Bilenler bilir; bizim bir orman alanımız vardı, 907 tepeler diye anılırdı. Huzurevinin ardındaki koca tepe bir zamanlar Çayyolu'nun orman alanlarından biriydi. 1995 - 1999 tarihleri arasında bu alan Büyükşehir Belediyesi tarafından imara açıldı.
Bu olay Çayyolu'nda duyulduğunda sivil toplum örgütleri siyasi partilerle bir platform oluşturup müdahale ettiler. Ancak bu tepe konusunda başarılı olamadılar. Pek çok mahkeme açıldı. En son 50 binlik planlar değiştirilerek alanı konuta dönüştürdüler.
Buradan doğan pastadan değişik kooperatifler pay kaptılar. Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri de bu pastadan yararlanmaya kalktılar. Ancak CHP'li iki belediye meclis üyesi bu yağmaya karşı çıktı. Bunlardan biri Muzaffer Saraç'tı, diğeri de Muhsin Eren...
Muzaffer Saraç, şu sıralar "şeker"le yoğun bir mücadele içinde. Muhsin Eren ise avukatlık yapıyor.
Muzaffer Saraç’la konuştuk; açılan tazminat davalarının kendini yıldırdığını söylüyordu. Muhsin Eren “cebimde bin liram bile yok”diye hayıflandı.Geçim sıkıntısı çekiyorlar ama onurları kaya gibi yerli yerinde duruyor, bizim kahramanımız da onlar...
Ama tuhafımıza giden bir gelişme var; 907 tepelerdeki kooperatiflerden birinin başında Yenimahalle Belediye'sinde geçen dönem imardan sorumlu belediye başkan yardımcılığı yapmış olan bir zat oturuyor. Biz mücadele ederken yanına uğrardık, yapılanları anlattığımızda büyük tepki gösterirdi...
Buraya müdür olduktan sonra da karşılaştık kendisiyle, "Kadere bak!" diyordu... Nasıl kaderse...
Hiç yorum yok...