İtfaiyeye, Acil Sağlık Servislerine, Polis ve Jandarmaya tahsisi edilen telefon numaraları akılda kalabilecek kısa numaralardır.

Çünkü bu numaralar istisnalar dışında, zor anda kalındığında kullanılacaktır.

Hemen hatırlanabilecek olmalıdır.

İnsanlar bir yangın felaketiyle, acil bir sağlık sorunuyla karşılaştıklarında bu telefonlardan medet umacaktır.

O nedenledir ki, ambulans hizmetlerine “Hızır Servis” adı verilmiştir; İtfaiye, ambulans ve güvenlik kuvvetlerinin araçlarına geçiş üstünlüğü tanınmıştır.

Deyim yerindeyse bu kamu hizmetleri, o zor zamanların son çaresidir.

O son çare kullanılıp da zamanında yardım alınmazsa her şey için çok geç kalınmış olacaktır.

Bir kalp krizinde, bir yangında, bir silahlı kavgada dakikaları bırakın saniyeler önemlidir.

O nedenle, geciken adalet nasıl adalet değilse, geciken müdahale de müdahale değildir.

Olay olup bittikten, kalp krizi geçiren hayatını kaybettikten, yangın her şeyi küle döndürdükten sonra yapılacak bir müdahalenin ne anlamı olabilir?

*

Dört Temmuz günü Çayyolu Köyü yakınındaki İş Bankalılar Sitesi karşısında bulunan orman alanında çıkan yangının vatandaşlarca itfaiyeye derhal bildirilmiş olmasına karşılık, zamanında hiçbir müdahalenin olmaması ve yangının vatandaşların özverili çabaları ve kendi imkanlarıyla söndürülmesi acil durumda güvenilen dağlara kar yağmasının en somut ve en yeni örneğidir.

ÇABA Derneğince, yangına zamanında neden müdahale edilmediğinin itfaiyeye yazılı olarak sorulması üzerine verilen resmi yanıt, adeta müdahalenin zamanında yapılmadığının itirafı niteliğindedir.

İtfaiye, resmi yanıt yazısında yangın ihbarının kendilerine saat 17:56 da yapıldığını, bir başka yangına müdahale etmekte olduklarından, bu başka yangından dönen bir arozözlerinin, “trafik yoğunluğu nedeniyle” olay yerine saat 18:58 de intikal ettiğini ve bu ekibin, fidanlıkta yanmanın olmadığını otluk alanda yanmanın olduğu ve sönmüş durumda olduğunu tespit edip döndüğünü şeklindedir.

Çevre sakinlerince, itfaiyenin yazısında belirtilen saatlerde yangın mevkiine gelen bir itfaiye aracının görülmediği ifade edilmesine rağmen, itfaiyenin yanıtının doğru olduğu kabul edilse dahi, bu açıklamanın birçok yönden yeterli ve doyurucu olmadığı ortadadır.

*

Yukarıda da belirtildiği üzere, itfaiyenin yangın yerine 1 saat 2 dakika sonra, yani tabiri caizse, işten geçtikten sonra gelebildiği bizzat kendilerince ifade edilmektedir.

Trafikte geçiş üstünlükleri olduğu halde, bu gecikmeye yoğun trafiğin veya bir başka yangına müdahale ediyor olmanın gerekçe gösterilmesi de bir başka zafiyettir.

Hele, yangının fidanlıkta değil de otluk alanda meydana geldiği tespiti tam bir garabettir.

Özetle, itfaiyenin yanıtının, özellikle yangına müdahale ederek, olayı bizzat yakından gören vatandaşlar için itibar edilecek bir yanı bulunmamaktadır.

Çayyolu  itfaiyesinin bir başka yangına müdahale ediyor olması, bir diğer yangının etrafı küle çevirmesi için nasıl gerekçe gösterilebilir?

Diğer itfaiye birimlerinden destek istemek kimin görevi ve sorumluluğundadır.

Bu yola neden gidilmemiştir?

Vatandaş böyle bir itfaiyeye acil ve zor anında nasıl güvenecektir?

Birileri, canım işte yangın söndürülmüş uzatmaya ne gerek var diyebilir.

Ancak unutulmamalıdır ki, yangın ciddi bir afettir ve her zaman bu kadar ucuz atlatılmayabilir.

O nedenle, başta bu işi meslek edinmiş kamu görevlileri gerekçe üreterek vaziyeti kurtarmaya çalışmak yerine, objektif olarak şapkasını önüne koyup nerede hata yapıldığını samimi olarak düşünmelidir.