Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Jean Paul Costa’nın, AİHM’nin 2012 yılındaki çalışmaları hakkında bilgi vermek için düzenlediği basın toplantısından önce Yüksek Mahkemece gazetecilere, Costa’nın yapacağı açıklamaların içeriğine ilişkin olarak, bir bilgi notu ulaştırılıyor.
Bu bilgi notunda, AİHM’in Türkiye aleyhine açılan 177 davada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) en az bir maddesinden insan hakları ihlalinde bulunulduğuna hükmettiği belirtiliyor.
Aynı notta, Rusya, 122 davada en az bir maddeden mahkûmiyetle birinci sırada yer alıyor.
Buna göre, insan hakları ihlallerinde Rusya birinci, Türkiye ikinci oluyor! Yani, sınıfta kalıyor.
Yine aynı nota göre, yargılamanın süresinin uzunluğu nedeniyle de Türkiye üye 47 ülke arasında 51 mahkûmiyet kararı ile birinci oluyor.
Yine Türkiye, özgürlük ve güvenlik hakkı konusunda 37 adil yargılanma hakkı konusunda 26 ifade özgürlüğü konusunda 8 etkin soruşturma yokluğu konusunda da 12 kez olmak üzere toplam 123 kez mahkûm oluyor.
AİHM'de bekleyen yaklaşık 128 bin dava arasında ise Türkiye 16 bin 879 dosya (yüzde 13,2) ile ikinci sırada yer alıyor.
İstatistikler böyle söylüyor.Bir başka deyişle, “takke düşüyor ve kel görünüyor!”
Uzayıp giden ve bir türlü bitmek bilmeyen tutukluluk süreleri, yıllarca devam edip sonuçlanmayan davalar, hak ve hukuk ihlalleri bu tabloyu doğuruyor.
Bu rakamlar, Avrupa birliği üyeliği meselesini tamamen unutup, müttefiki ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, yüzünü Ortadoğu’ya ve İslam ülkelerine dönmüş görünen Türkiye’nin, bir zamanlar ulaşılacak hedef olarak gösterdiği gelişmiş Avrupa demokrasisinden de uzaklaştığını gösteriyor.
Kimileri, sık, sık “ileri demokrasiden”, “insan haklarından” söz etse de bunun, fiiliyatta pek de gerçek olmadığı ortaya çıkıyor.
Aslına bakılırsa, işin aslının böyle olduğunu bilmek ve anlamak için AHİM başkanının açıklama yapmasını beklemek de gerekmiyor.
Biraz duyarlı olunduğunda, biraz “kendi kalbinin kabuğundan” çıkıldığında, daha suçunun ne olduğunu bilmeden yıllardır tutuklu olarak cezaevinde yatanların, uydurma olduğu uzmanlarca söylenen sözde delilerle mahkumiyet alıp seslerini duyurmaya çalışanların varlığı, hak ve hukuk ihlalleri iddialarının had safhada olduğu hemen görülüyor.
AHİM başkanının açıklamaları, bunlardan AHİM’e intikal edenlerin bir kısmını tespit niteliği taşıyor.
Türkiye, bu tabloyu hiç hak etmiyor!
Mustafa T. Turhan
www.cayyoluhaberbulteni.com
Hiç yorum yok...