barınma imkanı ve sosyal destek sağlayan sığınak çalışmasının bundan sonra da kurumsallaşarak devam etmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede sistematikleşmesinde önemli bir adım olacaktır.


Sığınaklar Tek Başına Çözüm Değil :

Da(ya)nışma Merkezleri Oluşturulmalı / Sığınak Sonrası Yaşam Desteklenmeli!

Kadına yönelik her tür şiddetle mücadele için kapsamlı devlet programı oluşturulmalı. Bu noktada hem sığınak ihtiyacı olmayan kadınların yararlanabileceği, hem de kadınların sığınakda kaldıktan sonra sosyal destek alabilecekleri da(ya)nışma merkezleri kurulmalı. Ayrıca Başbakanlık Temmuz Genelgesinde de yer alan, şiddete maruz kalan kadınlara, yerel yönetimler tarafından uzun süreli ücretsiz ve/veya düşük ücretli konut desteği sağlanmalı. Kadınların mesleki becerilerini geliştirmelerine ve meslek içi eğitimlerine yönelik birimler kurulmalı ve şiddete mağruz kalmış kadınların işe alımlarına öncelik verilmelidir. Şiddete maruz kalmış kadın ve çocuklarıyla birlikte desteklenmesinde pozitif ayrımcılık uygulanmalı.

Kadından Yana Taraf Olmak Şart!

Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi öncelikli olarak kabul eden her devlet, kurum ve insan için kadından yana taraf olmak gerekir.Yüzyıllardır süregelen eşitsizliğin ve şiddet zeminin yok edilmesi için parçalı kısmi politikalarla, projelerle, kampanyalarla bir yere varılması mümkün değildir. Elbette ki yürütülen tek tek faaliyetler önemli ve gereklidir. Ancak gerçekçi çözüm için kadından yana somut adımlar atılması, politikaların oluşturulması ve bunun için bütçe ayrılması gerekmektedir. Nufüsunun %51 kadın olan bir ülkede, kadınların öncelikli sorunları için gerçekçi bütçelerin oluşturulmaması kabul edilebilir değildir. Ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi için hükümet acilen somut adımlar atmalıdır. Artık kadınların göstermelik taahhütlere ve cilali sözlere tahammülü kalmamıştır. Sığınaklara ihtiyaç duymayacağımız bir hayat için, bu gün sığınaklara ve kadınlara gerekli bütçe ayrılmalıdır!!!

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.