Haberler


II. Abdülhamid Cyrano de Bergerac’ı niye yasaklattı
  • Yorumlar: 0
  • 02 Şubat 2013 00:00
  • Haber kategori: Çayyolu
  • Ekleyen:
  • Ziyaretler: 2986
  • Son Güncelleme: -/-
  • (Güncel Beğeni 0.0/5 Yıldızlar) Toplam Oylar: 0

II. Abdülhamid Cyrano de Bergerac’ı niye yasaklattı

0 0

Ya ne yapmak lazımmış?
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi/
Bir ağaç gövdesini tıpkı sarmaşık gibi/
Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?/
Kudretle davranmayıp hileyle
tırmanmak mı/?
İstemem eksik olsun!/
Yoksa bir sürü keli,/
Sırma saçlı diyerek göğe mi çıkarmalı?/
Yoksa ödüm mü kopsun bir Allah’ın aptalı/
Gazeteye bir tenkit yazacak diye her gün?/
Yahut sayıklamak mı lazım:
Adım görünsün, Aman! diye/
Şu meşhur Mercure Ceridesi’nde/
İstemem eksik olsun!/
Ve ta son nefesinde/
Bile çekinmek, korkmak, benzi sararmak, bitmek/
Şiir yazacak yerde ziyafetlere gitmek/
Karşısında zoraki sırıtmak her somurtkanın/
Eksik olsun istemem, istemem eksik olsun./
Fakat...
Şarkı söylemek, gülmek, dalmak hülyaya;/
Yapayalnız, ama hür, seyahat etmek aya/
Gören gözü, çınlayan sesi olmak/
Ve canı isteyince şapkayı ters giymek/
Karışanı olmamak/
Bir hiç için ya kılıcına veya/
Kalemine sarılmak /
Ve ancak duya duya yazmak/
Varsın küçücük olsun zaferin/
Fakat bil/
Onu fetheden sensin yoksa başkası değil/
Ara hakkını hatta kendi nefsinde bile/
Velhasıl bir asalak zilletiyle tırmanma!/
Varsın boyun olmasın söğüt kadar/
Bulutlara çıkmazsa yaprakların ne zarar?/
Kavaklar sıra sıra dikilse de karşına/
Boy ver/
Dayanmaksızın/
Yalnız ve tek başına..
.”

Bu sözleri anımsıyor musunuz? Cyrano de Bergerac’tan! Edmond Rostand’ın ölümsüz eserinden.

İlk kez 27 Aralık 1897’de 1800 kişilik Paris Porte Saint-Martin’de sahnelendi. Ve alkışlar o günden bugüne hiç durmadı.

Oyunun sahnelendiği dönemde Fransa Yüzbaşı Dreyfus Davası’yla çalkalanıyordu. Ünlü yazar Emile Zola ve bir grup aydın, sadece Yahudi olduğu için casuslukla itham edilen Dreyfus’u destekliyor ve yargılayanları vicdanlarının sesini dinlemeye çağırıyorlardı.

Edmond Rostand da bu aydınlardan biriydi.

Bu bilgilerden sonra gelelim konunun bizim tarihimizle ilgili bölümüne:

Cyrano de Bergerac yazıldığı ve oynandığı dönemde Osmanlı Sarayı’nın sultanı II. Abdülhamid idi.

Tiyatroya meraklı idi.

Sözü burada kızı Ayşe Osmanoğlu’na bırakalım:

Vaktiyle sarayda ortaoyunu çok rağbet görürmüş. Esasen babam alaturkayı pek sevmediğinden alafranga oyunlar oynatmaya başlamıştı. İstanbul’a herhangi bir grup gelse, derhal elçiler tarafından haber verilir, tavsiye olunurdu. Böylece gruplar saraya gelirdi. Bu suretle pek çok sanatkar gelmiş, huzurunda çalmışlar, oynamışlardı. Bunlara nişanlar verilmiştir. Fransa sefiri Constans meşhur Sarah Bernhardt’la Coquein Cadet’i saraya getirmişti. Oyundan sonra bunlara nişan verildi. Babam bütün bu tiyatro işlerinde İlyas Bey’i kullanırdı. Genellikle cuma günlerinin akşamları tiyatro olacağını bildiğimizden bu akşamı sevinçle beklerdik.” (Babam Sultan Abdülhamid)

Yıldız Sarayı’nda padişahın huzurunda tiyatro oynayan ve nişanla ödüllendirilen Sarah Bernhardt, Edmond Rostand’ın konusunu Kitab-ı Mukaddes’ten alınan “La Samaritaine”nin başrol oyuncusuydu.

Sarah Bernhardt’a kapılarını açan Yıldız Sarayı nedense Edmond Rostand’ın ölümsüz eseri Cyrano de Bergerac’ı yasakladı. Oyunun İstanbul’a gelişine izin verilmedi.

Kimine göre bunun nedeni; Cyrano de Bergerac’ın uzun burnunun II. Abdülmahid’e benzemesiydi.

Kimine göre ise oyundaki iğneleyici sözler II. Abdülhamid’i rahatsız etmişti.

Cyrano de Bergerac yıllar sonra 1941’de Sabri Esat Siyavuşgul’in çevirisiyle Türkçe’ye kazandırıldı.

O dönemde bir eserin bir ay sahnelenmesi büyük olaydı. 1943’te Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü’nün üç ay sahnede kalması büyük ses getirmişti. (İlginçtir bu eser iki kez de diziye dönüştürüldü ve her ikisi de hayli beğenildi.)

Cyrano de Bergerac 1945 yılında sahneye kondu ve Yaprak Dökümü’nün rekorunu üç ay sahnede kalarak egale etti.

Kelime büyücüsü olarak bilinen Cyrano de Bergerac’ın yıllar sonra Türk okuyucusu ve seyircisiyle buluşması hayli görkemli olmuştu.

Ama bugün hâlâ II. Abdülhamid’in Cyrano de Bergerac’ın İstanbul’a getirilmesini neden istemediği bilinmiyor.

“Osmanlı Dram ve Komedi Kumpanyalarınca İcrası Memnu Olan Oyunların Esamisini Mübeyyin Defter”ine niye adını koyamadı acaba Cyrano de Bergerac?

Gerçekten tek neden burun olabilir mi?

Soner Yalçın
12 Eylül 2010 - Hürriyet

Paylaş
  • Twitter
  • del.icio.us
  • Digg
  • Facebook
  • Technorati
  • Reddit
  • Yahoo Buzz
  • StumbleUpon

Hiç yorum yok...

Bilgi! Maalesef sadece kayıtlı ve giriş yapmış kullanıcılar yorum gönderebilir. Giriş yapın veya Kayıt olun.