“Yargıda yolsuzluğun azı bile çoktur. Söylentisi bile ürperticidir.” Hayrettin Ökçesiz.
“Doğada ve hukukta ‘yapılmış bir şey yapılmamış durumuna’ getirilemez.” Sami Selçuk.
“Hukuk daima adaletin peşinden gider, önüne geçemez.” Peyami Safa.
Bu üç önemli şahsiyetin bu sözlerine sanırım iktidar kanadından da, muhalefet kanadından da tepki gelmez. Zira her iki tarafı temsil eden şahsiyetlerdir bunlar.
Ancaaak!
Son çıkarmada yaşananları bir örnekle açıklamak isterim.
Kırıkkale’de görev yaptığım sırada bir gün ağabeyim derecesinde dostum olan Savcı Sayın Selahattin Karagöz bir gün beni arayarak; “Yarın sabah kimseye randevu verme, Sulakyurt İlçesi’ne gideceğiz.” dedi.
Şaşırdım. Abi neden diye sordum.
-Giderken anlatırım, dedi.
Sabah yola çıktık. Uzun süre konuşmadık arabada. Düşünürken aklıma geldi. Sayın Savcı’nın eşi Kırıkkale Keskinli’dir. Adalet komisyonu başkanı Kırıkkale Milletvekili Alpaslan Pehlivanlı’da Keskinli idi. Ama bir birlerini hiç sevmezlerdi. Zira bazı bildiklerim vardı.
Bu aklıma gelince Savcı Bey’e sordum. Ne olduğunu anlatacak mısın?
Anlattı. Pehlivanlı Savcı’yı arayarak özel bir talepte bulundu. O da yapmadı. Bu nedenle Savcı’yı Sulakyurt’a geçici görevle görevlendirtti.
Şimdi ne o milletvekili var. Ne o savcı var. Ne de o parti var. Hepsi yerle yeksan oldu.
Günümüzde de aynı olaylar tekerrür ediyor. Bir CUMHURİYET SAVCISI bir bürokratın ifadesini alamıyor. Almaya kalkan da aynı akıbeti yaşıyor.
Önce içinde bulunduğumuz şartlarda ilk olmadığı gibi, belli ki son da olmayacak. Ama ondan da önemlisi hukukun düşürüldüğü durum açısından çok vahimdir.
Ama on yıllardır bu köşenin okuyucuları bilirler ki, Anayasa’nın 128 ve 129/son maddesinin “Kamu görevi” yapanları (bunların kriterleri çok net olmamakla birlikte) koruma görevinin kaldırılması için neler yazılmıştır. Ama yine burada da karşımıza çıkmaktadır.
Bu her iki madde başta siyasetçiler ile Siyasi İrade’nin sığınma limanıdır. Şimdilik Sayın Başbakan’da emrindeki şahısların bu limanında olası aksamaları ortadan kaldırmak için, yeni bir “Kanun Tasarısı” ile gündemi meşgul etmektedir.
Bunun sakıncaları vardır. Ve bu yüzden çok canlar yanabilir. 16.02.2012
Hiç yorum yok...