12 Eylül sonrasında dinci- tarikatçı bir grup siyaset sahnesinde boy gösterdi. Kendilerine "Milli Mücadele grubu" adını vermişlerdi. Farklı ve disiplinli örgütlenme yapısıyla dikkat çekiyorlardı. Millî Mücadele grubundan yetişen önemli isimler zaman içinde Refah Partisi saflarında yer tutmaya başladı. Sadece RP'de değil, bürokraside, yayın dünyasında ve siyasette son derece etkin konumlar elde ettiler. Bu grubun en önemli ismi Cemil Çiçek'ti.
Melih Gökçek de bu grup arasında ayrı bir yere sahipti. Özal'ın ANAP'ından Refah Partisi'ne katılmıştı.
Çocuklara imam eğitimi
Türkiye kamuoyu, Melih Gökçek'i '80'li yılların sonunda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (ÇEK) Genel Müdürü olduğu dönemde tanıdı. Basında ÇEK'te yapılan tayin ve atamalarda yapılan usulsüzlüklerle ilgili birçok haber çıktı. Gökçek ilk kadrosunu ÇEK'te kurdu. Buradaki ilk icraatlarından biri ÇEK bünyesindeki 6- 18 yaş grubu çocuklara imamlar tarafından dini eğitim verilmesi uygulamasını başlatmak oldu. DYP- SHP koalisyon hükümeti tarafından görevinden alındı. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Gökçek'in genel müdürlüğü döneminde ÇEK bütçesinden yapılan usulsüz harcamalarla ilgili geniş açıklamalarda bulundu.
ANAP'ta Ankara Keçiören Belediye Başkanlığı yapan Melih Gökçek, önce RP'den Ankara Milletvekili seçildi. Bu arada RP-MHP-IDP (Aykut Edibali'nin Islahatçı Demokrasi Partisi) ittifakında etkin rol oynadı.
Melih Gökçek, Refah içinde kısa zamanda yükseldi ve öne çıktı. Ekip arkadaşları genel olarak yetiştiği Milli Mücadele grubuna mensuptu.
Gökçek'in asıl çıkışı, 30 Mart 1994 yerel seçimleriyle oldu. Ankara milletvekili iken partisinin büyükşehir belediye başkan adayı olan Gökçek, az farkla da olsa seçimi kazanmayı bildi. İşte bu tarih, Gökçek'in yükselişinin ve aynı zamanda Ankara halkının başına 20 yıl boyunca musallat oluşunun tarihi oldu.
Gökçek, görevi devralmasından sonra, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile yüzlerce araçtan oluşan bir konvoyla Ankaralılara "teşekkür turu" atarken, Necatibey ve Sakarya caddelerinde toplanan çok sayıda yurttaş
"Atatürk ve laiklik" yanlısı gösterilerde bulunuyordu. Bu gösterilerin ne kadar haklı olduğu kısa zamanda anlaşılacaktı.
Önce Ankara teşkilatında, ardından genel olarak RP içinde güçlenen Gökçek, o günlerde belediye ihaleleriyle MHP ve BBP'lileri kendine yakın tutan bir politika izliyordu. Kurduğu siyaset denkleminde, cemaat ve tarikatlar olmazsa olmazdı. Özellikle Fethullah Gülen cemaati ile ilişkileri her zaman iyi oldu.
Bir gecede "yenilikçi" oldu
RP tabanından aldığı tepkilere rağmen bu politikasını uzun süre devam ettirdi. Bu dönemde Gökçek, Erbakan'la olan ilişkilerini bozmamaya özen gösterdi. Ancak parti içinde "gelenekçi- yenilikçi" ayrışması ortaya çıkınca safını tutmakta gecikmedi. Ağırlığını "yenilikçilerden" yana koydu. RP'nin Ankara İl Kongresi'nde Erbakan'ın desteklediği isme karşı aday çıkardı ve kazanmasını sağladı.
Gökçek, Refah Partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılıp "Fazilet Partisi" olduktan sonra Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan etrafında şekillenen "Yenilikçi" hareketle bütünleşti. İstanbul'da yıldızı giderek parlayan Tayyip Erdoğan'ı öteden beri dikkatle izliyordu. Fazilet'in Mayıs 2000 kongresinde artık yenilikçilerin safındaydı.
Gökçek, Tayyip Erdoğan'ın yasaklı döneminde hedefini "liderlik" olarak belirlemişti. "Yenilikçilerin" başına geçmenin hesabı içindeydi. Ancak şunu da belirtelim, Abdullah Gül'le yıldızları nedense hiç barışmadı. Gül, Gökçek'e karşı devamlı mesafeli durdu. Gökçek, AKP'nin kuruluş sürecine katılmadı, uzakta durmayı tercih etti. İşte o günlerde Gökçek ABD'ye gitti. "Siyaset vizesi"nin oradan geçtiğinin bilincindeydi. Bu ziyaretten önce o dönemde ABD'nin Ankara Büyükelçisi olan Robert Pearson'la uzun bir görüşme yaptı.
JINSA ile buluşma
Şimdi pek hatırlanmasını istemiyor ama Gökçek'in 2001 Mayıs ayındaki ABD ziyaretinde önemli durakları Yahudi lobileri oldu. ABD'deki en etkin Yahudi kuruluşu olan JINSA, öteden beri Türkiye'deki İslamcı liderlerle ilgilenir, yolu ABD'ye düşenlerle mutlaka toplantılar yapardı. JINSA, kendisini "Erdoğan'dan sonra en çok destek alan lider" olarak tanıtan Gökçek'i de ağırladı. Gökçek'in İslâmî siyaseti nasıl tanımladığını, liberalizm ile İslami anlayışı nasıl birleştireceğini, bir kadrosunun olup olmadığını, Türkiye- İsrail ilişkilerini nasıl gördüğünü vs. öğrenmek istiyorlardı.
ABD'de Gökçek'i dinleyenler arasında, bir isim özellikle öne çıkıyordu. Washington Enstitüsü Başkanı Alan Makovsky, Gökçek'e, kendisine olan destekten, devletle olan ilişkilerine kadar bir dizi soru yöneltti. Gökçek'in ABD ziyareti pek başarılı olmadı, basında da fazla yankı bulmadı.
Melih Gökçek, kısa süren bir Demokrat Parti deneyiminden sonra 31 Ağustos 2003 günü AKP'nin 2. kuruluş yıldönümü törenleri sırasında Ankara'nın sekiz metropol ilçenin belediye başkanı ile birlikte AKP'ye katıldı.
Yarın: Melih Gökçek'i gözaltından kim kurtardı?
Hikmet ÇİÇEK
Aydınlık
Kaynak: http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/hkmet-ccek/31094-hikmet-cicek-i-melih-giderken-1-anaptan-akpye.html
Hiç yorum yok...