Radyasyon dünyada ve çevresinde daima vardır ve var olacaktır. İnsanlık bunu kendi amaçları doğrultusunda kendine zararından çok, faydası dokunacak şekilde kullanmaktadır ve kullanmaya devam edecektir. Bu yazımızın konusu, bugün çok daha yaygın bir şekilde kullanılan iyonlayıcı olmayan radyasyondur.
Kabul edin veya etmeyin iyonlayıcı olmayan radyasyon, evimizin, ofisimizin ve dışarıda iken tüm çevremizin içindedir ve hep olacaktır. Bunların en bilinenleri mikrodalga radyasyonu, kızıl ötesi radyasyon ve radyo dalgalarıdır. Bunlar en çok kullandığımız ve hedef olduğumuz radyasyon türleridir. Özellikle iletişimde, gıdaları ısıtmada, sesli ve görüntülü yayıncılıkta daha çok kullandığımız türler bunlardır. İyonlayıcı olmayan radyasyon kaynaklarını iki başlık altında toplayabiliriz.
- Doğal kaynaklar (Güneş, şimşek).
- Yapay kaynaklar (Teknik, medikal ve ev içi aletler).
Bu kaynakların yaydığı radyasyonun Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile İyonlayıcı Olmayan Radyasyondan Korunma Uluslar arası Konseyi’nin (ICNIRP) verilerine dayalı sınır değerlerine ve etkileriyle ilgili bilimsel çalışma ve sonuçlarına kısaca değinelim.
Önce hesaplamalara, sonra da sınır değerlerine bakarsak
Frekans: f Voltaj: v Uzaklık: m Amper: A Güç birimi: w Weber olmak üzere,
Elektrik alan şiddeti= 1.375 √f v/m.
Mağnetik alan şiddeti= 1.0037 √f A/m.
Elektromag. güç yoğunluğu= f/200 W/m2
ile hesaplanır. Buna göre değerlerin sınırı ise ICNIRP’ye göre
- Frekans f / 900 mHz / 1800 mHz
- Elektrik alan şiddeti / 41.25 wb/m / 58.33 wb/m
- Magnetik alan şiddeti / 0.111 A/m / 0.157 A/m
- Elektro mag. güç yoğ. / 4.5 w/m2 / 9.0 w/m2 şeklindedir.
Şimdi de dünyada mevcut 1.4 milyon baz istasyonu, insan nüfusuna eşdeğer cep telefonu ve milyonlarca ev aletlerine ilaveten doğal kaynakların yaydığı radyasyonun başta insan olmak üzere canlılara olan etkilerine özetle değinelim. Herkes merak ediyor, cep telefonları ne kadar zararlıdır diye soruyor. Hemen cevap verelim. Cep telefonlarının şu ana kadar bünyemizin biyolojik yapısına zararlı olduğuna dair bulunmuş ve yayınlanmış bir çalışma, veri yoktur. Ama buna rağmen ben diyorum ki, cep telefonlarının ölüm riski çok yüksektir. Ne zaman? Araba sürerken kullanılırsa... Bu defalarca kanıtlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün de desteklediği yoğun araştırmalar, gelecekte cep telefonlarının kullanım süresine bağlı olarak olası risklerini daha net biçimde ortaya koyacaktır.
İyonlayıcı olmayan radyasyon, kaynağının yüzeyinde en üst değerde iken, uzaklaşmaya başlayınca hemen düşer. Bu değerler halkın toplu bulunduğu okul, hastane, kışlalar gibi yerlerde uluslar arası kabul edilen değerlerin binlerce kez altında olacak şekilde planlamalar yapılmakta ve montaja geçilmektedir. Özellikle baz istasyonlarının bulunduğu çevrelerde gözlem altına alınan kanser türlerinde daima çeşitlilik görülmekte, baz istasyonu olmayan yerlere göre farklılık göstermemekte. Şu ana kadar bu kanser türlerinde iyonlayıcı olmayan radyasyonun katkısına dair bir bulgu bulunmamaktadır. Baz istasyonları ile diğer iyonize olmayan radyasyon kaynaklarının yaydığı radyasyonun bin katı olan radyasyon ortamında denekler üzerinde yapılan uzun soluklu araştırmalarda beyinde uyku durumunda ve kardiyovasküler fonksiyonlarda herhangi bir olumsuz etkiye rastlanmamış, bunun aksi durum kanıtlanmamıştır. Bu durumun gelecekte nasıl sonuç vereceği zaman içindeki araştırma sonuçları ile ortaya konulacaktır.
Türkiye’de eksik olan ve bir çok dava konusu olan baz istasyonları ve iyonlayıcı olmayan radyasyon hakkındaki bilgidir. Birçok insanımız bu radyasyonu potansiyel bir tehlike olarak görürken, çevresinin bu radyofrekansları ile kuşatılmış olduğunu düşünmez. Bunda yazılı ve görsel medya kadar halen devam eden araştırmaların kesin bir yargıya varamamasının rolü büyüktür. Ayrıca ilgili düzenleyici kuruluşların halka karşı açık olmamaları, düzenlemelerin halk sağlığı yönünden en ince detayların dikkate alınarak yapıldığına dair ikna edici açıklamaların yapılmaması da hassasiyetleri artırmaktadır. Ulasal hükümetler ve araştırıcı kuruluşlar geçen on yılda iyonlayıcı olmayan radyasyon ile sağlık ilişkileri için yapılan araştırmalara 250 milyon doların üzerinde harcama yapmışlardır. Kayda değer bir sağlık sorununa neden olmamasına rağmen, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sözü edilen radyasyonla ilgili araştırmaların artırılarak devamına destek vermeye devam etmektedir.
Çayyolu bölgemizde de ilgili devlet kuruluşlarımız ve yetkili firmalarca tesis edilmiş irili ufaklı 100 civarında baz istasyonu ve yayın sistemleri vardır. Başta üniversitelerimiz olmak üzere ilgili alıştırma kurullarımız bu konuda yöremizde de ölçme ve denetimi sürdürmektedirler. Bu sistemleri kuranlar, yönetenler ve kullananlar hepimiz aynı geminin içindeyiz. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Çünkü radyasyonun ulaşma sınırı ve seçme özelliği yoktur; her yerde vardır.
Kısaca baz istasyonları ve cep telefonları ile benzer cihazların yaydığı radyasyon devamlı alındığında vücut ısımızı ihmal edilebilir düzeyde 0,1 oC dolayında artırır ve bu durum sağlığımızı etkilemez. Bu kanıtlanmıştır. Sözü edilen radyasyon DNA’yı bozacak şekilde etki yaratmaz, beyin tümörüne neden olmaz, başağrısı uykusuzluk, dikkatsizlik yaratmaz. Düşük ve sakat doğuma neden olmaz. Şu ana kadar yapılan araştırmaların ortaya koyduğu mevcut tablo budur. Gelecekte ne olacağını bugünün tahminlerine dayalı konuşmalarından çok bilim dünyasının araştırmalarından göreceğiz.
Reşat Özkan
Çayyolu Haber Bülteni
Kaynaklar:
- (1) Jhon E. Maulder –“Cellular Phone Antennas (Base Stations) and Human Health”
- (2) Muscat J. E at al -“Handled Cellular Telephone use and Brain Cancer”
- (3) Johansen C at al –“Cellular Telephones and Brain Tumors”
Hiç yorum yok...