Haberler


İşin Özü...
  • Yorumlar: 0
  • 29 Aralık 2013 22:31
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 249
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

İşin Özü...

0 0

Kamu görevinin hangi esaslara göre yapılacağının yazılı olarak belirlenmesi, usule ilişkin bir işlemdir...

Yasa, Tüzük ve yönetmelikle düzenlenir...

Buna uyulup uyulmaması, pratikte ne şekilde yapılıyor olmasıysa, esasa ilişkin bir işlemdir...

Uyulmaması halinde, ne gibi sorumlulukların doğacağı ve hangi cezaların söz konusu olacağı da aynı mevzuat hiyerarşisi içinde belirlenir...

Adli Kolluk Yönetmeliğinde değişiklik yapılması ve daha sonra idari yargı tarafından bu değişikliğin yürütmesinin durdurulması meselesine bu gerçeğin ışığında bakıldığında, konuya bugün atfedilen önemin, büyük ölçüde güncel siyasi atmosferin etkisinden kaynaklandığını söylemek mümkündür...

Kuşkusuz bu, söz konusu yönetmelikle ilgili yaşanan gelişmeler önemsiz demek değildir...

Önem derecesinin, bugün abartıldığı kadar olmadığı demektir...

Çünkü bir kuralın yazılı olmasından çok, uygulanması önemlidir...

Bilindiği üzere İngiltere’nin yazılı bir Anayasası yoktur, ama tam olarak uygulanan bir Anayasası vardır...

Bizim yazılı bir Anayasamız vardır, birçok hak ve özgürlük orada detaylı olarak yazılır, ama pratikte çoğu uygulanmamaktadır...

Kanunlarımız vardır, ama ne kadar uyulduğu herkesin malumudur...

İşte, deyim yerindeyse zurnanın zırt dediği yer de burasıdır...

*

Adli Kolluk Yönetmeliğinde değişiklik yapılmadan önce, savcılıklarca yürütülen, yer ve duruma göre polis veya jandarmanın kolluk olarak görev yaptığı soruşturmaların, tamamen yönetmeliğe uygun olarak, gizlilik esaslarına göre yürütüldüğünü, kimsenin üst amirine bilgi vermediğini söylemek ve buna inanmak mümkün müdür?

Bırakın Allah aşkına...

Hepimiz biliyoruz ki, çürümüşlük toplumun her alanında vardır ve yargı da bundan fazlasıyla etkilenen kurumların başında gelmektedir...

Tek tek örnek vermeye, şu soruşturma şöyle, bu soruşturma böyle sızdırılmıştı demeye hiç gerek yoktur...

Güçlü olan, önemli mevkilerde adamı olan, her zaman başına geleceklerden önceden haberdar olmuştur...

Bu ülkenin yasalarında, kanunlar karşısında herkes eşittir hükmü yazılı olsa da, nüfuz sahibi olanlarla, sıradan vatandaşların eşit olmadığını herkes bilmekte, yaşayarak görmektedir...

O halde, bakanların, milletvekillerinin, bunların çocuklarının veya bir yakınlarının hakkında yürütülen soruşturmalarda, himaye edilmeleri bugün ilk kez oluyormuş gibi yapmak ne kadar gerçekçidir ve ne kadar etikdir?

Hatırlayın geçmişi, bunların himaye edilmelerini bırakın, birkaç istisna dışında haklarında soruşturma yapılması bile söz konusu olmamıştır...

Ne yani, geçmişte hepsi çok dürüst olduğu için mi bu böyle olmuştur?

Elbette değil...

*

Öyleyse, şimdi şu soruyu sormanın zamanıdır?

Adli Kolluk Yönetmeliğinde şöyle veya böyle yazılı olması ne kadar önemlidir?

Uygulandığı kadar!

Evet, önemli olan uygulamadır ve uygulamada, kamu görevlilerinin görevlerini layıkıyla, yansız ve objektif olarak yapmalarıdır...

Bunun var olacağı koşulların tam olarak sağlanmasıdır...

Yargının, bir tarikatın veya bir siyasi görüşün vesayeti altında olduğunun ileri sürüldüğü ve dolayısıyla “güven bunalımı” olan bir yerde, yönetmeliklerin, kuralların ne hükmü olabilir...

Adil, tarafsız ve güvenilir bir yargı için öncelikli olan, yazılı kurallardan ziyade o kuralları sadece ve sadece hukuka ve vicdanına dayanarak uygulayacak, kimsenin adamı olmayan özgür kamu görevlilerinin var olmasıdır...

Ne yazık ki bugün, bunun olduğunu söylemek imkansızdır...

İşin özü ve üzerinde durulması gereken esas konu da budur!

Mustafa Tuğrul Turhan

mustutu.blogspot.com (Penceremden)

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.