2004 Yılında dernekleri bir araya getirdiğimizde önümüze koyduğumuz ilk hedef Çayyolu’nun ilçe olmasıydı. 2004 – 2007 yılları arasında yaptığım Çayyolu Platformu Başkanlığı döneminde, elimden geldiğince bunu seslendirdiğim inancımı taşıyorum.
Hani, neler yaptık, diye özetlersek tüm partilerin Ankara il başkanlarını bir araya getirip “Çayyolu ilçe olmalı” başlıklı bir deklarasyon imzalattık. Lagos Balık Lokantası’na çağırdığımız her partinin Ankara milletvekillerine yemek verdik, oraya bir de mikrofon koyup hepsini teker teker konuşturduk ve söz aldık. İçişleri Bakanıyla görüşüp bu isteğimizi dile getirdik.
Bürokrasinin üst kademelerinde yer almış ve tanınan kişilerle, bakanlık, belediye başkanlığı yapmış kişilerden hukukçu ve muhtarlardan oluşan 40 kişilik bir danışma kurulu oluşturduk. Bunlarla ayda bir toplanarak tavsiye ve önerilerini dinleyip not aldık. Bu kişilerin arasında Cahit Karakaş, Cahit Bayar, Şener Battal, Saffet Arıkan Bedük, Lütfi Doğan, Haydar Yılmaz, Hikmet Uluğbay, Metin Bostancıoğlu şu anda aklıma gelen isimler…
“Çayyolu ilçe olmalı” tezini hemen her toplantı işledik…
Bu tezimizi gazetelerin manşetlerine kadar taşımayı başardık.
Çayyolu Haber Bülteni aracılığıyla da bölgede yaşayanları bilgilendirerek, aynı doğrultuda çalışmaya yönlendirdik.
Bir şarkıydı, umuttu, sevdaydı Çayyolu’nda ilçe olmak.
Ama olmadı.
Engin Uç’un belediye meclisi üyesi olması ve başkanlığı terk etmesi ile birlikte de ÇAPtan düştü. Öylesine düştü ki, 2008’de metropollerdeki bazı semtlerin ilçe olması Meclis gündemine geldiğinde; gazetelerin eski alışkanlıklarıyla “müjde, Çayyolu ilçe olacak” şeklindeki manşetlerine rağmen, bu konuda konuşması gerekenler –belediye başkanını küstürmemek amacıyla- sustular. İzmir, İstanbul, Adana’da birden fazla metropol ilçe oluşturulurken Başkent Ankara’dan Çayyolu’nun yarı büyüklüğündeki Pursaklar ilçe olarak çıktı.
Yalnız o zaman değil, beş yıl boyunca gündeme hiç almadılar; sözünü etmediler.
.***
Ve o gece operasyonuyla birlikte Çayyolu silkindi. Yenimahalle’den koparılıp Çankaya’nın sınırları içine katılıverdi.
Protokolünde ana amaç “Çayyolu’nu ilçe yapma doğrultusunda çalışmak” olanlar, “Biz bu başkanı çok sevdik, Yenimahalle’ye bağlı kalsaydık ne iyi olurdu” şeklinde konuştular. Hani belediye başkanı AKP’li olsaydı da bu söylem aynen böyle olurdu. Çünkü AKP’li başkana seçimden bir ay önce de böyle konuşmuşlar, işin şekli değişince de birden rüzgar horozu kesilmişlerdi.
Yakında Çankaya Belediye Başkanlığı hayranlığını izleyin siz…
Yenimahalle Belediye Başkanı’nın söylediğine göre Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarmış. Ana amacı Çayyolu’nu ilçe yapmak olanlara bakın bir; “Yenimahalle’den kopmamak adına” yargıya gidiyorlar.
Hele de Belediye Başkanı olayın ilk şokuyla “Bari Çayyolu’nu ilçe yapsaydınız” dediğinde, yine rüzgara göre dümen kırdılar; söyleyecek sözleri olmadığı için “Biz de böyle düşünüyorduk, Forbes Dergisi öyle yazmıştı” deyiverdiler.
Çünkü kendileri bu konuda hiçbir şey yapmamışlardı, tek avunacak noktaları mahdum efendinin çalıştığı Forbes’ti.
Büyük olasılıkla bu ay seçim için dernekler çağrılacak ve Çayyolu’nun Yenimahalle’den kopma kararına karşı yargıya başvuracak olanlar, “Çayyolu’nu bağımsızlaştırma” adına derneklere protokol imzalattıracaklar! Protokolü imzalayan dernekler de platformun arkasında duracaklar!
Aman ne tezat!...
Şimdiden bazı dernekler yönetim kurulu kararı alıp baş kaldırmaya başladılar bile…
***
Son gelişmeler üzerine arkadaşlarla oturup konuştuk. Evet Çayyolu ilçe yapılmalıydı, bir belediyeden alınıp, öteki belediyeye yamanamayacak kadar da büyüktü. Ortalıkta bu işin bayraktarlığını yapacak olan örgüt de kalmadığı ortadaydı, o halde hemen harekete geçilmeliydi, öyle de yapıldı. 2 gün içinde bir toplantı düzenledik. Ama o noktaya da son derece ilkeli gittik. Bu çalışmanın içinde ne ÇABA Derneği olacaktı, ne de Engin Uç!
Sorumluluğu bizzat halkın kendisi üstlenmeliydi. Bir günde ulaşabildiğimiz yerlere ulaşıp çağrılarımızı götürdük, ÇABA’da toplanacak, durumu tartışacaktık.
12’sinde toplandık. Açılış konuşmasını yaptık. Durumu anlattık, ortaya çıkan idealistleri belirledik ve dünden itibaren “ÇAYYOLU İNİSİYATİFİ” harekete geçti.
14 Kasım’da ilk bildiriyi Süheyl Batum’un konferansında halka dağıttılar, gelenlere usanmadan Çayyolu’nun ilçe olma gerekliliğini ayaküstü anlattılar ve Çayyolu İnisiyatifinin rozetlerini yakalara taktılar. Salonda rozeti olmayan kişi hemen hemen yoktu.
Yarın akşam Goncaevler’de toplantı yapıp site sakinlerine Çayyolu’nun ilçe olma gerekliliğini anlatacaklar. Sonraki akşam bir başka sitede sürecek toplantı. Toplantılar, toplantıları izleyecek…
Ardından da açık hava toplantıları gelebilir…
Elbette bu işin basın ayağı da olacak…
Süreç kısa, yol yokuş!...
Bu süreçte Çayyolu ilçe yapılır mı?
İktidarın bileceği iş!
Muhalefetin desteği tam…
İsteyenin bir yüzü kara…
Hiç yorum yok...