ANKARA Hürriyet'te tam 3 yıl önce bugün, manşetten yayınlamışız:
"İşte Başbakan Erdoğan'ın Ankara hayali..."
Başbakan Ankara hayalini, şöyle paylaşmış çevresiyle:
* Her kentin bir ruhu vardır, bu ruhun korunup ortaya çıkarılması kente derinlik ve güzellik kazandırır.
* "Bitişik nizam", sık yapılaşmaya gidilmemeli.
* Ankara'da en hoşlandığım yerleşim alanı Çayyolu. Mamak-Altındağ projesi başta olmak üzere yeni yerleşimler için "Çayyolu modeli" örnek alınmalı.
* Ankara'nın yeni yerleşim yerleri, Çayyolu gibi yeşil alanlara, oyun sahalarına, sosyal donatılara sahip, ancak estetik kaygıların da öne çıkarıldığı modern yerler olmalı.
* Ankara'ya tek Çankaya yetmez. Cazibe merkezi olacak bir çok Çankaya olmalı. Bir Keçiören, bir Yenimahalle, bir Mamak, bir Altındağ neden Çankaya olmasın?
* Buralardan hangi medeniyetler geçtiyse hepsinin izleri görülmeli, bu izler kesinlikle silinmemeli.
Bu "hayaller"e mimarlar, şehir plancıları dahil, kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum doğrusu.
Ben de etmiyorum.
Ve gerçeklerin herzaman hayallerin üzerinde yükseleceğine, bina edileceğine inanıyorum.
Da...
Ankara'nın ruhu korunuyor mu?
Ya da kaldı mı ruhu...
"Bitişik nizam" bir yana, kongre merkezi, Gordion gibi "heyhula" yapılaşmalar, "Çayyolu Modeli"nin ne(re)siyle örtüşüyor?
Yoksa zarar mı veriyor var olan modele...
Ya estetik kaygılar?
Hayaller ile gerçekler arasındaki mesafe, insanları mutlu ya da mutsuz yapar.
Hatta, sanrılı ya da sağlıklı, gerçekçi...
Bu kentler, -varsa- kent planlamaları için de geçerlidir.
Bilmiyorum, Başbakan'ın 3 yıl önce dile getirdiği hayallerinin ayarına uygun mu gelişiyor/değişiyor bu şehir.
Ha, ülkeyi yönetenle, kenti yönetenler arasında "hayal farkı" varsa, o başka mesele.
Hiç yorum yok...