Çayyolu’nun yapısal sorunları belirlenmeli ve ortak akılla çözüm önerileri saptanmalı ve bölgenin gelişmesinin önü açılmalı. Geçen sayımızda, Çayyolu’nun yeniden örgütlenmesi gerektiğini yazmış, gerekçelerini de açıklamıştık. Sağolsunlar pek çok arayanımız oldu. Yeniden toparlanmamız gerektiği konusunda aşağı yukarı herkes fikir birliği etmiş durumda. Çayyolu’nun artık ilçe olması gerektiği konusunda öyle bir fikir birliği ve beraberliği var ki, çalışmaların bir an önce başlaması konusunda onlarca telefon aldık. Burada önemli olan şu, örgütlenmenin temelini Çayyolu halkı oluşturmalı, yani halk bizzat işin içinde olmalı. 7’den 70’e herkes bu çalışmanın içinde, sorumluluk almalı. Öncelikle site yöneticileri bir araya gelerek ortak irade koymalı. Bu işin mutlaka esnaf ve ticaret erbabı ayağı da olmalı. Bölgemizdeki aktif dernekler bu yapının içinde bulunmalı. Siyasiler bu akımı ister istemez desteklemek zorunda kalacaklardır. Bu işte aktif olarak çalışacak gönüllüler ortaya çıkmalı ve bu kişiler projeleriyle destek vermeliler. Çayyolu’nun yapısal sorunları bir bir ortaya konulmalı ve bunların çözüm önerileri belirlenmeli ve ortak bir çalışma içinde sonuca gidilmeli... Bölgede meslek sahibi olan emekli, proje üretebilen insanları bir araya gelmeli. Yapılan işlerle ilgili bir danışma kurulu oluşturulmalı, buradaki çevresi geniş, akil adamlardan destek alınmalı. Bu örgütlenme modeli bir grubun değil, bir siyasi görüşün değil, herkesi toparlayacak, kucaklayacak, bağrına basacak ayakları yere sağlam basan bir yapılanma olmalı ve Çayyolu’nda yaşayan herkesin kendini bunun bir parçası olarak gördüğü bir noktaya ulaşmalı... Bugüne kadar hep ilkleri yaşayan, toplumun yol göstericisi noktasında olan Çayyolu halkı, örgütlü hareketiyle geleceğe yön verme çabası ile örnek bir örgüt oluşturacaktır. Bu çalışma ile Çayyolu birlikte hareket etme iradesini ortaya koymuş olacaktır. İnançlı, kararlı ve istikrarlı çalışma dileğiyle... Yazımızı Edmond Birke’nin bir sözüyle noktalayalım. “Kötülüğün başarısı için gerekli herşey, iyi insanların hiçbir şey yapmamasındadır.”