BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğullarının çeşitli görevleri sıklıkla gazetelerde yer bulan konulardan.
Baba Gökçek yıllardır medyatik kişiliğiyle ön planda nasıl durulacağının kitabını yazmış.
Dördüncü kez Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilerek kırılması zor bir rekora imza atmış, bunun keyfini çıkaracekken, yerel seçimlere dört yıldan fazla bir süre olmasına rağmen hangi kanalı açsak, Gökçek açıklamalarda bulunuyor. İlginçtir son zamanlarda Gökçek sadece Ankara’yı değil, Türkiye’yi konuşuyor. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Yani babadan oğula Gökçekler her yerde.
Ankaragücü başkanı büyük oğul Gökçek olurken, çok tartışılmıştı. Gökçek’e yakın isimlerin yönetimde yer alması konuşulmuştu, belli bir süre sonra modası geçince, unutuldu.
Şimdi de oğul Gökçek’in, belediyeye yakın kanalın genel müdürü olması konuşuluyor, o da yarın unutulur.
İtiraf etmek gerekir ki Gökçek son dönem çok açık oynuyor.
Bu açıklık Ankara kulislerine yansıyor. Dost düşman Gökçeklerin “her yerde” olmasını konuşuyor. Bu durum uzun vadede “Ne getirir, ne götürür?” sorusu dillendiriliyor.
Genel siyasetin toz duman olduğu, bir taraftan erken seçim söylentilerinin çıktığı bir ortamda Gökçek’in bu denli ön planda durması akıllarda soru işareti yaratıyor.
Bakalım zaman neyi gösterecek...
Metro, tramvay, tabanvay
GEÇEN hafta Gökçek’in Strasbourg’da gerçekleştirdiği tramvay fabrikası gezisi gündeme geldi. Ankara’da bazı bağlantıları tramvay vasıtasıyla yapmak istediğini açıkladı Gökçek. Tramvay fikrinin ardından herkesin aklına bir türlü bitirilemeyen metrolar geldi. Gökçek gardını alarak, tramvay vaadinin yanında metroların da yakın bir zamanda hükümetin desteğiyle çözüme kavuşturulacağını söyledi. “Metro bitmeden tramvay nereden çıkıyor” klişesine düşmeden Strasbourg’da görüp imrendiğimiz bir alışkanlığa vurgu yapayım dedim.
Birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi Strasbourg’da da motorlu taşıt kullanan kadar bisiklet kullanan insanlara rastladık. Bisiklet parkları ve rahatça ilerlemeleri için yapılan bisiklet yollarıyla araçların değil insanların hakimiyetindeki sokaklar ve caddeler bu özlemimizi giderdi.
Kentler kurulurken yapılan “insan öncelikli” planlamayı açıkçası kıskandık. Ankara’da da olsa diye iç geçirdik.
Aslına bakarsanız benzer uygulamanın yapılması için Ankara’da da uygun alanlar yaratılabilir. Batıkent, Çayyolu, Ümitköy bir çırpıda akla gelen yerler. Site yapılaşması da bu uygulamayı elverişli kılıyor. Tabi istenirse.
Deniz Gürel
Hürriyet/ANKARA
Hiç yorum yok...